Top
04/01/2024

Bunu öngörmek kehanet olarak kabul edilmemeli

İnsan göçleri neredeyse insanlık tarihi kadar eski...

Ve...

Bu göçler durduk yerde, hiç sebepsiz alınmış ve uygulanmış kararlar da değil...

Kuraklık başta olmak üzere:

Doğal afetler...

Salgın hastalıklar...

Savaşlar...

Kral, hükümdar, şah, padişah gibi tek adam saltanatlarının baskıları:

Tarih boyunca pek çok göçe sebep olmuştur...

Devletlerin sınırları çizilip gümrük kapıları kuruluncaya kadar...

Daha iyi ve daha güvenli bir hayat için yerlerini değiştirmek zorunda kalan bu insanlara:

“Göçmen/Muhacir/Hicret eden” denildi...

Modern dünyada daha az sayıda insan yurtlarından kopup:

Komşu veya uzak ülkelere iltica ettiler...

Sebep:

Göçlerle hemen hemen aynıydı...

Ama...

Mültecileri kabul eden ülkeler için sorun değil...

Emek eksikliğinin çözümüydü...

Biz Türkler de göçmen bir topluluğuz...

Üzerinde yaşadığımız topraklara “göçmen” olarak geldik...

Daha sonra yaptığımız savaşlarla bu toprakları kendimize “yurt” edindik...

Tarih:

Göçmenler tarafından işgal edilmiş...

Toprakları işgal edilince dağılmış ve hatta yok olup gitmiş milletler mezarlığıdır...

Meselâ:

Dünyanın bilinen en eski halklarından olan Asurlular...

Topraklarına “ucuz emek” olarak kabul ettikleri Araplar tarafından istilâ edildi...

Ve...

O topraklar ilerleyen yıllarda:

“Arap toprakları” oldu...

Yüz yıllık bir süreçte Asurlular:

Tarih sahnesinden silindi...

Sözümün özü canlarım...

Göç, topraklarını terk eden insanların sorunlarına buldukları bir çözüm iken...

Topraklarına göçmen kabul eden ülkelerin ise:

“En büyük ve çözülmesi imkânsız” sorunları haline geldi...

Türkiye’nin (Bence) en büyük sorunu:

Ekonomik yıkımı getiren ve adına:

“Mülteci” denilen ancak...

“Ucuz emek” olarak ithal edilen milyonlarca Suriyelinin (Afganlı, Pakistanlı ve diğerleri) ülkemize “işgalci” gibi gelmeleri...

Ve...

Bu mültecilerin yarattığı:

İşsizlik sorunudur...

Anadolu Sermayesi (TOBB) kendileri için “pahalı” gelen emek sorunlarını çözdü...

Ama...

Ülkenin geleceğini ateşe attı...

GÜNÜN SÖZÜ

“Yasadışı göçü durdurmanın en etkili yolu, yasayı ihlal eden işverenler için ciddi sonuçlar getirmektir...”.

Karen Kenney

GELECEĞİN TÜRKİYESİ

Canlarım...

Bir ülke ekonomisi krize girer...

Yapısal ve biraz da sert tedbirler alınır:

Sorun çözülür...

Ama...

Ucuz emek olarak getirilenlerin hızlı çoğalmaları...

Ve...

Basiretsiz iktidarların yeni gelenleri bir tür “kadrolu seçmen” olarak yurttaşlığa
kabul etmeleri, sorunun çözümünü:

İmkânsız hale getirir...

Ve bir süre sonra...

Mülteci kabul eden ülke:

Mültecilerin idaresine geçer...

Tarih...

Hatalar tekrarlandığı için mükerrerdir...

Ve...

Türkiye son 20 yıldır...

Tarih bilgisi zayıf olmak bir yana...

Hiç olmayan bir siyasi zihniyet tarafından yönetiliyor...

Geleceğin Türkiye’sinin...

Bugünün mültecilerinin:

“Ana vatanları” olacağını...

Adının ve rejiminin değişeceğini söylemek:

Kehanet sayılmamalı...

Tarih kitaplarından üretilmiş bir öngörü olarak kabul edilmelidir...

FRANSA YAPSAYDI

Olağanüstü bir diplomatik kriz ve skandal unutturuldu...

Skandalın sorumlularından hiçbiri istifa etmedi...

Erdoğan, ülkemizin en mukaddes değeri Atatürk’e...

Ve...

Ulusumuza karşı...

Böylesine edep ve ahlâk dışı bir tavır takınan Suudi sarayını eleştiren:

Tek söz bile etmedi...

Aynı tavrı mesela Fransa yapsaydı:

Paris Büyükelçimiz Türkiye’ye çağrılır...

Renault, Peuquet ve Citroen hariç, Fransız malları:

Boykot edilirdi...

BAŞKAN KARADENİZ’DE

Karadeniz gezisine giden Başkan bir üniversiteye götürülür...

Sınıfın birinde öğrencilerle tanışır...

Karizmasına ve hitabet gücüne güvenerek yaptığı konuşmadan sonra:

“Sorusu olan var mı?” der kibirli bir tavırla...

Temel:

“Size 3 soru soracağım” der, itiraz gelmeyince devam eder:

“Bu kadar yıpranmış olmanız gerekirken nasıl oluyor da oylarınız artıyor?..

Özelleştirme adı altında bütün önemli kurumları yabancılara sattınız, bunlardan ne kadar gelir elde edildi?..

Bu paralar nerede?..”.

Tam bu sırada zil çalar...

Başkan, “İkinci derste devam ederiz” deyip çıkar...

Derse yeniden girince:

“Nerede kalmıştık?” diye sorar...

Bu sefer İdris ayağa kalkar:

“Bizim sorularımızı cevaplayacaktınız” der...

İtiraz gelmeyince:

“Benim size 5 sorum olacak” diye başlayıp sorularına devam eder:

“Bu kadar yıpranmış olmanız gerekirken nasıl oluyor da oylarınız artıyor?..

Özelleştirme adı altında bütün önemli kurumları yabancılara sattınız, bunlardan ne kadar gelir elde edildi?..

Bu paralar nerede?..

Teneffüs zili neden yarım saat erken çaldı?..

Temel nerede?..”.

Ertesi gün İdris’in ailesi:

“Oğlumuz kayboldu” diyerek karakola başvurur...

KAPAK OLSUN

Eyyyy:

“Türkiye büyümedi” diyen müzmin münafık muhalifler!..

TÜİK tarafından yayımlanan şu bilgiler...

Hepiciğinize kapak olsun...

2023 yılı aralık ayı enflasyon oranı: %2,93

2023 yılı 12 aylık enflasyon oranı: %64,77

Son 21 Yıllık Enflasyon oranı: %2014,12

Bu rakamlar...

Büyüdüğümüzü göstermiyorsa:

Neyimizi gösteriyor?..

NOT:

Ayrıca çok değerli bir küçülmeyi de gerçekleştirdik...

1 Ocak 2003’teki 100 TL’nin bugünkü değeri:

5 TL...

Bİ SEVİNDİM Kİ...

Erdoğan, iki gün sustuktan sonra Riyad’daki Suudi istiskali konusunda konuştu...

Suudi yönetimini eleştirmediği gibi; onlar adına...

Muhalefete ve...

“Atatürksüz çıkmayız” diyen kulüp yönetimlerine hakaret etti...

Bir ara:

“Süper Kupa maçının Arabistan’da oynanacağından haberim yoktu” diyeceğini zannettim...

Ama:

Demedi...

Bi sevindim ki...

DÜNÜN X’İ

Mustafa SARITAŞ

@MMustafaSaritas

Benden önce 1.000 kişi yazmıştır ama bir kez de ben yazayım.

7.6 şiddetindeki son Japonya depreminde ölü sayısı 30!

Yazıyla yazıyorum otuz!

Bakın bizde 300 değil, 3.000 değil, 30.000 değil, 50.000 insan öldü.

107.000 yaralımız var!

Bu duruma isyan etmeyen, her şeye müstahaktır!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp