Top
19/03/2015

Konuş Apo konuş!

Sevgili okuyucularım, Nevruz kutlamaya sadece iki günümüz kaldı. Şimdi bayramı falan unuttuk, çok önemli bir konu üzerinde yoğunlaştık!
Apo hazretleri İmralı'dan konuşacak mı, konuşmayacak mı!..Mesaj verecek mi, vermeyecek mi!..
Topluma hitap edecek mi, etmeyecek mi!..
Edecekse nasıl edecek!..
Görüntülü mü olacak, yoksa sadece sesli mi!..
Bilmiyoruz ve çok merak ediyoruz.
40 bin kişinin katili olan, bugünkü iktidar döneminde her türlü övgüye layık görülen bu şahıs için İmralı'da özel bir sekreterlik bürosu oluşturuldu.
Özellikle istediği ve isimlerini hükümete verdiği beş adet deneyimli PKK hükümlüsü, yatmakta oldukları cezaevlerinden alınıp birkaç gün önce İmralı'ya, Apo'nun yanına getirildi.
Kendisine danışmanlık yapacaklar!

* * *

Apo bir şey isteyecek ve sen ona “Hayır” diyeceksin!..Biraz değil epeyce sıkar.
Şu anda yerine getirilmesi mümkün olmayan bir tek isteği var:
Tahliye edilmek!
Bunun da er veya geç gerçekleşeceğini biliyor, bizi yönetenlerle kedinin fareyle oynadığı gibi oynamayı başarıyor.
Cumartesi günü Nevruz bayramında ne olacak?
Konuşursa neler söyleyecek!..
Konuşmazsa niçin konuşmayacak?
Papatya falı mı açmalı, ne yapmalı.

* * *

Kaderimiz Apo' nun iki dudağı arasında. Örgütüne şunu söyleyebilir:
“Sözlerinde durmuyorlar, beni bırakmıyorlar. Bundan sonra atış serbest. Bildiğiniz gibi yapın.”
O takdirde sadece biz değil, bütün Tayyipgiller ayvayı yedi demektir.
İşte o zaman çözüm süreci komedisi sona erecek, silahlar yeniden konuşmaya başlayacaktır.
Belki de örgütüne “Silah bırak” emri verecektir.
O takdirde Tayyip vesaire havalara zıplayacak, “İşte başardık” diye bağırmaya başlayacaktır.
İşte bu yüzden katili İmralı'da krallar gibi ağırlıyor, bir dediğini iki etmiyorlar.
Silahların bırakıldığını varsayalım. Sonra sıra gelecektir siyasal isteklere ve diğerlerine…
Anayasanın değiştirilmesi, özerklik, Kürtçe eğitim, Güneydoğu gelirlerinin Kürtçü belediyelere devredilmesi…

* * *

Dananın kuyruğu cumartesi günü Nevruz kutlamalarında kopacak, bakalım sayın büyüğümüz Apo ne cevherler yumurtlayacak!
Köprüyü geçene kadar şimdilik ayıya dayı diyor da, sonrasını nasıl getirecek.
Karşısında zavallı, çaresiz, ne yapacağını bilemeyen, her telden çalan bir iktidar olduğunu çoktan keşfetti.
Artık ipler onun, İmralı'daki saygın konuğumuzun elinde!
Konuş Apo, istediğin gibi konuş, devlet kuşu başına kondu!
Bu fırsatı sakın ola ki kaçırma!

Turistlerin böylesi de var

Sevgili okuyucularım, bundan bir süre önceymiş. Ne zaman olduğu belli değil.
Tayyip cuma namazı kılmak için Sultanahmet Camii'ne gitmiş. Tam namazdan çıktığı sırada bir kalabalık görmüş.
Kalabalık kendisine el kol hareketleri yapıyormuş.
(Şimdi aklınıza gelmiştir, acaba hakaret mi ediyorlardı!..Hayır, tam tersine!..)
Meğer orada turistler birikmiş.
Tayyip yanlarına yaklaşmış.
Birkaç gün sonra ABD gezisine çıkacakmış, turistler de bunu biliyormuş.
(Böyle kültürlü turistlere helal olsun!)
Tayyip'e sormuşlar:
“Siz bu sağlık reformunu nasıl yaptınız?”
Tayyip nasıl yaptığını anlatmaya başlamış! Sonra turistlerin bir ricası olmuş:
“Bunu lütfen Sayın Obama'ya da anlatın olmaz mı!..”
Turistlerin ricasını unutmamış, bu reformu nasıl yaptığını Obama'ya anlatmış!
Yerseniz!

* * *

Olayın ne zaman olduğu bilinmiyor. Baştan sona bir tek tanığı yok. Bizim yandaş-yalaka medya bu haberi nasıl olduysa ıskalamış. Yoksa manşetten verirlerdi:
“Turistlerin Tayyip Erdoğan hayranlığı… Başarılarını Obama'ya da anlatmasını istediler!”
Şimdi diyeceksiniz ki “Kardeşim bu haberi yoksa sen mi uydurdun?”
Hayır, ben uydurmadım.
İki gün önce Ankara'da Güven Hastanesinin bir açılışı vardı, orada kendisi aynen anlattı, hatta şöyle dedi:
“Amerika'da Obama benzer bir sistemi getirmek için çok uğraştı ama ancak kısmen başarılı olabildi…”
Ve ajanslar onun bu sözlerini de ciddiye alıp abonelerine geçti.
Önemli olan anlattıklarının doğru olup olmaması değil, her açılışta ve her törende değişik bir masal okuma alışkanlığı!

* * *

Emin Çölaşan'ın notu: Dün internette fotoğraflı haberleri vardı. Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve Maliye Bakanı Yanis Varufakis Atina caddelerinde dolaşıyor.  Karşılarına rast gele çıkan insanlarla el sıkışıyor, şakalaşıyor, güleç bir yüzle yürüyorlar. Yanlarında koruma ordusu, görünürde bir tek polis yok. Demek ki bizim korkaklar gibi görgüsüz değiller!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp