GEÇİM ile seçim ilişkisini bir türlü çözemeyen ülkemde yine seçimler nedeniyle tek bir yere odaklanıldı. Sonuçlar kesinleşmediği için de gündemi işgal etmeye devam ediyor.

ÜLKENİN birikmiş dağ gibi sorunları bir yana, konunun sporu ilgilendiren tarafı, Meclis'te kimler tarafından ve nasıl temsil edileceği. Bu konuda maalesef geçmişte gördüğümüz kötü örnekler nedeni ile endişeliyiz.

ÖYLE ki, vekil seçilip Meclis'e Lamborghini ile gelip, makam masasına ayaklarını dayayarak fotoğraf vereni ve “Ben bu işi yapamayacağım” diye beyanat verip yıllarca orada el kaldırmayı marifet sananları çok gördük.

KENDİNİ iktidar partisi kürsü güvenliğinden sorumlu vekil sanan eski futbolcudan, ortada hiç gözükmeden, saklanarak süresini tamamlayan eski sporculara kadar tecrübe ettik.

OYSA… Kulüplerin yapısal sorunları yüzünden soyularak onlarca milyar borç batağında olması… Sponsor geliri ya da kara paranın kulüpler üzerinden yabancı sporcu ve menajerlere pompalanması… Bu para trafiğinden istifade ederek zenginleşen yöneticiler… Tesis sorunları, amatör sporlarda antrenör, sporcu ve hakemlerin sosyal hakları, alt yapının kaderine terk edilmesi… Yasa dışı İddaa-bahis oyunlarının tüm sporları ele geçirip yeterince kirletmesi… Siyasetin sporu kendi oyun bahçesine çevirmesi… Federasyon başkan ve kurullarının politize olması, liyakatsiz atamalar ile doldurulan bir sistem… Bunları düzeltmeye çalışmak için adımlar atmanız gerek.

MECLİS'TE partilerinizden ayrı bir araya gelerek; federasyonları, profesyonel ve amatör kulüpleri, antrenör, hakem, sporcu temsilcilerini ziyaret ederek ya da davet ederek istişare etmeniz bir milat olacak. Yoksa bir sonraki seçimde sizlerin de arkanızdan konuşacağımızdan şüpheniz olmasın!