Top
15/01/2015

Suikastlar bekliyorum

Sevgili okuyucularım, Türkiye'de işler giderek kızışıyor. Hava gergin, toplum gergin.
Herkes siyasi kamplara ayrılmış, insanlar birbirine düşman gözüyle bakıyor. Kin ve nefret yaygın.
Kitleler silahlı. En ufak bir olayda bile bıçaklar, palalar, döner bıçakları çekiliyor.
Tabancalar bellerde, Kalaşnikoflar ve pompalı tüfekler evlerde.
Küçük bir tartışma olduğunda silahlar kınından çıkarılıyor!
Sokağa çıktığınızda dikkatinizi mutlaka çekiyordur… Tanıyın veya tanımayın, yüzü gülen, espri yapan, saygılı ve hoşgörü sahibi olan kaç kişi görüyorsunuz?
Yaklaşık bir yıl oldu, Ankara Bahçelievler'de ara sokaktan çıkan bir araçla ana caddeden gelen bir başkası az daha çarpışıyordu.
Çarpışma falan olmadı ama iki şoför de araçlarından inip tartışmaya başladılar.
İki dakika sonra tartışanlardan biri tabancasını çekip ötekine doğrulttu ve havaya bir el ateş etti. Olay hemen yanımda oluyordu.
Herkes çaresizdi ve kaçıştı.
Ben de uzaklaştım.
Silah çekip ateş eden hiçbir şey olmamış gibi aracına binip gitti.

* * * *

İktidara karşı çıkan, uygulamalarını eleştiren biz gazeteciler de bu gergin ortamdan payımızı fazlasıyla alıyoruz.
Elimize her gün ulaşan mesajlarda birileri bizi kutlarken, başkaları anamıza avradımıza sövüyor.
Sövmekle de kalmayıp ölümle tehdit ediyor.
Bazıları “Havlayan köpek ısırmaz” diye teselli veriyor ama ya biri ısırırsa!
Bu adamlar AKP ve Tayyip'e angaje olmuşlar.
Türkçeleri bozuk.
Türkçe yazmayı bile bilmiyorlar. Okusanız acırsınız.
Akılları fikirleri belden aşağıda…
Cinsel içerikli küfürler, cinsel içerikli ölüm tehditleri!

* * * *

Bu gibilerin arasında bir sürü manyak, ruh hastası, sapık olduğu kesin. Ya biri günün birinde silahını bize doğrultursa ne olacak?
Savunmasız gazeteciyi öldürmek kolay…
Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu ve niceleri böyle öldürüldü ve hemen hiçbirinin katili bulunamadı.
Muammer Aksoy gibi gazeteci olmayan nicelerinin başına da aynı acı olay geldi.
O zamanki iktidarlar iyi niyetli idi ama ellerinden bir şey gelmedi.
Şimdiki için aynı şeyi söylemek ne yazık ki mümkün değil.

* * * *

Karşımızdaki tablo çok vahim. Sadece toplum değil, biz gazeteciler üzerinde de korkunç bir baskı var.
Baskı üç yönlü gerçekleşiyor:
– Polis baskısı… Önüne gelen herkesin üzerine TOMA'lar, polis ekipleri sevk ediliyor. Konuşmak yasak, eleştirmek yasak!
– İkincisi, bizleri korkutmak ve yazamaz duruma getirmek için Tayyip, yakınları ve iktidar mensupları tarafından açılan davalar. (Bunun somut ve belgeli örneklerini sizlere en kısa zamanda vereceğim.)
– Üçüncüsü ve en önemlisi, her davranış ve konuşmalarında milleti geren, birbirine düşürmeyi amaçlayan iktidar sahipleri. Bu baskıyı bilerek yapıyorlar çünkü gıdalarını toplumu kamplara ayırmaktan, bölmekten alıyorlar.

* * * *

İşte böyle bir ortamda Tayyip başta olmak üzere bütün iktidarı uyarmayı görev biliyorum:
“Dikkat edin… Yakın zamanda suikastlar olursa, gazeteciler sizin gaz verdiğiniz yandaşlardan biri tarafından vurulursa, bu işin altından kalkamazsınız.
O ilkel kafalılardan yediğimiz küfürler ve gönderilen ölüm tehditleri arşivlerde duruyor.
Uyanık olun, şimdiden önlem alın!”

* * * *

Peki ama bunları niçin yazmak zorunda kalıyorum?
Fox tv isimli yayın kuruluşu yandaş olmayı reddetti ve hükümetin karşısında diğerleri gibi eğilip bükülmedi… Çünkü sahibi Türk değil, Robert Murdoch isimli bir yabancı.
Dün Ankara'da Fox tv aracını taşladılar, camlarını kırıp kaçtılar.
Bu açık bir tehdittir.
Şimdilik bu kadar yaptılar… İşin ucunu göstermekle yetindiler!

* * * *

İkincisi ve çok daha vahimi, Cumhuriyet gazetesine -basılıp matbaadan çıktıktan sonra- polis el koydu.
Matbaa polis tarafından kuşatılmış, kamyonlara yüklenen gazetelerin dağıtımı engellenmişti… Çünkü gazete ertesi gün (yani dün) Paris'te İslamcı teröristler tarafından basılan Charlie Hebdo dergisinden alıntılar verecekti.
Bu polis baskını için mahkemeden alınmış bir karar yoktu.
İşin ilginç yanı, kamyonlarda sadece Cumhuriyet değil, SÖZCÜ dahil bütün gazeteler dağıtıma çıkıyordu. Bütün dağıtım aksadı.
Basına devlet tarafından el konuldu!

* * * *

Bu gidiş çok, ama çok tehlikelidir.
Gözü dönmüş yandaşlar bu yolla kışkırtılmaktadır.
Korkarım ki basın araçlarının taşlanması, gazete kamyonlarına el konulması vesaire, hazır bekleyen bu gözü dönmüş yandaşlara yol verir ve bunlar çok daha tehlikeli işlere girişir.
Gazetecilere saldırılar, hatta öldürmeler başlar.
Açık söyleyeyim, ben bu gergin ortamda böyle olaylar bekliyorum.
Piyangodan hangi gazetecinin çıkacağını bilemem.

* * * *

İktidar, gıdasını sadece bu gerginlikten sağlıyor. Eline din sömürüsüyle düşürdüğü milyonlarca eğitimsiz, cahil, çıkarcı tipler var.
İçlerinden bir sapık, bir manyak, bir ruh hastası, beyni yıkanıp kin ve nefretle doldurulmuş bir kişi çıksa, yeter de artar bile!
Ondan sonra ayıkla pirincin taşını.
İktidarı bir kez daha uyarıyorum:
Toplumu daha fazla germekten, kendinizi dev aynasında görmekten, fikir ve ifade özgürlüğüne saygısızlık etmekten vazgeçin. Gidişiniz iyi değil.
Ters bir olay olursa bu uyarı yazıları karşınıza çıkarılır, altında önce siz kalır ve ezilirsiniz.
Hesabını veremezsiniz.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp