Top
03/02/2024

Şiddete karşı şiddetsizlik

Rejim değişiklikleri:

Seçimle gelmiş ancak...

Yıllar geçtikçe otoriterleşmiş...

Despotik yönetimlerde...

İhtilallerle...

İç savaşlarla...

Ve...

Kan dökerek (Krallık Fransa’sı ve Çarlık Rusya’sı en somut iki örnek) olur...

Sistemler (Tüm kamu kurumlarının özelleştirilmesi veya tüm özel sektör kuruluşlarının kamulaştırılması gibi) ise:

Parlamentolarda ve oy çokluğuyla değiştirilir...

Siyasal İslâmcıların sistemle sorunları yok...

Onların derdi:

Demokratik, laik hukuk devleti...

Siyasal İslâmcılar rejimi oy çokluğuyla değiştiremeyeceklerini bilir...

Ama...

Siyasal İslâmcılar:

İç savaş çıkararak rejimi değiştirebileceklerini de:

Çok iyi bilir:

Canlarım...

Kimileri:

İç savaş hazırlığı içinde...

Demokratik laik cumhuriyeti korumak...

Din devleti kurulması tehlikesini bertaraf etmek isteyenler...

Sabırla ve inatla:

İç savaş çıkarılma oyununa engel olarak...

Demokratik laik cumhuriyete sahip çıkmalı...

Rejimi korumak için sokaklara çıkmayı göze alanlar...

Yanlarına bir toplu iğne bile almadan...

Şiddet gördüğündeyse:

Dimdik ayakta durarak...

Ya da:

Yere oturarak:

Pasif direniş göstermeliler...

Unutmayınız...

Günümüz dünyasında:

Şiddete karşı şiddetsizliğin yenemeyeceği hiçbir totaliter rejim yoktur...

Günün sözü

“İnsanlığa olan inancınızı kaybetmemelisiniz. İnsanlık bir okyanustur; bazı damlalar kirli diye okyanus kirlenmez...”.

Mahatma Gandhi

GÜNDEME GELMEK İÇİN

Enver Aysever, sosyal medya hesabından, Ankara Esenboğa Havaalanı’nda gözaltına alındığını duyurunca...

Düşünce kardeşliğimiz olduğu için değil...

Gazetecilik suçu(!) işlemesinden başka ihtimal olamayacağı için üzülmüş:
Kendisine destek vermiştim...

Meğer, Tuncay Özkan’ın daha önceleri savcılığa yaptığı bir suç duyurusu nedeniyle ifadeye çağrıldığı halde gitmemiş...

O nedenle, savcılığa değil karakola götürülmüş...

İfadesi alınıp serbest bırakılmış...

Canlarım...

Erdoğan tarafından o kadar çok şikâyet ediliyorum ki:

İfade vermek ve duruşmalara katılmak için gittiğimde vakit kaybım olmasın diye...

Neredeyse Muğla Adliyesi yakınlarında ev kiralayacağım...

Ancak...

Bugüne kadar:

Ne zaman davet edilsem hiç vakit geçirmeden ifadeye gittim...

Bugüne kadar bırakın keyfî olarak duruşmalara katılmamayı...

Mazeret bildirip gitmediğim tek bir duruşmam bile yok...

Bugün bir kez daha anladım ki...

Gündeme gelmek için:

Ya tutuklanacaksınız...

Ya da gözaltına alınacaksınız...

HÜDA KAYA KİME N’ETTİ LA?.

HDP eski milletvekillerinden Hüda Kaya; Silivri, Marmara Ceza İnfaz Kurumu’nda üç aydır tutuklu...

Kendisi ve avukatı dâhil hiç kimse:

Neden tutuklu olduğunu bilmiyor...

Büyük ihtimalle:

Tutuklanmasını talep eden savcı ile...

Tutuklama kararı veren Yargıç da bilmiyor...

İyi ama:
Hüda Kaya neden tutuklu?..

Darbeci askerler dahi, hukuksuz tutukladıklarında bir suç uydururlardı...

Bugün ise...

Derenin yukarısında su içen kurdun, derenin aşağısında su içen ve yemeyi kafasına koyduğu kuzuya:

“Suyumu bulandırma” deyişi gibi...

Suç uydurmaya da gerek görülmüyor...

YA REJİM GİDERSE

Sıcak bir ramazan günü Bektaşi testiyi ağzına dayamış su içiyor...

Oradan geçmekte olan softa bu durumu görünce:

“Utan utan efendi!” diye Bektaşi’ye çıkışıyor...

Bektaşi, ihtiyacını giderdikten sonra...

Boşta olan eliyle dudaklarının kenarlarında biriken suları silip, soruyor:

“Hayrola softa?..”.

Softa öfkeli:

“Bu mübarek günde oruçlu insanlar olduğunu unutmuş gibi su içmeye utanmıyor musun?..”.

Bektaşi cevap veriyor:

“Beri bak Softa; ramazan bu yıl gider seneye yine gelir ama fakir gitti mi bi daha gelemez...”.

Aynen bu fıkrada olduğu gibi canlarım...

Ekonomi ilk defa krize girmedi...

Son da olmayacak...

Bunu da aşarız...

Zira:

Ekonomi bugün krize girer...

Aklı başında...

Disiplinli...

Kamu malında göz olmayan kadrolar gelir:

Kurtarır...

Ama...

Rejim gitti mi...

Bektaşi’nin dediği gibi:

Geri gelmez...

GEÇ KALMAKTAN KORKUN...

Padişah Abdülaziz’in Avrupa’ya çıkan ilk sultan olduğunu daha önce anlatmıştım...

Şimdi de o gezi dönüşü, tarihe geçen birkaç anekdotu paylaşayım sizlerle:

Sadrazam (Başbakan) Âli Paşa’nın Bebek’teki konağında Padişah’ın huzurunda bir toplantı yapılır...

Sultan, Londra’da dev gibi bir binanın 4 günde nasıl olup da inşa edildiğini bizzat gördüğünü hatırlatıp:

“İstanbul’da sık sık yangın olur, yüzlerce ev yanar, yerlerine yenilerinin yapılması için seneler geçer... Herifler, 50 evlik yere 4 günde inşaat yaptılar. Bunun sebep ve hikmeti nedir? Tahkik ediniz de istifade edelim” der...

Huzurda bulunanlar görüşlerini aktarır...

Sultan son sözü, gezide bulunanlardan biri olan İstanbul Şehremini (Belediye Başkanı) Ömer Faiz Efendi’ ye verir...

Ömer Faiz Efendi, şunları söyler:

“Şevketmeab... Bu memleketlerde sadece insanlar, ana karnında yetiştiriliyor, geri kalan her şey fabrikalarda üretiliyor. Ana karnından çıkanlara da onları icap eden yerlere koymak düşüyor... İnşallah bu fabrikalar zaman-ı saltanatlarında tesis edilir de Ömer Faiz kulunuz İstanbul’u baştan aşağı yakar, o harap evler yerine hazır mamurelerinin mimarlığını bizzat ifa eder...”.

İstanbul halen neden bu kadar harap bilir misiniz?..

İmarsız, düzensiz, kaçak binalar yıkılıp yerine yenileri yapılamadığı için...

Çetin Altan mealen derdi ki:

“Avrupa şehirleri eskileri koruyarak güzel kalıyor; İstanbul’un güzelleşmesi için ise eskileri yıkıp yerine yenilerini yapmak gerekiyor...”.

Belediye başkan adaylarına sesleniyorum.

Kentsel dönüşümden korkmayın...

Geç kalmaktan korkun...

GÜNÜN UYARISI

Emekli General Ahmet YAVUZ, demokratik cumhuriyeti istismar edenleri...

Cumhuriyetin kurucu Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün bir sözüyle uyardı:

“Cumhuriyette, Meclis, Reisicumhur ve hükûmet, halkın hürriyetini, emniyetini ve rahatını düşünmek ve temine çalışmaktan başka bir şey yapamazlar...”.

Mustafa Kemal Atatürk

DÜNÜN X’İ

CEM TOKER

@tokcem

“2023’te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olacağız” martavalı ile 2024’e gelen ülkenin gündemi...

Susam kaplı 100 gramlık hamur parçasının fiyatı T.C. Ticaret Bakanlığı’nda tartışılıyor!!!

Utanma da yok!!!

İlgi:

Ankara Simitçiler Odası Başkanı: “Bakanlığa çağrıldık, simit zammını seçimden sonra yapacağız...”.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp