Sevgili okuyucularım, hükümet mayıs sonunda başlayan Gezi Parkı direnişinde inanılmaz bir biçimde biber gazı kullandı. Polise emir verilmişti:
“Acımadan sıkacaksınız!”
Polis bu emre uydu, gerçekten de acımasızca sıktı. Sadece biber gazı değil, basınçlı su sıktılar. Suyun içine biber gazı ve başka zehirli kimyasallar karıştırdılar.
O günleri anımsayın…
İnsanların üzerine sineklere ve haşerata sıkar gibi, acımasızca ve bol kepçe sıktılar.
Sadece İstanbul'da değil, bütün Türkiye'de insanlar ayağa kalkmıştı.
“Faşist diktatör” sloganları ortalığı inletiyordu.
Tüm dünya bu vahşeti lanetliyordu.
Tam 79 ilimizde biber gazı sıktılar, tüfeklerle gaz bombalarını ateşleyip, isabet alan yüzlerce insanımızı sakat bıraktılar.
Sıktıkları biber gazı ne yazık ki Türkiye'de üretilmiyordu. Bu zehiri ABD, Brezilya, Güney Kore gibi ülkelerden -çok büyük paralar ödeyerek- ithal ediyorlardı.
Gaz sıka sıka ellerindeki stoklar eridi!
Eyvah gazsız kalmak üzereydiler, şimdi ne yapılmalıydı!
* * *
Bu yazıda size ve Türk kamuoyuna belgeleri açıklıyorum. Elde gaz kalmayınca yeni alımlara yöneldiler.
ABD'deki biber gazı üreticisi firmalara hemen başvuruda bulunup yeni siparişler verdiler.
Siparişin çok acele gönderilmesi gerektiğini bildirdiler.
Satıcı firma bu talebi onayladı. Ellerinde yeterli gaz olduğunu, akreditifin derhal açılması gerektiğini bildirdi.
İçişleri Bakanlığı emrine para gönderildi ve akreditif açıldı.
* * *
Günlerden 23 Haziran 2013.
Türk Hava Yolları'nın İstanbul'dan TK 6781 sefer numarası ile havalanan kargo uçağı New York'a hareket etti.
Charter seferi olarak havalanan uçak TC JDR Airbus 330-200f.
Yük taşıma kapasitesi 65 ton.
Uçağın inişi Ankara olarak planlandı.
İstanbul-New York-Ankara.
Uçak 23 Haziran günü Türkiye saati ile 17.15'te İstanbul'dan kalktı, 04.15'te New York'a vardı.
Orada sadece iki saat kaldı.
İş çok aceleydi, beklemeye gelmezdi… Çünkü “Çapulcular” sokaktaydı.
Satıcı firmaya Ankara'dan kesin talimat verilmişti:
“Paranız ödenmiştir, mal hava limanında hazır bekleyecek.”
Parayı peşin alan satıcılar biber gazını hava limanında hazır etmişti.
Acele yüklenen uçak 24 Haziran günü saat 16.45'te Ankara'da Esenboğa Hava Limanı'na iniş yaptı.
Biber gazları araçlara yüklenip çeşitli illere dağıtıldı.
* * *
Satın alınan biber gazı sadece bu sefer için 42.606 kilo. Başka bir deyişle yaklaşık 43 ton.
Konşimento numarası 235 3905 3545.
Yükleme belgesinde 43 ton biber gazının uçağa 149 ayrı kapta yüklendiği vurgulanıyor.
Kapların içindeki düzenlemenin nasıl olduğu bilinmiyor.
Resmi belgede verilen izahatta malın adı “Fire arms” olarak geçiyor. (Patlayıcı madde, askeri patlayıcı, ateşli silah.)
Belgelerde önce “Pepper gas” (biber gazı) olarak geçiyordu, sonra her nedense bu ifade kayıtlardan silindi!
Yaklaşık 43 ton biber gazı Ankara'da yetkililere sağ salim teslim edildi!
İçişleri Bakanlığı rahatlamıştı:
“Sıktıkça bitmez!..”
* * *
Evet, Türk Hava Yolları'nın 65 tonluk kargo uçağı bu amaçla ABD'ye gönderildi, içine 43 ton biber gazı yüklendi ve geldi.
İçişleri Bakanlığı bu sevkıyat için Türk Hava Yolları'na peşin 365 bin dolar taşıma ücreti ödedi.
43 ton biber gazına devletin kaç para ödediğini doğrusu bilemiyorum çünkü elimde belgesi yok!
Bu işlerden anlayanlar, rakamın 10 milyon dolar dolaylarında olduğunu söylüyor.
Dahası, ABD dışında bugüne kadar Türkiye'ye biber gazı satan Brezilya, Güney Kore gibi
ülkelerden “Yeni mal” getirilip getirilmediğini de ne yazık ki bilemiyorum.
Başbakanlık veya İçişleri Bakanlığı bu hususları da herhalde en kısa sürede açıklayıp
topluma bilgi verecektir!
Mutlaka verir yani!
Evet, olaylar çıktı…
İnsanların üzerine bol kepçe gaz sıkıldı…
Sonunda gaz bitti ve yeni siparişler verildi…
Para peşin kese meşin!
Yeni parti biber gazlarımız hayırlı olsun, başka ne diyeyim!
