Top
06/02/2024

Yanına en son kim girdiyse onun aklına uyuyor

“Ekonomimizin yeni kurtarıcısı” gözüyle bakılan Fatih Bey...

“Kurtarıcılık” görevi sürecinde...

Amerikan FED’de çalışırken ne öğrendiyse:

Onu yapacak...

Yani:

Sıkı para politikası uygulayacak...

Yani:

“Yüksek faiz, düşük kur...”

Ancak canlarım...

Bizim ekonomimiz ABD ekonomisinin yüzde 5’i gücünde...

ABD ekonomisi hidrofor olmadan da suları akan apartman gibi...

Bizim ekonomi ise...

Ancak:

Şebeke suları aktığında ve hem de:

Hidrofor sayesinde su yüzü gören gecekondu gibi...

Şebeke suları kesildiğinde.

Hidrofor süs bitkisi...

Demek istemem o ki...

Amerika Birleşik Devletleri:

İç ya da dış borcunu her zaman ödeyebilir...

İthalât sıkıntısı çekmez...

Çünkü...

Bunları yapmak için her zaman:

Para basabilir...

Yani...

ABD’nin dış ya da iç borcunu ödememe...

Ve...

İç piyasalarındaki arz-talebi dengeleyememe ihtimali sıfır...

Ve...

Amerika’da ya da dış borçlar para basılarak ödense de:

Enflasyona etkisi çok az...

Nitekim 2008’de bunu yaptılar (Benim 30 yıldır önerdiğim para politikasını uyguladılar adına da “Modern Para teorisi” dediler) ve (Bence) başarılı oldular...

Evet enflasyon oranları biraz yükseldi...

Ancak...

Bunda sadece para arzının değil:

Çin’den ithalâtı kesmenin de rolü oldu...

Türkiye’ye gelince...

Benim 30 yıl önce önerdiğim para politikalarını uygulama imkânını çoktan kaybetti...

O nedenle, Türkiye:

İç borçlarını para basarak ödediğinde:

Enflasyon çıldırıyor...

Dış borçlarını ödemek için ise:

Döviz bulması şart...

Dolar basamadığımız gibi:

İthalâtımız, ihracatımızdan çok fazla...

Basılan para da üretime gitmiyor...

Bankalarda artan para arzını:

İktidar yandaşı az sayıda müteahhit ve sanayici aralarında pay ediyorlar...

Bir kısmı da (Liberal ekonominin özüne ters gelen):

Gelir garantili inşaat yapanlara...

Savaş sektörüne...

Ve:

Kadrolu seçmenlere dağıtılıyor...

Ve tabii ki:

Enflasyonu azdırıyor...

Ve en önemlisi:

ABD’de Merkez Bankası bağımsız...

Başkan ve hatta kongre asla müdahale edemez...

Bizde ise...

Erdoğan’ın yanına en son kim girdiyse:

Onun verdiği akla uyuluyor...

Günün sözü

“Kararlarımızda siyaseti dikkate almıyoruz, asla almayız...”.

Jerome Powell

Amerikan FED Başkanı

ERDOĞAN’LA ASLA...

Halen, ekonominin Erdoğan yönetiminde krizden çıkacağını zannedenlere soruyorum:

Deyin ki Erdoğan:

IMF ile stand-by yapılmasını kabul etti...

Ne olacak?..

2008-2012 yılları arasında olduğu gibi yine:

Kulaklarımızdan döviz mi fışkıracak?..

Unutun o günleri...

Çünkü...

O günlerde Erdoğan:

“Ben ekonomistim” demiyordu...

O günlerde Erdoğan:

Bilmediğini biliyordu...

“Usta” olmayı bırakın...

“Kalfa” bile değildi...

Bilenlerin sözlerini dinliyor...

İtiraz etmeden, onların önerilerinin uygulanması için gerekli imzaları atıyordu...

Demek istemem o ki:

Erdoğan bu yetkilerle cumhurbaşkanı olduğu...

“Ben ekonomistim” diye iki eliyle omuzlarını işaret ettiği...

Ekonomiyi ayetlere bakarak yönettiği sürece:

Hiçbir şey değişmez...

IMF’ye gidilmez...

Uluslararası ilişkiler düzelmez...

Kuvvetler Ayrılığı ilkesine ve yargı bağımsızlığına dönüş yapılmaz...

Uluslararası temyiz mahkemelerinin...

Ve...

AYM’nin verdiği kararlara uyulmaz...

O BİLE GELSE OLMAZ

Gaye Erkan’ın istifasıyla boşalan Merkez Bankası Başkanlığı’na, Fatih Karahan atandı...

Sosyal medya finansçıları:

“Şahin mi olur güvercin mi?” diye aralarında tartışıyorlar...

Bana soran yok ama olsun...

Ben söyleyeyim:

“Bazen Recep olur bazen Tayyip...

Çok sıkıştığında ise Erdoğan olmayı tercih eder...”.

Şaka bir yana...

Erdoğan iktidarda olduğu sürece...

Jerome Powell’ı Merkez Bankası Başkanı yapsanız:

Enflasyonla mücadelede başarı sağlayamaz...

NE GÖZ KALIR NE KAFA...

Adamın biri dama çıkmış, indiremiyorlar...

“Nasrettin Hoca’ya danışalım, o bilir” deyip köylülerden birini Hoca’nın evine göndermişler...

Adam durumu anlatmış...

“Üstümü giyip geliyorum sen bu arada koş bir urgan bul gel” demiş Hoca...

Az sonra Hoca olay mahalline geldiğinde, kendisine haber veren köylü de elinde urganla bekliyormuş...

Hoca, urganı almış; bir ucuna taş bağlayıp damdaki adama atmış:

“Tut şu urganı bağla beline” demiş...

Adam, Hoca’yı dinlemiş...

Hoca aşağıdan elindeki urganın diğer ucunu hızlıca çekice...

Adam damdan aşağı tepe takla yere çakılmış...

Kafa göz kan revan içinde öylece yatıyor...

Köylüler başlamışlar Hoca’ya bağırmaya...

Hoca sakin...

Bir, yerde yatan adama bakmış bir de elindeki urgana...

“Yahu” demiş, “Ben geçen yıl bu urganla birini kurtarmıştım ama damdan mı çekmiştim kuyudan mı çekmiştim onu unuttum...”.

Karahan eğer FED’in ABD ekonomisini kurtardığı gibi kurtaracaksa bizim ekonomiyi:

Ne göz kalır ne kafa...

Ne kol kalır ne bacak...

SEÇİMLERDEN SONRA NE OLUR?..

Faiz oranları (Seçime kadar) bu seviyede kalır...

1 Nisan’dan sonra...

Faizleri artırmadan önce:

TL devalüe edilir...

Başkasının oksijen tüpünden birkaç nefes çekip rahatlamaya çalışan akciğer hastası gibi:
Ağır aksak yürür...

Bu arada:

Mevcut kaynaklar...

Bu siyasi zihniyet...

Bu sanayici...

Bu tüccar...

Bu esnaf...

Ve...

Bu bürokrasiyle uygulanacak

FED politikaları:

Üreticiyi de tüketiciyi de süründürür...

Zaten örselenmiş olan

demokrasiyi tamamen yok eder...

Sanayici, tüccar, köylü,

memur, emekçi ve emekli

büyük ihtimalle:

Özal’ı, Çiller’i, Ecevit’i ve Derviş’i “kırmızı dipli mumla” arar...

GÜNÜN SORUSU

 

DÜNÜN X’İ

Cem Ceminay

@ceminaycem

İBB başkanı @ekrem_imamoglu

31 Mart 2024 seçiminde rakipleri ve aşması gereken engeller:

AKP: Erdoğan/Kurum

İYİ PARTİ: Akşener/Kavuncu

ZAFER PARTİSİ: Özdağ/Karamahmutoğlu

DEM PARTİSİ:

Başak Demirtaş

YENİDEN REFAH: Erbakan/ Adı Belirsiz Aday

Ali İhsan Yavuz

Anadolu Ajansı

TRT

YSK

UNUTMAYIN

Bugünün 6 Şubat olduğunu hatırlattıktan sonra:

“Milletimizin başı sağ olsun” diyor ve soruyorum:

6 Şubat 2023’te yaşadığımız deprem felâketlerinin...

Kaç bin canımızı aldığını bilen var mı?..

Yok...

İktidarın, yanan yürekleri soğutacak hangi tedbirleri aldığını bilen var mı?..

Yok...

Olası depremlerde yanacak yürekler için:

Hazırlık yapıyorlar mı?..

Hayır...

Hatırlatayım:

6 Şubat depremlerinden sonraki bir yıl içinde:

319 bin konut teslim edileceği sözünü verip...

Sadece 7200 konut teslim edenlerden biri:

En büyük felâketi yaşama ihtimali en yüksek ilimiz olan İstanbul’u...

Belediye başkanı olarak yönetmeye talip...

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp