Top
16/04/2014

Kutlu Doğum Haftası sömürüsü

Sevgili okuyucularım, sektörlerin en kazançlısı olan din ticareti ve din sömürüsü yapmak için ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.
Bunun son örneği, kutlanmasına son yıllarda başlanan Kutlu Doğum Haftası.
Peygamberimizin doğum tarihini 20 Nisan gününe sabitlediler!
Şimdi kendilerine soruyorum:
Peygamberimizin 20 Nisan günü doğduğuna ilişkin hangi bilgi veya belgeye sahipsiniz?
Böyle bir şey elbette ki yok.
Kafadan bir tarih uydurdular.
Burada en önemli amaç bu tarihi 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na denk getirip, ulusal bayramın kutlu doğum haftası altında ezilmesine, yok edilmesine yönelikti…
Her yıl bu günlerde Türkiye'nin dört bir yanında kutlu doğum haftası programları düzenleniyor, bu törenler özellikle ilköğretim okullarında gerçekleşiyor.

* * * *

Adına Diyanet denilen kuruluşun AKP'nin arka bahçesi olduğunu burada defalarca vurguladım.
Hem arka bahçesi, hem de yan kuruluşu.
Türkiye'de devlet bütçesinden en büyük parayı Diyanet alıyor. Elinde sonsuz maddi olanaklar var. Üstelik vakıfları ve yatırımları falan da eklendiğinde, bu para gücü karşımıza acayip bir biçimde çıkıyor.
Arka bahçe görevini iyi yapar ama hükümet üyeleri rüşvet alır, yolsuzluk yapar, Bakara-makara diye Kuran ayetleriyle alay eder, Diyanet tepki vermez.
Hükümeti ve Tayyip iktidarını zor duruma düşürecek olaylar olur, Diyanet sütre gerisine çekilip sessizliğe bürünür, üç maymunu oynar.
Ama ne zaman ki hükümete destek atışı gerekir, işte o zaman piyasaya bütün
gücüyle çıkıp iktidardan yana tavır alır.
Şimdi söyleyin, böyle bir Diyanet'in biz nesine saygı duyalım, nesine güvenelim!

* * * *

Türkiye olarak kullandığımız bir takvim var. Eski Arap takviminden farklı.
İki takvimin günleri ve ayları birbirini tutmuyor.
O yüzden, dinimizde yer alan hiçbir gün sabitlenmiş değil…
Çünkü peygamberimiz döneminde ay takvimi kullanılırdı, Cumhuriyet döneminde miladi takvim kullanıyoruz.
İlki 355, ikincisi 365 gün.
Dolayısıyla arada 10 günlük bir fark var.
İşte o yüzden örneğin Ramazan ayı her yıl 10 gün daha erken başlar, Kadir Gecesi gibi kutsal günlerimiz 10 gün daha erken gerçekleşir.
Varsayalım peygamberimizin doğum günü -bilinmiyor bile olsa- 20 Nisan'dı.
Bu tarih ay takvimine göredir. Dolayısıyla öteki günler gibi her yıl 10 gün önce kutlanması gerekir.
Bu yüzden, bir hafta boyunca yapılan bu törenlerin hiçbir dini değeri yoktur.

* * * *

CHP Milletvekili İhsan Özkes eski bir müftü ve gerçek bir din adamı. Diyanet Başkanı olan Mehmet Görmez'e bir çağrıda bulundu:
“Diyanet'i Tayyip Erdoğan'ın emrinde bir kurum haline getirdin. 17 Aralık'tan bu yana rüşvet ve yolsuzlukla ilgili ayet ve hadislere sansür uyguluyorsun. Kutlu Doğum Haftası, iktidarın din sömürüsü ve Başbakan'ı aklama haftasına dönüştü. Bu durum sevgili peygamberimizin ruhunu da incitir. Yüce Allah'ın dininin ve ayetlerinin Tayyip Erdoğan'ın saltanatı için kullanılması Gayretullah'a dokunur. (Allah'ın gazabı üzerinde olur.)
Mehmet Görmez, Diyanet'i Tayyip Erdoğan'ın emrinde kullanılan bir kuruma dönüştürmüştür. Görmez cübbesini çıkarıp siyaseti öyle yapmalıdır.”
İhsan Özkes'in yaptığı çağrı çok mantıklı değil mi?

* * * *

Şu rastlantıya bakın ki, Diyanet Başkanı Kutlu Doğum Haftası turlarına önce Rize'de, Tayyip'in memleketinde başladı!
Turlar bütün Türkiye'de devam edecek, özellikle ilköğretim okulları öğrencilerinin beyinleri bu yolla yıkanacak.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı böylece arada kaynatılacak, ulusal bir bayramımız yine Kutlu Doğum Haftası'nın gölgesinde bırakılacak.

* * * *

Peygamberimiz bundan 1442 yıl önce doğmuş.
Doğum tarihini bilen yok, bu konuda kaynak yok.
O dönemde kim kimin doğum tarihini bilirdi?
Varsayalım 20 Nisan günü doğmuş olsun. O halde bu kutlamaların da her yıl 10 gün erkene kaydırılarak yapılması gerekmez mi?
Gerekmez!..
Çünkü bunların yaptığı din için değil, kendi siyasi çıkarları ve din tüccarlığı içindir.
Şimdi bir başka soru soruyorum:
Dünyada pek çok Müslüman ülke var. Bunlardan hangisinde kutlu doğum haftaları düzenleniyor?
Bu soruya da yanıt veremezler çünkü başka hiçbir İslam ülkesinde böyle bir uygulama yok. Varsa açıklasınlar.
Bu olay bizimkilerin icadı!

* * * *

Diyanet ve başındaki Mehmet Görmez dibine kadar siyasete bulaşmış, Tayyip'e hizmet sunuyorlar.
Camilerde okunacak tüm hutbeler Diyanet tarafından kaleme alınıp gönderilir.
Türkiye'de böylesine hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet olayları ortaya çıktı ve hepsi belgelendi…
Acaba Diyanet'in bu olaylara ilişkin olarak bugüne kadar hazırladığı ve camilerde okunan bir tane olsun Cuma hutbesi oldu mu?
O hutbelerde “Ey Müslümanlar, bu pisliklere bulaşmış olanlar sizden değildir. Allah indinde günahkar olan bu gibileri asla affetmeyin, günahlarıyla baş başa bırakın” denildi mi?
Elbette ki hayır!
İyi niyetli müminleri, inançlı insanları işte böyle, Tayyip siyaseti uğruna kandırıyorlar.
Mehmet Görmez gibi bir Diyanet Başkanı bugüne kadar görülmedi, duyulmadı.
Başarılarının devamını diliyorum!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp