Top
24/05/2013

Vay hıyar İngiliz vay!

Sevgili okuyucularım, İngiltere'de bir olay oldu. Sivil giysili bir asker sokakta iki kişi tarafından öldürüldü…
İngiliz polisi katilleri yaralı olarak yakaladı.
Haber duyulur duyulmaz, o sırada Fransa'da olan İngiltere Başbakanı David Cameron gezisini yarıda kesip ülkesine döndü!
Ey Cameron, sen uzayda mı yaşıyorsun! Bir kişi öldürülmüş, resmi geziyi yarıda kesip apar topar İngiltere'ye dönüyor ve ortalığı telaşa veriyorsun.
Öldürülen bir kişi nedir ki?
Bizde her gün onlarca insan öldürülüyor, işe MİT, polis veya jandarma el koyuyor, hadise bir süre sonra unutulup gidiyor.
Bak, bizim Reyhanlı'da bombalar patladı, 51 kişi öldü. Ondan önce Gaziantep'te, Cilvegözü sınır kapısında patlamıştı, insanlar ölmüştü…
Onları da bırak bir yana, Reyhanlı'da can veren 51 kişinin kanı henüz kurumadı.
Peki bizde başbakan yok mu? Var!..
Başbakanın görevi öyle bir kişinin öldüğü bir olayda dış gezisini yarıda kesip ülkesine dönmek mi? Değil!
Büyük yanlış yapıyorsun Cameron…
Tayyip'e bak, örnek al.
51 ölü sonrasında zahmet edip Reyhanlı'ya gidebildi mi, oraya adım atabildi mi? Peki bu konuda hiçbir şey mi yapmadı yani?
Hakkını teslim edelim, elbette ki yaptı!
Nutuk attı, Esad'ı suçladı. Fakat gel gelelim işin arkasından Esad çıkmadı.
Şimdi programı çok yoğunmuş, 25 Mayıs günü gidecekmiş!
Zamanı böylesine kısıtlı olan şahıs ABD gezisinde dünyanın öbür ucu olan San Francisko'ya gidip iki gün kaldı, kızının diploma törenine devletin parasıyla ve aile boyu, çoluk çocuk katıldılar.
Reyhanlı mı!.. Oraya da gidecek evelallah!
25 Mayıs'a şunun şurasında ne kaldı ki!
Hele enkaz kaldırılsın, şakşakçı takımı ayarlansın, AKP'nin bindirilmiş kıtaları iyice
örgütlensin, Reyhanlı'da mutlaka boy gösterecek, miting düzenleyip nutuk atacaktır…
Hazır gitmişken belki 45, belki 188 tesisin açılışını da yaparsa hiç şaşırma David Cameron!
Senin gibi enayiler bir kişi öldürüldü diye gezisini yarıda keser, 51 kişi öldürülünce bizdekiler nutuk atmakla yetinir.
Bizim buralarda senin gibilere ‘Hıyar', Tayyip gibilere ‘Usta' denir. Gel buraya da biraz ders al!
Sen daha çok toymuşsun kardeş, bu ne telaş!
Ülkende sadece bir kişicik öldürülmüş, kıyamet mi koptu yani!

Diyarbakır'da ne işi var?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu saygın ve düzgün adamdır. Gerek kendisi ve gerekse bütün CHP'li belediyelerin iktidarın nasıl gaddarca baskısı altında olduğunu hepimiz biliriz.
Aziz Kocaoğlu dün Diyarbakır'a gitti, BDP'li Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir'e konuk oldu.
Kimse kusura bakmasın ama ben bu gezinin niçin yapıldığını, hangi amaca hizmet ettiğini, partisinin onayı ile olup olmadığını bilemiyorum.
Osman Baydemir isimli şahıs, Türkiye'ye gelmiş geçmiş en büyük Kürtçülerden biri. Hatta onların Apo'dan sonra ikinci adamı demek bile mümkün.
Geçmişte nutuk atıyordu:
“Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde bir de Kürdistan eyaleti bayrağı sallansa ne olur yani!..”
Akil adamlar çadır tiyatrosunun Ege Bölgesi başkanı olan yandaş işadamı Tarhan Erdem ve ekibini makamında ağırlayan Kocaoğlu, bu gezide ne yapmayı amaçlıyor?
Bir uçak dolusu adamla Diyarbakır'a giderken, AKP İzmir il yöneticilerini de bu “Ortak barış girişimi (!)” için davet ediyor.

* * *

“Gavur İzmir”, önümüzdeki yerel seçimde AKP'nin bir numaralı hedefi. Bütün belediyeleri kaptırsalar, CHP ve MHP'yi her yerde silseler bile, önemli olan sadece ve sadece İzmir'i devirip AKP'ye kazandırmak… Ve bunun için olanca güçleriyle hazırlanıyorlar.
İzmir Büyükşehir ve CHP'li ilçe belediyelerini yok etmek için ellerinden geleni yapıyor ve yaptırıyorlar.
Polis baskınları, tutuklamalar dahil.
Böyle bir ortamda Kocaoğlu bir uçak dolusu ekiple -ve bazı CHP'li milletvekilleri ile-Diyarbakır gezisine çıkıp Osman Baydemir'in konuğu oluyor.
Belki birileri diyecektir ki “Açılım sürecine hizmet ediyor!..”
AKP'yi kurtarmak için piyasaya sürülen bu yutturmacaya hizmet vermek, destek sunmak, koskoca İzmir'in Büyükşehir Belediyesi'ne ya da yanında götürdüğü CHP'li ilçe belediyelerine mi kalmıştır?

* * *

Kocaoğlu bu anlamsız gezisi nedeniyle AKP'nin takdirlerini de almayı başardı.
AKP İzmir Milletvekili Rıfat Sait kendisine teşekkürler ettiğini açıkladı.
AKP İzmir Milletvekili İlknur Denizli kendisi için “Kocaoğlu bizim 64. akil adamımızdır” dedi.
Biliyorsunuz, akiller toplam 63 kişiden oluşuyor.
Aziz Kocaoğlu bu Diyarbakır çıkarmasıyla kendisini yıprattı.
Bu hükümetin açılım palavrasına stepne olmak CHP'li belediyelerin işi değildir.
Hele İzmir'in işi hiç değildir.
Bu geziden partisinin haberi belki vardır, belki izin de almış olabilir, onu bilemem.
Bildiğim tek şey şudur:
Atatürkçülüğün, laikliğin ve bölünmezliğin Türkiye'deki bir numaralı simgesi olan İzmir'e bu gezi hiç yakışmadı.
İktidarın Kürtçülük açılımına destek olmak, Diyarbakır'a gidip ünlü bölücülerle ve terörist destekçileriyle el sıkışmak son derece yanlış bir iştir.
Aziz Kocaoğlu sanırım yanılgıya düştü.
Önümüzdeki yerel seçimde bir kez daha aday olacak.
İzmir seçmeni belki o zaman bu gezinin de hesabını soracak.

Şahin Mengü'nün kitabı

Hukukçu-avukat dostum Şahin Mengü, geçen dönem CHP Manisa Milletvekili idi ve Meclis'te önemli işler yaptı. Şimdi Aydınlık gazetesinde yazıyor.
Birkaç gün önce Şahin'in ilk kitabı çıktı:
“Tarihinden ve Köklerinden Kopartılan CHP.” (Yayın B)
Bu kitabı, yazdığım önsözün özeti ile sizlere tanıtmak isterim:
“Şahin Mengü benim 40 yıllık arkadaşım, dostum, kardeşim.
Kendisini tanıdığım günlerden beri siyasetin içindeydi. CHP'li, sosyal demokrat, Atatürkçü kimliği ile nice ünlü siyasetçilerin avukatlığını yaptı, çok önemli davalara ve başarılara imzasını attı.
Sonra onu milletvekili olarak izlemeye başladım.
Gün geldi, dönem bitti ve Şahin Mengü'nün milletvekilliği sona erdi.
Onu bu kez Aydınlık gazetesinde yazdığı köşe yazılarından izlemeye başladık.
Yazılarında çok ilginç konulara değindiğini hemen belirteyim. Çoğu zaman “Keşke bu konu benim aklıma gelseydi de, ben yazmış olsaydım” dediğim olmuştur.
Milletvekilliği döneminde olduğu gibi, yazılarında da AKP iktidarını hallaç pamuğu gibi attı.
Kürtçülüğe, ülkemiz üzerinde oynanmak istenen oyunlara, dış politikadaki beceriksizliklere
kalemiyle karşı çıktı.
Ama özellikle de, son yıllarda hepimizin bire bir yaşamakta olduğumuz o korkunç hukuksuzluk sürecini topluma anlattı.
Partisinin gidişini, CHP yönetimini ve Kılıçdaroğlu'nu sık sık eleştirdi.
Bugüne kadar hiçbir yazısını atlamadım, her birini tek tek okudum.
Şahin Mengü'nün Aydınlık gazetesindeki yazılarından oluşan bu kitap, önümüze ilginç bir Türkiye ufku açıyor. Her alandaki rezaletler onun kaleminden önümüze seriliyor…
Sevgili dostum,
arkadaşım ve kardeşim Şahin Mengü'yü her yazısı için ayrı ayrı kutluyorum, “Ellerine sağlık” diyorum.
Kitapta yer alan bu yazıları dikkatle okuyun, çok şey öğreneceksiniz.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp