Bayern maçında çıkan kadroya pek dokunmamıştı Okan Buruk. Oyuncuların fiziksel ve mental durumuna duyulan güven işaretiydi bu. Oyun başlar başlamaz maçın gidişatı belli olmuştu. Kendi yarı sahasını çok adamla kapatan Hatayspor topu Galatasaray'a bırakmıştı. Düşünce, çabuk ataklar ve yapılacak savunma hatalarını değerlendirmekti ev sahibinde. Golü böyle attı ev sahibi. Erce'nin pasında dengeli değildi savunma. Rivas golü atmıştı.

Savunma ağırlıklı oyunlarda bireysel hataları minimum derecede yapmak gerekiyor. Erce hatayı yapınca Zaha affetmedi. Galatasaray yüzde 70 ile topa sahip olduğu ilk devre daha fazla gol şansı yakaladı. Bu tarz maçlarda Mertens sıkışık bölgelerde daha çok iş yapar gibi sanki.

İkinci yarı aynı senaryo devam ediyordu. Bir an önce golü bulma isteği ters tepti. Çok adamla hücumun bedeli topu kaptırdığınız anda pozisyon vermektir. Bu defa Lamkel attı.

Icardi antrenmansız. Fakat golü koklayan adam. Sahada kaybolsa bile her an golü atabilir. Bu yüzden oyunda kalması normaldi. Kerem'in enerjisi erken bitti. Ziyech iyi ama yoruluyor. Oliveira ben neden yedek kalıyorum diye üzülmesin. Çünkü dünkü şansı iyi kullanamadı. Zaha büyük oyuncu kabul. Oyuna daha yüzde yüzünü veremiyor yalnız. Bizim ligde düne kadar hiç zorlanmayan Sanchez'in çabuk oyuncular karşısında oyundan düşebildiğini gördük.

Kadronuz ne kadar derin olursa olsun, bu kadar yoğun maç trafiği sizi mental olarak yorabilir. İyi oynamak ve sonucu hemen almak istersiniz ama ayaklar gitmez. Dün akşam bu problemleri yaşadı ve yenildi Galatasaray.