Top
08/12/2023

CANI CENNETTE OLANLAR VE CANI YANANLAR

Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan, ASO (Ankara Sanayi Odası) Yönetim Kurulu Toplantısına katıldı...

Toplantıda yaptığı açıklamada:

“Temmuz’da 10 kat artışla 3 milyar liraya yükselttiğimiz reeskont limitini daha da artıracağız, çalışmalarımız devam ediyor” dedi...

Toplantıya ev sahipliği yapan ASO Başkanı Seyit Ardıç’ın açıklamalarından önce “reeskont kredisi” nedir kısaca açıklamaya çalışayım...

Reeskont Kredisi:

Merkez Bankası’nın bankalara kullandırdığı TL/Döviz Kredisi programıdır...

Bankalar, ellerinde bulunan ve henüz ödeme zamanı gelmemiş olan müşteri senetlerini:

Merkez Bankası’na kırdırarak nakit paraya çevirirler...

Böylece bankalardaki para miktarı artar...

Bankalar bu kredileri kendi müşterilerine kullandırınca da piyasadaki para arzı artar...

Yani canlarım...

Acımasız piyasa ekonomisinin uygulandığı ülkelerde “sıkılaştırılmış para politikası” demek:

Tüketicilerin maaş ve ücretlerini kısmak...

Onların ucuz krediye ulaşmalarını engellemek demektir...

Sıkı para politikalarıyla dar ve orta gelir grupları:

Daha az harcamaya zorlanırken...

Bol gelirliler için ise:

Kesenin ağzı açılır...

İşte bu nedenledir ki...

ASO Başkanı Seyit Ardıç, Merkez Bankası para politikalarıyla...

Ekonomi yönetiminin uygulamalarına destek verdiklerini açıkladı...

Ve bakın ne dedi:

“Sıkılaştırıcı para politikası uygulamalarının ekonomik aktivite üzerindeki etkisinin dördüncü çeyrekte daha belirgin hale gelmesiyle üretimde ve büyümede kayıplar yaşanabileceğini öngörüyoruz. Enflasyonla güçlü ve kararlı bir mücadelenin büyüme ve üretim üzerinde geçici etkileri olacağının farkındayız. Diğer taraftan, fiyat istikrarının sağlanması, orta ve uzun vadede en önemli kazanımımız olacaktır. İş dünyası olarak bizler, Merkez Bankasının mücadelesini destekliyoruz.”

Zengin sanayici Ardıç:

Uygulamaya konulacağı söylenen (Henüz uygulamaya konulmadı) sıkı para politikalarının işlerine yarayacağının farkında...

Çünkü...

Bu politikalar kendisinin de belirttiği gibi:

“... üretimde ve büyümede kayıplar yaşatacak...”.

Bu ise:

İstihdamın...

Enerji ve hammadde tüketiminin...

Sermaye ihtiyacının (Veya kredi kullanma miktarının) düşeceğini gösteriyor...

Ama...

Bu arada zengin sanayici daha az işçilik...

Daha düşük enerji faturası...

Daha az hammadde bedeli...

Ve daha az faiz ödeyeceği halde...

Ürün birim fiyatları düşmek bir yana daha da artacağı için:

Kârından fedakârlık yapmayacak...

Nereden biliyorum?..

Cumhurbaşkanı, enflasyon oranındaki artış hızının 2024 yılı haziran ayından itibaren başlayacağını açıkladı da ondan...

Yani canlarım...

Varlıklı kesimlerin canları yine cennette olacak...

Ama...

Dar gelirlinin ve az sayıda orta direk halkın:

Canı çıkacak...

TEKERRÜR ETTİRMEYİN...

Küreselleşme; yeryüzündeki bütün ülkelerin ortak sorunu olan ekonominin...

Bir daha kriz yaşamayacak şekilde yönetilmesi için:

Gelişmiş/zengin ülkelerin ortak hareket ederek...

Az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin sorunlarını çözmesi amacını taşıyordu...

Ancak...

Başta...

Dünyanın:

Askerî, siyasî ve iktisadî açıdan en güçlü ülkesi olan ABD, oyun bozanlık etti...

Doğu Asya krizinde Japonya:

“Asya Para Fonu” kurulmasını önerdi...

Clinton’un yanındaki cumhuriyetçilerden daha neoliberal olan kibirli danışmanları bu teklifi reddettirdiler...

Ve o kriz...

Doğu Asya ülkelerine zarar verdi tabii ki ama...

Devamında (2008) Küresel ekonomiyi de vurdu...

Gelişmekte olan veya az gelişmiş ülkelerin hepsini perişan etti...

Ey siyasetçiler!...

Lütfen tarihi tekerrür ettirmeyin...

DÜNDEN DAHA ÇOK 

Atatürk, dünya siyaset tarihinin en geniş hoşgörü sahibi lideriydi...

Kurtuluş Savaşı’mızda, on binlerce Mehmetçiğimizin şehit olmasına sebep olan emri veren Yunanistan Başkomutanı Venizelos’u (Yunanistan başbakanı olduğunda):

Ankara’da konuk etmiş...

“Sıkılı yumruklarla barış olmaz” sözünü doğrulayarak...

Türkiye – Yunanistan arasında savaştan doğan bütün kin ve nefret tohumlarını çöpe atmıştı...

Bu vesileyle İYİ Parti yönetimine:

“CHP ile uzlaşırsak yine HEDEP ile görüşürler” diyerek 5 milyon oyu olan bir siyasi partiyi düşmanlaştırmaktan vazgeçmelerini tavsiye ediyorum...

Türkiye’nin...

İçeride ve dışarıda...

Güçlü ve sağlam temelli bir barışa:

Dünden daha çok ihtiyacı var...

DÜNÜN X’İ

abdullah naci

@abdullahnaci

Derviş’e, “deve türkü söyler mi?” diye sormuşlar; “dinleyecek eşek bulursa gazel bile okur” demiş derviş. Siyasetçilerin aynı palavralarını her seferinde aynı dikkatle ve aynı umutla dinleyen tipleri görünce aklıma gelir nedense.

EKSİK OLAN NE?..

Güçlü olmak ille de kibirli olmayı gerektirmiyor...

Tatlı dilli olmaya ihtiyaç duyuyorsanız...

Yanınızda bir de sopa bulundurmak zorunda değilsiniz...

Tabii ki:

Güçsüz olanlar da güçlü olanları:

Yanlarında sopa bulundurmak zorunda bırakmamalılar...

Peki...

Eksik olan ne?..

İletişimsizlik...

Yardımlaşma ahlâkından yoksunluk...

Uzlaşma yerine hırlaşmayı tercih etmek...

Paylaşmadan nefret eden bencil hesapçılık...

YANLIŞ OLAN 

Erdoğan’ın birkaç yıl önce:

“Bir gece ansızın gelebiliriz” diye korkuttuğu(!) Yunanistan Başbakanı Miçotakis ile el sıkışması yanlış bir şey değil...

Yanlış olan:

Daha önce söylediği:

“Bir gece ansızın gelebiliriz” nobran sözüydü...

GENÇLER OYUNA GELMEYİN

Haber şöyle:

Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) verilerine göre borsada yatırımcı sayısı kasım ayında 350 bin kişi azalarak 8.1 milyona indi.

Düşüşte daha çok, küçük bakiyeli ve genç yatırımcıların etkili olduğu görülüyor...”.

Borsayı bir anda akıl almaz derecede yükseltenler de bunlardı...

Ve...

O günlerde kendilerini uyarmıştım...

Şimdi de bir fıkrayla anlatmaya çalışayım meramımı...

Usta Borsacı parkta yürüyüş yaparken yanındaki genç borsacıya işin inceliklerini anlatıyordu...

“Durumu değerlendirirken; kafanda, ‘ne kadar risk karşısında ne kazanıyorum’ hesaplarını iyi yapacaksın” diye başladı derse...

O sırada bir köpek kakasının yanında geçiyorlardı...

O kakayı gösterdi:

“Normalde iğrenç ama sana ‘parmağını değdir ve yala’ dersem kriz çıkarırsın...”.

Genç borsacı dudak büktü:

“Estağfurullah...”.

Usta borsacı devam etti:

“Çıkarırsın tabii canım ama ‘yalarsan sana bir milyon veririm’ dediğimde kriz bir fırsata dönüşür değil mi?”

“Yani...”.

“Haydi bakalım, bir milyon veriyorum parmağını değdir ve yala...”

Genç borsacı denileni yaptı...

Usta borsacı bir milyonu anında EFT ile genç borsacının hesabına geçti...

Yürüyüş devam etti...

Az sonra bir başka köpek kakası gördüler yol kenarında...

“Üstat” dedi genç borsacı; “Ben size bir milyonunuzu geri almanız için şu köpek pisliğine parmağınızı değdirip yalamanızı söylesem...”.

Usta borsacı ikiletmeden genç adamın dediğini yaptı...

Ve...

Az önce ödediği bir milyonun hesabına geçtiğini bildiren banka notu düştü telefonuna...

Yürümeye devam ettiler...

Genç borsacı:

“Hocam” diye girdi söze ve devam etti, “İkimizin de hesabındaki kakayı yalamadan önceki miktarla aynı ve ikimizin de dilinin ucunda köpek kakasının tadı var... Ne fark etti?..”.

“Öyle deme” dedi usta borsacı, “İki milyonluk işlem hacmi yarattık!..”.

Gençler...

Salt işlem hacmini arttırmak için size köpek kakası yedirmek isteyenlerin oyununa gelmeyin...

Günün sözü

“Zenginlerin zevkleri, fakirlerin gözyaşlarıyla satın alınır...”.

Thomas Fuller

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp