Top
14/12/2012

Özel yet­ki­li ada­let!..

Sev­gi­li oku­yu­cu­la­rım, Si­liv­ri'de dün ya­şa­nan olay­la­rı hep bir­lik­te iz­le­dik. Hay iz­le­mez olay­dık… İn­san­la­rın üze­ri­ne yi­ne bi­ber ga­zı ve su sı­kıl­dı. Or­ta­da her­han­gi bir olay, sal­dı­rı ve­sa­ire yok­tu. Gü­ven­lik güç­le­ri­ne sal­dı­ran ol­ma­mış­tı.

Bi­ber ga­zı ve su sık­mak ar­tık bir Tür­ki­ye bel­ge­se­li ol­du. Es­ki­den cop­la­ma var­dı! Şim­di hü­kü­me­tin is­te­me­di­ği in­san­lar bir ara­ya gel­di­ği tak­dir­de, üzer­le­ri­ne il­le de bun­lar sı­kı­lı­yor.
Adı­na bi­ber ga­zı de­ni­len nes­ne­yi öm­rüm­de bir kez, 29 Ekim Cum­hu­ri­yet Bay­ra­mı gü­nü An­ka­ra'da po­lis­ten ye­dim. Hem de bi­raz uzak­tan ye­dim!
Ön­ce tu­haf, aca­yip bir ko­ku… He­men ar­dın­dan bo­şa­lan göz­yaş­la­rı ve sü­rek­li ök­sü­rük. Önü­nü­zü gö­re­mi­yor­su­nuz, ne­fes al­ma­nız zor­la­şı­yor. Dü­şüp ba­yı­la­cak gi­bi olu­yor­su­nuz.
Dün Si­liv­ri'de bin­ler­ce in­sa­na bir kez da­ha bun­la­rın sı­kıl­dı­ğı­nı gör­dük.
O in­san­lar te­rö­rist de­ğil­di. Ora­ya olay çı­kar­mak için gel­me­miş­ler­di.
Sa­ba­hın er­ken sa­at­le­rin­den iti­ba­ren yol­lar ba­ri­kat­lar­la ke­sil­miş­ti, her­kes uzun yol­la­rı yü­rü­ye­rek geç­me ça­ba­sın­day­dı.
Tek amaç­la­rı müm­kün olur­sa o kü­çük ve ye­ter­siz du­ruş­ma sa­lo­nu­na gi­re­bil­mek, dı­şa­rı­da ise de­mok­ra­tik hak­la­rı­nı kul­la­nıp fi­kir­le­ri­ni açık­la­mak­tı.
Bu­nu yap­ma­yıp da ne ya­pa­cak­lar­dı?

* * *

İçe­ri­de yıl­lar­dır tu­tuk­lu olan in­san­lar var. Ge­nel­kur­may Baş­ka­nı, or­ge­ne­ral­ler, ga­ze­te­ci­ler, ya­zar­lar, rek­tör­ler, üni­ver­si­te ho­ca­la­rı, su­bay­lar…
Bun­la­rın ta­ma­mı­nın su­çu “Er­ge­ne­kon si­lah­lı te­rör ör­gü­tü (!)” üye­si ol­mak.
An­cak ör­güt or­ta­da yok. Li­de­ri ve­ya li­der­le­ri, ku­ru­cu­su ve ku­ru­cu­la­rı yok! Yıl­lar­dır bu ko­nu­da bir tek so­mut ka­nıt or­ta­ya çık­ma­dı…
Ve mah­ke­me he­ye­ti, ço­ğu ce­za­evin­de yüz kı­zar­tı­cı suç­lar­dan yat­mak­ta olan bir ta­kım giz­li
ta­nık­la­rın yo­rum­la­rı­na ve ya­lan­la­rı­na da­ya­na­rak bu in­san­la­rı yar­gı­la­ma­yı sür­dür­dü.
Kit­le­ler bu ada­let­siz­li­ği pro­tes­to et­me­yip de ne­yi ede­cek­ti?

* * *

Hiç kuş­ku­nuz ol­ma­sın, ge­rek Bal­yoz ve ge­rek­se Er­ge­ne­kon da­va­la­rı, AK­P'­nin top­lu­mu sin­dir­mek ve kor­kut­mak ama­cıy­la kul­lan­dı­ğı iki önem­li so­pa ol­du.
Bun­la­rın bu ko­nu­da geç­miş­te söy­le­di­ği söz­ler­den bir­kaç ör­nek ve­re­yim:
18 Şu­bat 2008, Tay­yip ko­nuş­tu: “Er­ge­ne­kon ope­ras­yo­nun­da yar­gı ve yü­rüt­me (hü­kü­met) uyum için­de ça­lı­şı­yor.”
Yar­gıy­la hü­kü­me­tin uyu­mu!
Tay­yip: “Ben bu da­va­nın sav­cı­sı­yım.”
İna­nıl­maz bir an­la­yı­şın iti­ra­fı.
19 Ara­lık 2010, Tay­yip Bit­li­s'­te ko­nuş­tu: “(Er­ge­ne­kon da­va­sın­da) Ay­dın­la­rı içe­ri tık­tı­ğı­mı­zı söy­lü­yor­lar. Bi­zim içe­ri tık­tı­ğı­mız bir tek ay­dın yok.
Bu iki da­va­da ya­şa­nan tüm olay­lar­da özel yet­ki­li mah­ke­me­ler­le hü­kü­me­tin tam bir iş­bir­li­ği ve uyum için­de ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­ruz. So­mut ka­nıt mı is­ti­yor­su­nuz?
Bu iki da­va­da sa­nık­lar le­hi­ne ka­rar ve­ren tüm ha­kim­ler, AK­P'­nin HSYK'­sı ta­ra­fın­dan gö­rev­den alın­dı! Ba­zı­la­rı sü­rül­dü, ba­zı­la­rı emek­li ol­du.
Du­ru­mu ve ger­çek­le­ri bun­lar­dan da­ha iyi an­la­tan ör­nek­ler ola­bi­lir mi?
Böy­le “A­da­le­t” ola­bi­lir mi?

* * *

Bu özel yet­ki­li mah­ke­me­ler yi­ne Tay­yi­p'­in de­yi­şiy­le “Dev­let için­de dev­le­t” ol­muş­tu. Eğer bu ik­ti­da­ra kar­şı ise­niz, tu­tuk­la­nan bir da­ha bı­ra­kıl­mı­yor, el­le­rin­den sa­de­ce uçan­la ka­çan
kur­tu­lu­yor­du. Tep­ki­ler sa­de­ce Tür­ki­ye'de de­ğil, yurt­dı­şın­da da yo­ğun­laş­mış­tı.
Bu­nun üze­ri­ne ik­ti­dar bir ya­sa çı­ka­rıp bu mah­ke­me­le­ri ka­pat­mak zo­run­da kal­dı. On­lar ka­pa­tıl­dı ama ge­rek Bal­yo­z'­da ha­pis ce­za­la­rı­nı yağ­dı­ran, ge­rek­se Er­ge­ne­ko­n'­da bol kep­çe yağ­dır­ma­sı bek­le­nen mah­ke­me­ler, gö­rev­le­ri­ni ay­nen sür­dür­mek­te!
Ada­let duy­gu­su­nu ve yar­gı­nın ba­ğım­sız­lı­ğı il­ke­si­ni ze­de­le­yen, AK­P'­nin top­lu­ma kor­ku sal­mak­ta ve bas­kı uy­gu­la­mak­ta kul­lan­dı­ğı özel yet­ki­li mah­ke­me­ler!..
Ora­da ar­tık ADA­LET de­ğil, AKP kar­şıt­la­rıy­la İNAT­LAŞ­MA var.
O mah­ke­me­le­rin ha­ki­mi ve sav­cı­sı ol­ma­yı doğ­ru­su is­te­mez­dim.

Müs­lü­man­la­rın KKTC'­si

Sev­gi­li oku­yu­cu­la­rım, Tür­ki­ye'nin he­men gü­ne­yin­de ken­di ya­ğı ile kav­ru­lan kü­çük bir dev­let var. KKTC. Bu dev­le­tin tüm nü­fu­su Müs­lü­man­lar­dan olu­şu­yor. Sı­nır kom­şu­su ise nü­fu­su­nun tü­mü Hı­ris­ti­yan­lar­dan olu­şan bi­zim de­yi­şi­miz­le Gü­ney Kıb­rıs Rum Ke­si­mi, tüm dün­ya­nın de­ği­şiy­le Kıb­rıs Cum­hu­ri­ye­ti. Ya­ni bü­tün dün­ya on­la­rı ta­nı­yor. Ora­da bü­yü­kel­çi­lik­le­ri var. Rum Dev­le­ti Bir­leş­miş Mil­let­ler üye­si.
KKTC'­yi dün­ya üze­rin­de res­men ta­nı­yan sa­de­ce Tür­ki­ye var.
Lef­ko­şa'da tek bü­yü­kel­çi­lik bi­zim.
Şim­di ba­kı­nız, ba­şı­mız­da bir ik­ti­dar var. Bun­la­rın “Müs­lü­man­lı­k” üze­ri­ne at­tı­ğı nu­tuk­la­rı her gün din­li­yo­ruz.
Din, iman, Al­lah, pey­gam­ber, imam ha­tip, tür­ban ve­sa­ire!..
Din ti­ca­re­ti, din sö­mü­rü­sü, bu yol­la kit­le­le­ri kan­dı­rıp oy­la­rı ce­be at­mak fa­lan!..
Çok gü­zel!

* * *

Dün­ya üze­rin­de pek çok Müs­lü­man ül­ke var. Bun­la­rın ço­ğun­da din ku­ral­la­rı ge­çer­li. Ba­zı­sın­da ise de­ğil. Sa­de­ce bir bö­lü­mü­nü sa­ya­lım:
Azer­bay­can, İran, Irak, Ür­dün, Su­ri­ye, Ye­men, Af­ga­nis­tan, Ma­lez­ya, Pa­kis­tan, Bang­la­deş, Fi­lis­tin, Suu­di Ara­bis­tan, Ku­veyt, Ka­tar, Mı­sır, Tu­nus, Lib­ya, Fas, Ce­za­yir…
Çok sa­yı­da As­ya ve Af­ri­ka ül­ke­si…
Bi­zim Tay­yip­gil­ler hü­kü­me­ti bu Müs­lü­man­lar­la çok ya­kın iliş­ki için­de ol­du­ğu­nu id­di­a eder.
Bu ül­ke­le­rin li­der­le­riy­le ya­pı­lan gö­rüş­me­ler­de yi­ne “İs­lam dün­ya­sın­dan, İs­lam kar­deş­li­ğin­de­n” dem vu­ru­lur, bil­di­ri­ler ya­yın­la­nır.
Da­ha iki gün ön­ce Fi­lis­tin, Pa­kis­tan ve Af­ga­nis­tan dev­let baş­kan­la­rı An­ka­ra'da idi.
Tay­yip­gil­le­rin he­le Fi­lis­tin için na­sıl yır­tın­dı­ğı­nı bi­lir­si­niz. İş la­fa ge­lin­ce, “Din kar­deş­li­ği­ne­” ge­lin­ce her bi­rin­de traş ve pa­lav­ra bol­dur.

* * *

Şim­di bu­ra­da so­ru­yo­rum:
10 yıl­dan be­ri ba­şı­mız­da olan ve İs­lam ül­ke­le­riy­le çok ya­kın bağ­la­rı ol­du­ğu­nu id­di­a eden bu ik­ti­da­rın ak­lı­na bir gün ol­sun bu din kar­deş­le­ri­mi­ze çağ­rı­da bu­lu­nup “Ey din­daş­la­rı­mız, şu bi­zim KKTC'­yi ar­tık ta­nı­yı­n” de­mek gel­miş mi­dir?
Ha­yır, gel­me­miş­tir!..
Fi­lis­tin için ne­ler yap­tı­lar, ne nu­tuk­lar at­tı­lar.
Bun­la­rın dev­let baş­ka­nı olan Mah­mut Ab­bas iki gün ön­ce An­ka­ra'da idi. Şe­re­fi­ne ka­bul re­sim­le­ri ve tö­ren­ler dü­zen­len­di.
Ab­dul­lah-Tay­yip iki­li­si ken­di­si­ne şu söz­le­ri söy­le­di­ler mi?
“Bas­tır Mah­mut, biz se­nin için eli­miz­den ge­len ça­ba­yı gös­ter­dik. Sen de KKTC'­yi ar­tık ta­nı­ma­lı­sın!”
Söy­le­me­di­ler!
Pa­kis­tan ve Af­ga­nis­tan dev­let baş­kan­la­rı­na da söy­le­me­di­ler.
Bun­dan son­ra da söy­le­me­ye­cek­ler!
Ni­çin?..
Çün­kü söy­le­dik­le­ri tak­dir­de na­si­hat ala­cak­la­rı­nı bi­li­yor­lar.
On­lar bu Tay­yip­le­ri ve­sa­ire­le­ri di­bi­ne ka­dar kul­la­nır­lar ama iş KKTC'­yi ta­nı­ma­ya gel­di­ğin­de hep­si ay­rı ay­rı kı­vır­tır­lar…
Çün­kü din kar­deş­li­ği, İs­lam mu­hab­be­ti pa­lav­ra­la­rı ABD, Rus­ya ve Ba­tı'nın izin ver­di­ği ye­re ka­dar­dır… Ve o İs­lam ül­ke­le­rin­den her bi­ri, bun­lar­dan bi­ri­nin ve­ya ba­zı­la­rı­nın ku­ca­ğın­da otur­mak­ta­dır. Ay­nen Tür­ki­ye gi­bi!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp