Sevgili okuyucularım, İsrail Akdeniz'in uluslararası sularında Mavi Marmara gemisine baskın düzenledi. Geminin yolcuları Türkiye'den pasaportsuz vizesiz giden İslamcı örgüt yandaşlarıydı. İsrail'e gözdağı verip fethetmeye (!) gidiyorlardı.
Ancak karşı taraf bunu yemedi. Komandolar gemiyi bastı, çatışma çıktı, 10 kişi öldürüldü.
İşin öncesi ve sonrası dipsiz bir kuyu……
“Van minıt” şovları……
İsrail'e tam altı yıl boyunca ana avrat sövdüler, Yahudi düşmanlığı sergilediler.
Büyükelçimiz geri çağrıldı, halen de yok.
* * *
Yahudi ve İsrail düşmanlığı bunlara oy veren İslamcı kesime ayar veriyor, iç siyasette prim yapıyordu.
Ölenlerin aileleri için İsrail'den tazminat istediler, özür beklediler.
Altı yıl boyunca hemen her gün posta koydular, en ağır sözleri söylediler……
Şimdi ekonomi ve diğer alanlarda sıkışıp zora düşünce İsrail'e barış çubuğu uzatmak zorunda kaldılar:
“Gelin kardeşlerimiz, geçmişi unutup güzelce barışalım!.. Barışmak hem size hem de bize yarar sağlar. Birlikte çok büyük paralar kazanırız…”
Ve dün, şimdilik barışmış oldular!
İsrail düşmanlığı yapmak bizim iktidara yaramış, nasıl olsa oylar cebe atılmıştı……
Bunlar yanlarına kâr kaldı.
“Van minıt” diye bağıranlar şimdi sessiz, uysal, İsrail'in önünde de boyun eğdiler, ters köşe oldular.
* * *
Yeni seçime daha çok var.
Hele seçim yaklaşsın İsrail'e yine sövmeye başlarlar.
Ne de olsa Yahudi düşmanlığı bunlara en çok oy getiren, maliyeti en ucuz sömürü araçlarından biri.
Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk Devleti'nin onuru, saygınlığı ve çıkarları falan hiç önemli değil.
Tükürdüklerini yaladılar.
Daha doğrusu “Birileri” yalattı.
İyi günlerde yalasınlar!
Yargı korumasında Bahçeli
MHP kongresinde neler olacak, kimsenin bildiği yok, anladığı da yok.
Ancak alınan bütün yargı kararları Devlet Bahçeli'nin tam anlamıyla iktidar korumasına alındığını gösteriyor.
Partisini bu durumlara düşürdü, hezimete uğrattı, her konuda AKP'nin kurtarıcı meleği oldu.
Şimdi sıra iktidara geldi!..
Ama bu kez rol dağılımı değişti.
Şimdi iktidar, Bahçeli'nin kurtarıcı meleği olmaya soyundu.
Bu iş elbette doğrudan yapılmıyor ama hiç ilgisiz ilçeler dahil Türkiye'nin dört bir yanından yargı kararları alınması sağlanıyor.
Son olarak Çankaya Seçim Kurulu Bahçeli'yi sevindirecek bir karara imza attı.
10 Temmuz günü Ankara'da yapılması öngörülen kongrede seçim olmayacak.
Gündeme bir sürü karışık, karmaşık konular geldi, kimse bilmiyor ve anlamıyor.
O zaman o kongre Bahçeli ve ekibini mutlu etmek dışında ne işe yarayacak?
* * *
18 Haziran tarihli yazımda sormuştum:
“Kongre filminin sonu karakolda mı biter?..”
Karakolda değil ama mahkeme salonlarında sürüp gidiyor.
Hiç kuşkum yok, bundan sonra her şey Bahçeli'nin istediği gibi olacak ve
MHP'de hiçbir şey değişmeyecek.
Partisini bu durumlara düşüren yıpranmış Devlet Bahçeli bu maçı şu veya bu biçimde kazanacak.
İktidar yağdanlığının ödülünü böylece almış olacak.
Gizli iftar programları
Sevgili okuyucularım, bizim dünya lideri yanına Genelkurmay Başkanı Hulusi Bey ve komutanları alıyor, Güneydoğu'daki askeri birliklerde kurulan iftar sofralarında boy gösteriyor, oruç açıyor ve her seferinde Mehmetçiklere hitaben bir de nutuk atıyor.
Ancak bu gezilerde ilginç bir durum var!
Tayyip'in yapacağı Güneydoğu iftar gezileri önceden, kamuoyundan ısrarla gizleniyor. Medyaya her gün açıklanan günlük programında bu gezilere yer verilmiyor ki, hiç kimsenin haberi olmadan gidip gelsin.
* * *
Bu iftar programları da başka iftarlarında olduğu gibi kendi kamera ve foto muhabirleri eşliğinde gerçekleşiyor.
Gidiyor, dönüyor ve medyanın daha sonra haberi oluyor.
Bir cumhurbaşkanının böyle yapması, ülkesinin belli bölgelerine gizlice gidip gelmek zorunda kalması oldukça manidar!
Acaba korkuyor mu?
* * *
Emin Çölaşan'ın notu: Fransa'daki futbol rezaletine burada birkaç kez değindim, sorular sordum. Kamu parasıyla turistik geziye götürülen yüzlerce beleşçi ile iktidar yandaşı torpillinin kimler olduğu ve bunlar için kaç para harcandığı konusunda Federasyon, hükümet vesaireden hiçbir açıklama gelmedi. Demek ki yüzleri kızarmıyor, daha ne diyeyim!
