Spor bakanı olarak ikinci kez göreve geliyorsunuz. Merak edilen, niye gittiniz? Niye döndünüz? Veya, niye gönderildiniz? Niye tekrar getirildiniz? Bu soruların hepsi muhatabı tarafından yanıtlanması gereken sorular. Neticede ilk döneminizi çıraklık olarak kabul edersek, ikinci döneminiz ustalık dönemi olmalı. 2017-2018 arası 355 günlük bakanlık döneminizde fark yaratacak bir icraatınıza maalesef rastlamadık. Ancak bizim göremediğimizi gören olmuş ki, yeniden Türk sporu size emanet edildi. O halde bize de sporun sorunlarına dikkatinizi çekmek için bunları dillendirmek düşer:

Sayın Bak… 2020 Yaz Olimpiyatları'nda ülkemiz 2 altın, 2 gümüş, 9 bronz ile toplam 13 madalya kazandı. Malumunuz, bu sayılarla bir başarıdan söz etmek mümkün değil. Bu tablo karşısında Sayın Cumhurbaşkanı'nın ekonomik anlamda söylediği “Avrupa ülkelerinin çoğu bizden daha vahim tablolarla karşı karşıyadır” gibi bir söz de söyleyemezsiniz. Bizden daha vahim durumda olan (!) Almanya 10'u altın 37 madalya, Fransa 10'u altın 33 madalya, İngiltere 22'si altın 64 madalya gibi sayılara ulaştılar.

Merakımız şu: Başarısız federasyonlara yaptırımınız olacak mı? Olimpiyat yaklaşıyor. Fark yaratacak plan, program ve stratejiniz var mı? Ülkemizin revize edilmiş bir spor politikası var mı? Spora siyasetin bu kadar bulaştığı bir dönemde, sporu günlük politikaların dışına taşımayı düşünüyor musunuz? Federasyon yönetimlerindeki partiniz il-ilçe teşkilatı görevlileri, sempatizan iş adamları ya da, kamu personeli bulunmasından rahatsız mısınız? Sporu siyasetçiler mi, yoksa sporcular mı yönetmeli?

Olimpiyat sonrası yapılacak federasyon seçimlerinin mevcut sistem ve delege yapısı ile ilgili branşları temsil etmediğini görebiliyor musunuz? Birçok branşta ömrünü o spora adamış liyakat sahibi insanlar dururken, siyaseten ya da ahbap-çavuş ilişkileri ile o branşa zerre kadar değer katamayacak insanların delege olması sizleri de rahatsız ediyor mu? Bu çarpıklığı düzeltmek adına bir çalışmanız var mı?

Hangi gelişmiş ülke sporu 66 (altmışaltı) federasyona bir tane tahkim kurulu tahsis eder, söyler misiniz? Bu da öyle bir kurul ki, 5'i yüksek yargıda görevli devlet memuru. Yanlış okumadınız, asıl işleri farklı. Hobi olarak haftada bir kez okeye gider gibi bir araya gelip 66 federasyonun dosyalarını geçiştiriyorlar. Çünkü ‘artık zamanda' ancak bu yapılabilir, sağlıklı kararlar verilemez. 7 aydır sonuçlandırılamayan dosyalar var!

Her federasyonun bağımsız tahkim kurulları ile daha sağlıklı ve hızlı çalışabilmesi için bir girişiminiz olacak mı, merak ediyorum. Hazır ülkemizde taksi plakasından çok hukukçumuz varken niçin Türk sporu 7 kişiye mahkum edilerek geç gelen adaleti bekliyor, anlamak mümkün değil.

Avrupa basketbolunda git gide kızışan seyirci olayları önümüzdeki sezon için şimdiden alarm veriyor. Yunanistan'da Olympiakos-Panatinaikos, Sırbistan'da Partizan-Kızılyıldız, İsrail'de Maccabi-Hapoel, ülkemizde Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Efes, Bursaspor ve zaman zaman Karşıyaka'nın maçlarında yaşanan gerginlikler, ileriye dönük endişeleri artırıyor.

Euroleague özelinde, Partizan-Kızılyıldız ve Olympiakos- Panathinaikos maçlarına şimdiden çözüm üretilemezse, bunlar yarım kalmaya aday. Özellikle Yunanistan'da, seyircilerin sahaya attıkları/atacakları yabancı maddeleri önlemek için tribünlere gerilen fileler ve sahadaki sporcuların durumu, Roma dönemi kolezyumlarındaki kanlı şovlardan farklı değil.

Testi kırılmadan örnek alınması gereken İspanya bu işi nasıl çözmüş, incelenmeye değer diye düşünüyorum!