Top
16/06/2016

Bükemediğin eli öpeceksin

Sevgili okuyucularım, Suriye hava sahasında dolaşan ve sınırımızı 17 saniye boyunca ihlal eden bir Rus uçağını geçtiğimiz kasım ayında düşürdük!
Sonra görüntüleri izledik… Pilotlardan biri paraşütle atlarken üzerine otomatik tüfekle ateş açıldı ve adam havada vurularak öldürüldü.
Öldürenler daha sonra pilotun cesedi üzerine ayaklarını basarak poz verdiler.
Uçağı düşürülen Rusya doğal olarak büyük tepki verdi…
Ve bizimkiler anında yanıt vermeye başladı!..
“Eyy Putin!..”
Sayın dünya liderimiz Recep Tayyip hemen aldı sazı eline ve Rusya'ya her fırsatta posta koymaya başladı:
“Gerekirse göğüs göğüse çarpışırız… Putin'in yaptığı açıklamalar asla kabul edilemez… Esad rejimine destek olmak ateşle oynamaktır. Rusya'ya ateşle oynamamasını tavsiye ediyoruz… Gereken cevabı aldılar, almaya devam edecekler… Sizin Suriye'de ne işiniz var, şimdi olsa yine aynı karşılığı veririz…”

*  *  *

Putin Türkiye'nin özür dilemesini ve tazminat vermesini istiyordu…
Ama varlığı ile gurur duyduğumuz dünya liderimiz sert çıkıyor, hiçbir ödün vermiyordu!
“Asla özür dilemeyeceğiz…”
Sonra bir parça yumuşamak zorunda kaldı:
“Hava sahamızı ihlal eden uçağın milliyetini bilmek mümkün değildi ki!..”
Putin'i telefonla aradı… Ancak Putin “Şu anda kendisiyle görüşmem mümkün değil, biz sonra ararız” dedirtince bu iş de yatmış oldu.
Tayyip bu durumu doğruladı, “Kendisini aradım ama dönüş yapmadı” diye ağzından kaçırdı.
İş akdi Tayyip tarafından feshedilen eski sadrazam Davutoğlu Ahmet ise “Uçağı düşürme emrini ben verdim” dedi.

*  *  *

Gerçek bir dünya devi ile uğraşmak elbette kolay değildi. Rusya bazı önlemler aldı.
Türkiye'den sebze meyve ithalatını kısıtladı, Türk şirketlerine ciddi yaptırımlar uygulamaya başladı.
Ama en önemlisi Rus turistlerin Türkiye'ye gelmesi durdu. Rus turist sayısı ciddi biçimde azaldı.
Rusya Türk ekonomisini turizm dahil her alanda vurdu. Milyarlarca dolar zarara girdik.

*  *  *

Bu korkunç zarar Tayyipgillerin başını döndürdü, saç baş yoldurdu. Ne yapacaklardı, bu zararın altından nasıl kalkacaklardı?
Alttan alma, dolaylı af dileme ve Rusya'ya hoş görünme süreci birkaç gün önce resmen başlatıldı.
12 Haziran Rusya Ulusal Günü nedeniyle Tayyip Putin'e, Binali ise Başbakan Medvedev'e iki ayrı kutlama mektubu gönderdiler!
Tayyip mektubunda Putin'e “Saygıdeğer başkan” diye hitap ediyor, önümüzdeki dönemde Türkiye ile Rusya arasındaki ilişkilerin hak ettiği düzeye yükselmesi gerektiğini vurguluyor.
Öteki de üç aşağı beş yukarı aynı cümleleri kullanıyor.

*  *  *

Yerinde kullanılırsa çok anlamlı olan bir atasözümüz vardır:
Bükemediğin eli öpeceksin!
Şimdi bunlar Rusya'nın bükemedikleri elini öpüyorlar.
Önce posta koydular, zart zurt ettiler, bağırıp çağırdılar ama sonra gördüler ki pabuç pahalı!
Durup dururken düşürülen Rus uçağının Türkiye'ye maliyeti sadece geçtiğimiz altı ay içerisinde 20 ile 25 milyar dolar arasında.
Bu durumda ne yapacaksın…
Açıktan olmasa bile dolaylı yollardan bir bahane yaratıp özür dileyecek, belki faydası olur diye Rusya'ya iyi dileklerini ve saygılarını sunacaksın!
Birileri sana bunları söyleyince ise “Ne özür dilemesi yaaa, biz sadece Rusya'nın ulusal gününü kutladık” diye kıvırtacaksın.

*  *  *

Bir iş yaptılar, şimdi altından kalkmaları mümkün olmuyor.
Rus uçağını durup dururken düşürdüler, sonrasında dayılandılar, sağa sola posta koydular, şimdi Rusya'ya dostluk ve şirinlik mesajları gönderiyorlar. Niçin?..
Zira bütün komşularımızla papaz oldular.
Suriye, İran, Irak…
Avrupa Birliği ile aynı durum.
ABD derseniz o da aynı!..
“Eyyy AB, eyyy Obama, siz kendinizi ne zannediyorsunuz!..”
Aynı şeyi Rusya ile denediler ama olmadı… Zira Rusya'nın elindeki ekonomik silahlar çok güçlüydü ve adamların bu konularda şakası yoktu.
Suratlarına Muhammet Ali'nin yumruğu gibi indi.
Kendi cahil seçmen kitlelerinin gözünü boyamak uğruna ülkemizin çıkarlarını yok ettiler, şimdi alttan alıp özür diliyorlar.
Vah benim ülkem vah!..

İftar şovları devam ediyor

Israrla söylüyorum, kutsal Ramazan ayı bu iktidarın din sömürüsü aracı olarak kullanılıyor. Oruç tutanlar ve tutmayanlar hep birlikte iftar sofralarında boy gösteriyor…
Her iftara kameralar ve foto muhabirleri çağrılıyor, çekimler oy avcılığı amacıyla medyaya servis ediliyor.
Eminanım vatandaşın evinde iftar açıyor. Yan tarafta normal yemek masası varken yere, sininin başına çöküyorlar.
Sadrazam Binali aynı durumda. Kömür madenine inip iftar açtı.
Tayyip bu Ramazan ayında yere çökmedi, saraydaki iftarları normal yemek masasında!
Her gün iftar… Muhtarlara, diplomatlara, AKP milletvekillerine ve aklınıza kim gelirse…
İftar sofralarının parası ceplerden değil devlet kesesinden.
İşin tuhafı, bu şovlara bu yıl Genelkurmay Başkanı Hulusi Bey de Mardin'deki bir askeri birlikte Tayyip'le birlikte katıldı.
Kameralar çalıştı, resimler çekildi ve medyaya servis edildi.
İftar gösterileri bayrama kadar her gün sürecek, oylar AKP'nin sepetine dolacak!

*  *  *

Türkiye'den nice muhafazakâr iktidarlar, cumhurbaşkanı ve başbakanlar geldi geçti ama geçmiş yıllarda böylesini, bu kadarını hiç görmemiştik.
Üstelik Genelkurmay eski başkanları, sürekli eleştirdiğimiz Hilmi Bey, Necdet Bey falan vardı, onlar bile iftar şovlarında rol almazdı.
Hulusi Bey ilk oldu.
Allah kabul etsin, amin.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp