Top
20/07/2023

Planlama, yatırım, kararlılık

Dünün güneşi ile bugünün çamaşırı kurumaz ama, dünün vizyoner planlaması ile bu günkü başarının geldiğini, Filenin Sultanları ile hep birlikte gördük. Sahada ter dökerek zirveye çıkan kızlarımız başta olmak üzere emeği geçen herkesi kutlarım.

Böyle başarıların uzun soluklu planlama, yatırım ve çalışarak kararlılıkla hedefe doğru ilerleme sonucu kazanıldığı bir gerçek. Dolayısı ile bu başarıların hikayesinde bir görünen, bir de görünmeyen, bugünün başarı temellerini geçmişte atan kahramanlar var.

İlk günden bu güne kadar herkesin verdiği emek çok değerli olmakla birlikte, özellikle Eczacıbaşı; 1973'ten 1989'a kadar üst üste 17 kez şampiyon olarak ulaşılması zor bir rekora imza atarken, rahmetli Cengiz Göllü'nün, Eczacıbaşı Ailesi’nin önderliğinde bu günlere ışık tutması çok değerliydi. 1996-2000 yıllarında Ahmet Gülüm'ün başkanlığında voleybolun basında yer alması için gösterilen gayretler ve plaj voleybolunun ülkemize kazandırılması, önemli bir virajın daha alındığı dönem oldu.

2003’te Hüsnü Can’ın başkanlığında, rahmetli Deniz Esinduy’un imzasıyla gelen ilk Avrupa madalyası, bugünlerin habercisiydi.

ÇAĞ ATLATAN BAŞKAN

2006 yılında ise Erol Ünal Karabıyık'ın başkanlığında yapılan reformist çalışmalar, bugünkü başarıların temelini oluşturdu. Milletler Ligi Finali’nin başlamasına dakikalar kala görüştüğüm mütevazı başkan Sayın Karabıyık “İnsanın kendisini anlatması çok zor ve doğru da değil” derken, “Başarınızın sırrı neydi” şeklindeki ısrarlı soruma; “Başarı tek bir şey ile elde edilemez. Göreve geldiğimizde bütüncül bir yaklaşımla aksaklıkları belirleyip, önem sırasına göre ele aldık” yanıtını verdi.

2006’da Ankara Selim Sırrı Tarcan Spor Salonu’nda 3 göz oda ve 7-8 personelle başlayan süreç ve yüklü miktar borç ile devraldığı federasyonu gece gündüz çalışarak 2012’de bıraktı Karabıyık. Ciddi bir idari ve mali yapılanma, tesisleşme, eğitim, altyapı ve sportif alanda uluslararası başarılar, 80 civarı personel ve kasasında milyonlarca liralık nakit kaynakla devretti federasyonu. Bu süreçte irili ufaklı 20’ye yakın tesisi devlet desteği olmadan yaratılan kaynaklar ile yapmışlardı.

Bunların içinde en dikkat çekici olanlar, 4 büyük ildeki uluslararası standartlardaki salonlar, plaj voleybolu sahaları ve federasyon ofisleri ile birlikte tüm branşlara örnek olabilecek voleybol lisesi ve yurtlarıydı. Ayrıca büyük bir altyapı hamlesi ile tüm yurtta açtıkları ‘Fabrika Voleybol’ adındaki kurslarla ülke genelinde aday oyuncu havuzunu geliştirerek, insan kaynağı yaratmada büyük başarılara imza attılar. Fabrika voleybol çalıştırıcılarının eğitilerek tek merkezden denetlendiği bir sistemin üst yapıları yıllardır nasıl beslediği ise çok açık. Ünal Başkan’ın voleybola bence en büyük hizmetlerinden birisi de yabancı oyuncu sayısının artırılması yönünde gelen baskılara göğüs gererek izin vermemesi olmuş!

Tüm bu başarıların temelleri bir bir atılırken “Hiçbir başarı cezasız kalmaz” düsturunun devreye girmesi ile dönemin spor yöneticiliği fakiri bakanı Suat Kılıç'ın ipe sapa gelmez isteklerine boyun eğmemesi sonucu, Karabıyık'ın başkanlık süreci sona ermiş!
Bugünkü büyük başarıların geçmişteki yapı taşlarını dizenler çoktan arşivlerdeki yerlerini almış olsa da en büyük teşekkürü şüphesiz onlar hak ediyor.

* * * * * * * * * *

HEPİMİZ EBRAR'IZ!

Aslında meselenin özü, 1600'lü yıllarda Orta ve Batı Avrupa'da başlayan bilimsel araştırma ve geliştirme yöntemlerinin ülkemize 1930'larda cumhuriyet döneminde gelmiş olmasında gizli. Bu 300 yıllık gecikmenin olumsuz etkisini maalesef hala ortadan kaldıramamış olmalıyız ki, şampiyon kızlarımız bazı kifayetsiz muhterislerin bugün bile hedef tahtasında.

Bunu bir de yanlış dini motiflerle bezediğiniz zaman olay çok daha farklı bir boyuta taşınıyor. Uluslararası voleybolun zirvesine çıkarak dünyada hemen hemen herkesten önce seçme ve seçilme hakkını kadınlara veren Atatürk'ün hayallerini gerçekleştiren Türk kadınının başarısını örselemek için, kişilerin yaşamsal tercihleri üzerinden vurmaya kalkanlar oluyor.

Hala kişi değil de, kul olmaktan öteye gidemeyen bu zavallıların zihniyetine kızlarımız tarafından vurulan sert smaçlar öyle acıtmış olmalı ki, cehalet ve hasetlerinden ne yapacaklarını şaşırmış durumdalar… Saçma sapan yaklaşımlarla güya kızlarımızı itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar.

Öyleyse doğru yoldasınız kızlar! Unutmayın ki HEPİMİZ EBRAR'IZ… Tebrikler…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları