Top
15/02/2014

Gelin hanımın fendi Tayyip’i yendi!

Sevgili okuyucularım, bundan birkaç ay önceki bir hadiseyi anımsayacaksınız. Gezi olaylarının başladığı 1 Haziran 2013 günü 25 yaşında örtülü bir kadın, elinde bebek arabası, Kabataş İskelesi'nde kocasını bekliyor. Sonrası ilginç!
Kadın bir süre sonra ortaya çıkıp o gün Gezi olaylarına katılanların kendisine ve altı aylık bebeğine saldırdıklarını, cinsel tacizde bulunduklarını iddia etmeye başlıyor.
Kendisi AKP'li Bahçelievler Belediye Başkanı'nın gelini.
Yandaş basına çıkıp “Başına gelenleri” anlatıyor, polise gidip ifade veriyor.
Tayyip böyle bir olayı hiç kaçırır mı!
Konunun üzerine balıklama atlıyor, bu “Rezaleti (!)” hem Meclis kürsüsünde, hem de başka konuşmalarında gündemde tutmaya kalkışıyor.
Ancak olay daha ilk günden başlayarak fos çıkıyor.
Gelin hanımın olduğu yer ve olay gününün MOBESE kayıtları aylar sonra, önceki gece ekranlarda yayınlandı ve bu olayın palavra-düzmece olduğu belgelendi.
Aşağıda gelin hanımın ifadesini -özetle- ilk kez burada okuyacaksınız. Yalanlara bakın!

* * *

“…Ben eşimi beklerken kalabalık bir grup benim yanıma doğru gelmeye başladı. Karşılaştıkları kişilere küfür ve hakaret ediyorlardı. Bunlar arasında bulunan erkeklerin üst kıyafeti yoktu. Kimisinin kafasında siyah bantlar bulunuyordu.
Bir kadın benim başörtümü kaldırdı ve yüksek sesle ‘Tayyip'in orospusunu buldum beyler, gelin s..in' diye bağırmaya başladı.
Bir erkek yanağıma tokat attı. Elimde bebek arabası olduğundan onun eşkalini göremedim. Sırtüstü yere düştüm. Tükürmeye, tekmelemeye başladılar.
Üç dört kişi üzerime idrarlarını yaptı. Bir kadın ‘Başörtüsüne işeyin' diye bağırıyordu.
Beni tekmelerken ‘Şerefsiz evladı, orospu çocuğu, eşarplı kaltak, biz devrim yapacağız, Tayyip'i de seni de s..ke s..ke yollayacağız' diye bağırıyorlardı.
Bunların arasında yanılmıyorsam üç dört kişi ‘Başörtüsüne işeyin' diye bağırıyordu. Ben yere kapaklanmıştım.
Tam bu esnada bir şahıs benim başıma doğru erkeklik organıyla sürtünmeye başladı.
Başka bir şahıs da arkama geçerek cinsel organıyla sürtünüyordu.
Yine vücudumun değişik yerlerinden cinsel saldırıda bulunanlar vardı. Ben şahıslardan emekleyerek kaçmaya çalıştım ama başaramadım…
Bana cinsel saldırıda bulunan, darp ve hakaret edenlerin arkasından baktığımda ellerinde bira şişeleri vardı. Bu şişeleri tokuşturarak içtiklerini ve kahkahalar atarak güldüklerini gördüm…”

* * *

Örtülü gelin hanımın ifadesi özetle böyle. Bir süre sonra AKP'nin Star gazetesine röportaj verdi. Özetle şöyle diyordu:
“Bir anda üzerleri çıplak, elleri deri eldivenli 70-100 kişilik kalabalığın arasında kaldım. Bazıları hakaret ve küfürlerle bana ve bebeğime saldırdı. Kendime geldiğimde üzerim idrar kokuyordu…”
Ancak polisteki ifadesiyle Star gazetesindeki sözlerinde büyük çelişkiler var.
Polise: “Bir kadın başörtümü tutup kaldırdı ve Tayyip'in orospusunu buldum diye bağırdı.”
Gazeteye: “Bir anda arkama baktığımda kadınların bana karşı öfkeli bakışlarını gördüm.”
Polise: “Şerefsizin evladı, Türkiye'den seni de Tayyip'i de yollayacağız bu ülkeden…”
Gazeteye: “Erdoğan'ı asacaklarını söylediler.”
Polise: “Üzerime işediler, cinsel tacizde bulundular. Hiç kimse yardıma gelmedi.”
Gazeteye: “Bir amca müdahale etmeye çalıştı, onu ve kızını öldüresiye dövdüler.”
Tümüyle yalan. İşin ilginç yanı, bazı gazeteciler de bilmedikleri, görmedikleri olaydaki bu yalanlara alet oldular.

* * *

Evet, olayın bu kamera kayıtları önceki akşam televizyonda yayınlandı. Kullanımı hükümetin yetkisinde olan MOBESE kameralarından alınan görüntülerde böyle bir saldırının asla olmadığı ortaya çıktı.
Ne cinsel saldırı var, ne vurmak, ne de gelin hanımın üzerine işemek!..
Yarı çıplak, başları bantlı, ellerinde deri eldiven takılı adamlar da yok.
Gelin hanımın iddiaları 1 Haziran 2013 gününü anlatıyor.
Kaldı ki o saatte hava aydınlık. Saat 19.30 dolayları.
Gelin hanım elinde çocuk arabasıyla Kabataş İskelesi'nin yakınında bekliyor ve 16 dakika boyunca kameraların çekim alanında kalıyor.
Sonra kocasıyla buluşacak… Kocası karşı kaldırımdan onun yanına geliyor ve bebek arabasıyla birlikte kapsama alanı dışına çıkıyorlar.

* * *

Tayyip her şeye olduğu gibi bu olaya da maydanoz oldu… Meclis kürsüsünde ve çeşitli yerlerde bağırıp çağırdı:
“Çok önemli bir yakınımın gelinini yerlerde sürüklediler!..”
“Başörtülü bacımıza saldırdılar. Görüntüleri var!..”
Gelin hanım meğer hayalinde başka bir dünya yaratmış, yalanları sıralamış, fantezilerini kamuoyu önünde anlatıp kendisini acındırmaya ve toplumu uyutmaya kalkışmış!
Bir yalan daha böyle çöktü.
Acaba şimdi utanır mı!

Ne dediysek o!

Sevgili okuyucularım, 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonları kapsamında evinde ayakkabı kutuları içinde tam 4.5 milyon dolar bulunan ve tutuklanan Halkbank eski Genel Müdürü Süleyman Aslan da, dün mahkeme kararıyla tahliye edildi.
Adamları taksit taksit bırakıyorlar. Valla helal olsun yani!
Bildiğim kadarıyla içeride sadece İranlı Reza ile iki adet Bakan çocuğu kaldı. Onlara da en kısa zamanda kavuşuruz inşallah!

* * *

Şimdi sizlere 6 Şubat 2014 tarihli yazımın son bölümünü bir kez daha iletiyorum.
“AKP dönemindeki rüşvetin, hırsızlığın ve ahlaksızlığın belki milyarda biri ñayakkabı kutularında, evlerdeki çelik kasalarda- ortaya dökülmüş oldu.
Bu durum, seçim öncesinde Tayyip'i son derece tedirgin ediyor… Ve bu konuda ağzını açıp konuşması mümkün olmuyor.
30 Mart seçimlerine kadar çok daha çarpıcı bilgi ve belgeler ortaya saçılacak. Tayyip bu durumu yine “Paralel devletin tuzağı” falan diye geçiştirmeye, Türk Milleti'ni bu yolla uyutmaya kalkışacak.
Ancak seçime boynunda bu pranga ile girmesi mümkün değil.
O halde ne olacak?
Yargı ellerinde.
Bütün sanıkların seçim öncesinde tahliye edildiğini görürseniz sakın ola ki şaşırmayın!
Tayyip işte o zaman bağırmaya başlayacak:
‘İşte gördünüz, atılan iftiralar sonuçsuz kaldı ve hepsi tahliye edildi…'
Bu sözlerimi unutmayın, bir kenara yazın.”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp