Top
08/02/2024

Ecevit, fiyat kontrol komiteleri kurunca

Dün, Deniz Zeyrek’i dinledim SÖZCÜ TV’de...

Ekonomi konusunda son 30 yıldır anlatmaya çalıştığım ancak...

İfadem kıt olmalı ki...

Bir türlü anlatamadığım şeyleri:

Çok güzel ifade etti...

Bugün, Zeyrek’in hatırlattığı “teori ve pratik” ikilisinden hangisinin daha değerli olduğunu...

Fiyatlara müdahalenin ne gibi sonuçlar doğuracağını...

Bizzat yaşadığım örneklerle ve fıkralarla anlatmaya çalışacağım...

Yıl 1977, aylardan Aralık...

CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, AP’li 12 milletvekilinin desteğinde:

Demirel’in başbakanlığındaki 2. MC Hükümetini devirdi...

Demirel Hükümeti’ne güvensizlik oyu veren 12 AP milletvekilinin 11’ini, bakanlık rüşvetiyle ikna ettiğini...

1978 Ocak ayı başında kurduğu hükümeti açıklayınca öğrendik...

Ecevit hükümetinin ilk icraatı:

Aksak da olsa yürüyen karma ekonominin tekerine çomak sokmak oldu...

Ve...

Kamulaştırmalara (Meselâ, Enerji Bakanı Deniz Baykal ATAŞ Rafinerisini) başlayınca...

TÜSİAD adeta ayaklandı...

1973 ve 1977 seçimlerindeki vaatleriyle köylüyü ve memuru yanına çeken ve yanında tutmak isteyen Ecevit önce:

Kamu çalışanlarına...

Maaşlarının yanı sıra...

Yılda 6 maaş ikramiye verdi...

Sonra sendikalar devreye girdi...

Özel sektör de kamuda uygulanan maaş politikalarını aynen uygulamak zorunda kaldı...

Ve Başbakan Ecevit...

İlkbaharda...

Taban tarım fiyatlarını ikiye katladı...

Ekonomi üretemiyor...

İhraç edip döviz yaratamıyordu ama...

Çalışan kesim ve tarım üreticileri acayip harcıyorlardı...

Tabii ki arz, talebe yetişemiyor...

İşveren, yoğun sendika baskıları karşısında yaşadığı ücret artışları ve...

6 maaş ikramiyeyi fiyatlarına yansıtmak zorunda kalıyordu...

Ecevit bunun üzerine kurduğu Fiyat Kontrol Komiteleriyle:

Fiyatlara müdahale edince:

Ekonominin gerçek gücü ortaya çıktı:

Grev...

Yokluk...

Kuyruklar...

Ve...

Karaborsa...

Günün sözü

“Tarifeler aracılığıyla yapılan sübvansiyonlar ölçülebilir ve sınırlı olur, ancak serbest piyasaya yapılan müdahalelerle gerçekleştirilen dolaylı sübvansiyonların bedeli ölçülemez. Gerçek maliyeti, arzı karşılayabilecek yeni büyük yatırımların gelmemesiyle ortaya çıkacaktır...”.

Orkun Eyilik

Akenerji Ticaret Direktörü

TERCİH SEBEBİ

SÖZCÜ TV’de yayınlanan programa katılan konuşmacılardan biri akademisyendi...

Ve...

MB başkanlığına atanan Fatih Karahan’ın kariyerini (Eğitimini) övdü...

Deniz Zeyrek ise

mealen:

“Kariyer dediğiniz 10 yıl... Merkez Bankası Başkanlığına atanan bir kişinin 10 yıllık bankacılık deneyimi -ki onun da çok az bir süresi Amerikan FED’de geçmiş- yeter mi?” diyerek...

Karahan’ın kariyerinin yüksekliğinin kendisine...

Merkez Bankası’nda en az 30 yıl görev yaptıktan sonra başkanlığa yükselen:

Süreyya Serdengeçti, Durmuş Yılmaz ve Erdem Başçı deneyimi kazandıramayacağını:

Çok güzel anlattı...

Ve ekledi:

“Washington Büyük- elçisi Murat Mercan’ın yeğeni olmasaydı, o göreve sadece yüksek kariyeri nedeniyle getirilir miydi?..”

Patron, kendisiyle çalışacak bir kadın asistan (Sekreter) arıyor...

Yazılıdan sonra yapılan mülakatta, son üçe kalan hanımefendileri görmek istiyor...

Üç kadını odasında konuk ettikten sonra personel müdürünü çağırıp tercihini söylüyor...

Genel Müdür:

“Ama hiç deneyimi yok efendim” diyerek itiraz ediyor...

Patron:

“Ama uzun bacaklı ve sarışın” diyerek tercih nedenini belirtiyor...

BEN HAKLI ÇIKTIM ÇÜNKÜ

1978 yılı sonları olmalı...

O matbu belgeleri yanıma alıp Ankara’ya gittim...

Dönemin Ticaret Bakanı Teoman Köprülüler’le görüşmek istedim...

Görevliler zorluk çıkardığı halde kapıya yönelip hızla açtım...

İtiş kakış sırasında Teoman Bey kapıya çıktı...

“Sayın bakan mutlaka görüşmeliyiz” dedim...

Görevlileri sakinleştirdi...

Durumu uzun uzun ve detaylı anlattım...

“Karaborsayı ve faturasız satışı hortlatacaksınız” dedim...

“Hükümet kararı” olduğunu söyledi...

Ve canlarım...

Sonradan:

O gün Teoman Bey’e söylediklerimin hepsi gerçekleşti...

Grevler...

Kuyruklar...

Karaborsa...

1979 yılı Ekim ayında, senatoda üçte bir yenileme ve eksilen 5 milletvekili için seçim oldu...

Ecevit ve CHP:

Demirel’in genel başkanlığındaki AP karşısında

çok kötü kaybetti...

Bülent Bey istifa etmek

zorunda kaldı...

Demirel, azınlık hükümeti kurdu...

İstanbul İktisadi Ticari İlimler Akademisi taze mezunu...

Ama...

Ekonomiyi:

Perşembe Pazarı’nda bizzat yaşayarak öğrenmiş bir liberal ekonomist olarak:
Ben haklı çıktım...

DÜNÜN X’İ

Mahfi Eğilmez

@mahfiegilmez

Türkiye Cumhuriyeti; demokrasiden, laiklikten, sosyallikten, hukuktan uzaklaştıkça uygarlıktan koptu. Çağdaş uygarlığa dönmemiz sadece ekonomiyi düzeltmekle mümkün olamaz.

Önce bu unsurları

yeniden yerine

koymamız gerekiyor.

SAHİ SİMİT KAÇ PARA?

Ankara Simitçiler ve Pideciler Esnaf Odası, simidin tanesinin fiyatını 15 liraya çıkarmıştı...

Ertesi gün Anadolu Ajansı bir haber

 yaptı...

Haber başlığı şöyleydi:

“Ankara Simitçiler ve Pideciler Esnaf Odası Başkanı Savaş Delibaş, Ankara simidine zam kararını iptal ettiklerini belirterek, ‘Ankara simidinin satışı 10 liradan devam edecek’ dedi...”.

Bir gün sonraydı

sanırım...

Savaş Delibaş, SÖZCÜ Ankara büroyu ziyaret etti ve şöyle dedi:

“Ticaret Bakanlığı’nın talimatı ile zammı geri aldık. Haftaya 12.5 TL yapacağız ve 31 Mart seçimleri sonrası da ayarlama olacak...”.

Bu açıklama SÖZCÜ Gazetesi yazarları SÖZCÜ TV yorumcuları Saygı Öztürk ve Deniz Zeyrek tarafından kamuoyuyla paylaşıldı...

Sahi...

Ankara simidi halen 10 lira mı?..

İktisat hocası, teori ile pratik konusunu işliyor, pratik olmadan teorinin bir işe yaramayacağını anlatmaya çalışıyordu.

Öğrencilerine tango dansının nasıl yapıldığını, teorik (Sözlü) olarak anlattı...

Sonra, anlattıklarını kâğıda dökmelerini istedi...

Yanlış hatta eksik yazan bile yoktu...

“Harikasınız” deyip onları okulun yemekhanesine indirdi...

Müzik setine bir tango müziği koydu...

“Eşleşin ve öğrendiğiniz şekilde tango yapın” dedi...

Profesyonel dansçı olarak çalışmış bir çift hariç:

Yapabilen hiç yoktu...

HERKES AYNI ŞEYİ YAPIYORDU...

O dönemde, irice bir özel sektör şirketinin genel müdürüydüm...

Fabrikamız, gelen zamlara rağmen ürün fiyatlarını artıramıyordu...

Çünkü...

Fiyat Kontrol Komitesi tarafından verilen belgelere ürünlerimizin maliyet unsurlarının resmî fiyatlarını yazıp veriyorduk...

Fiyatı ise komite tespit ediyordu...

Komünist Rusya gibi olmuştuk...

Ve işin daha da kötüsü...

Fiyat tespiti aylar

sürüyordu...

Fabrikamızın ürünlerini satmak üzere bir dağıtım şirketi kurdum...

Ortakları, fabrikanın ortaklarıyla aynı kişilerdi...

Fabrikadan zamsız fiyattan satın aldığımız ürünleri...

Bayilerimize de zamsız fiyattan fatura ediyorduk...

Öylesine çok talep vardı ki:

Bayi sayımızı azaltıp...

Sadece:

Faturayı düşük fiyattan...

Ödemeyi ise gerçekte satmamız gereken fiyattan ödemeyi kabul eden firmalara mal satışı yapmaya başladık...

Sadece biz mi?..

Bütün şirketler aynı şeyi yapıyorlardı...

O günlerde bakın ne yaptım...

SERMAYE KAZANDI HÜKÜMET KAYBETTİ

Sanırım 2002 erken seçimlerine gidiliyordu...

DYP Genel Başkanı Prof. Dr. Tansu Çiller’in danışmanıydım...

Kimi gazetelerde fotoğrafımla birlikte adım ve yaptığım iş yayımlandığı için...

Politikayla ilgilenenler tarafından biliniyordum...

Teoman Bey’le, aile diş hekimimiz Bülent Çıtıroğlu’nun Bağdat Caddesi’ndeki ofisinde karşılaştık:

“Beni tanıdınız mı?” diye sordum...

“Tabii tanıdım, ne yazık ki Sayın Çiller’in danışmanısınız” dedi gülümseyerek...

“Ohooo” dedim bilindik kahkahamı atarak; “o çok yeni; ben 1978 yılı sonları olmalı, bakanlığınız döneminde odanıza zorla girmeye kalkan genç genel müdürüm...”.

Sarıldı...

“Çok kilo almışsınız” deyince ben de:

“Siz de çok kilo vermişsiniz” dedim...

O gün kendisine yönelik uyarılarımda haklı çıktığımı ama...

Beni haklı çıkaranın TÜSİAD olduğunu söyledi...

“Onlar işlerinin gereğini yaptı, siz ise ideolojinizin, onlar kazandı siz kaybettiniz” dedim...

Biraz da güncel konulardan

söz ettik...

Sözümün özü canlarım...

Şarkıda da denildiği gibi:

“Hekimden sorma çekenden sor demişler...”.

Defalarca yazdık ve söyledik ki:

Eğer piyasa ekonomisi uygulayacaksanız:

Fiyatlara müdahale etmeyeceksiniz...

Yani:

Deniz Zeyrek, 30 yıllık gazeteci olarak yaşadıklarını anlatıyor...

Kariyer sahipleri ise:

Kitaplardan öğrendiklerini...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp