Top
12/04/2014

Rektör hanım örtünmüş, maşallah!

Sevgili okuyucularım, bildiğiniz gibi İslam'ın kutsal kitapta yazılı olan şartları değişti. Onlar artık geçerli değil!
Mühendisliğini AKP'nin yaptığı yeni İslam'ın bir tek koşulu var:
Örtünmek!..
Ya da kızların ve kadınların -erkek baskısıyla- örtünmesini sağlamak.
Dinimizin temel kuralları yok edildi.
Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet vesaire bu dünyada artık günah değil!
Vur vurabildiğin kadar, çal çalabildiğin kadar, hiç önemli değil.
Sen eğer erkeksen kadınları örtmeyi başarıyor musun?
Eğer kadınsan örtünüp saç tellerini gizliyor musun?
İşte o zaman gerçek Müslüman oldun demektir!

* * * *

AKP iktidarının gerçek mucizesidir bu süreç! Ört kadınları…
Sen Kuran ayetleriyle alay edeceksin, her cuma günü internetten bir ayet indirip salladığını söyleyeceksin, “Bakara makara” deyip alay edeceksin…
Ve bazıları seni Müslüman olarak görecek!..
İstediğin gibi din ticareti, din sömürüsü yapacaksın ve seni Müslüman zanneden saf vatandaşların oylarını cebe atıp iktidarını sürdüreceksin.
Hiç önemli değil!
Yolsuzluk yapacak, rüşvet alacaksın.
Bazılarının evlerinde ayakkabı kutularında istiflenmiş milyonlarca dolar çıkacak, rüşvetler bazılarının evlerinde hizmetçi Marina'ya çikolata paketlerinde teslim edilecek.
Ama sen Müslümansın!
Bunları anlattığın zaman sana diyecekler ki “Ama abicim bunlar Müslüman, soydularsa beni soydular. Kime ne!..”

* * * *

Bunlar herhalde önemli değil ama Müslümanlık tezgahının sadece ve sadece kadınların örtünmesi üzerinden yürütüldüğünü artık iyi bilelim.
Dün medyaya ilginç bir haber düştü. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü olan Ayşegül Jale Saraç isimli kadın da örtünmüş!
Bir rektörün örtünüp sıkmabaşa girdiğine ilk kez tanık olduk.
Kadın 1959 doğumlu, 55 yaşında. Bugüne kadar açık gezip tövbe estağfurullah günah işlemiş, 55 yaşına gelince jetonu düşmüş, hidayete ermiş ve örtünmeye karar vermiş.
Allah düne kadar işlediği bu günahı affetsin, amin!

* * * *

Kadının örtünüp sıkmabaşa girdiği müjdesini önce üniversitenin genel sekreteri verdi:
“Sayın Rektörümüz böyle bir karar aldı. Biz de kendisine hayırlı olmasını diliyoruz.”
Sonra hanımefendi rektörlük binasında basına açıklama yaptı, resimler çektirdi. Şu sözlerini lütfen dikkatle okuyunuz:
“İnancımı yerine getiremediğim için içimde hep bir eksiklik vardı. Bu yasakları kaldırdığı için Başbakanımıza ve Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum. Ben türban takmayı hep istiyordum.”
Devam ediyor:
“Baktım ki işin sonu yok. Bu bir eksiklikti. Bir tarafımız eksik kalıyordu. Artık örtülü milletvekillerimiz ve belediye başkanlarımız var. Bu da beni cesaretlendirdi. Türkiye normalleşti.”
Türkiye'nin normalleşmesi bu kafalara göre örtünme ile oluyor!
Kadın basın açıklamasını sürdürüyor:
“İçimde hep özlem duymuştum. Aynaya baktığımda bu halimi beğeniyorum!”
Oh ne güzel!

* * * *

Kadının özgeçmişine bakıldığında ilginç şeyler ortaya çıkıyor. 2007 seçimlerinde Diyarbakır'da AKP'den milletvekili adayı olmuş ama seçilememiş.
2008 yılında ise Çankaya'da oturmakta olan Bay Abdullah Gül tarafından Dicle Üniversitesi'ne rektör seçilmiş.
Gerçi sırada üçüncü imiş ama ne önemi var. Bay Abdullah hedefi tam 12'den vurmuş, doğru adayı seçmiş.
Acaba bu örtünme olayı bir danışıklı dövüş mü?
Belki onu seçmeden önce aralarında şu konuşma geçmiş olabilir:
“Seni seçiyorum ama örtünmeni bekleriz.”
“Mutlaka örtüneceğim Sayın Cumhurbaşkanım!”
Dün odatv internet sitesinde yer alan habere göre kadın cemaatçi imiş ve görevden alınmamak için örtünmüş. Bilemem.

* * * *

Sevgili okuyucularım, Türkiye'de örtünüp sıkmabaşa girmesi -şimdilik- yasak olan sadece üç kesim kaldığını iyi bilmeliyiz:
Kadın asker, polis, hakim ve savcılar.
Hiç kuşkum yok, yakın gelecekte onları da serbest bırakacaklar, isteyenin örtünmesini sağlayacaklar.
Sonra sokakta, kışlalarda ve özellikle de mahkeme kürsülerinde bir bakacaksınız ki, örtülüler almış başını gidiyor.
Üniformalılarda türban üzeri kep, adliyede türban altı cüppe!
Adliyelerde kadın avukatların örtünmesi serbest bırakıldı.
Sıra geliyor kadın hakim ve savcılara.
Bu söylediklerim elbette bugünden yarına, hemen olacak değil. Ama AKP iktidarda
kaldığı sürece mutlaka gerçekleşecek.

* * * *

Yüce dinimiz, kutsal dinimiz, ne acıdır ki iki karışlık bir bez parçasına endekslendi.
Kadınların kafası ille de örtülecek, saç telleri görünmeyecek! Bu amaçla alınlarına -ne olur ne olmaz diye- bir de bant takılacak!
Milyonlarca kadınımıza adeta acayip bir üniforma giydirdiler.
Sakın kimse yanlış algılamasın, bu söylediklerimle Anadolu kadınının geleneksel başörtüsünü kastetmiyorum.
O bizim kadınımızın ulusal simgesidir, sıkmabaş ayrıdır.
Şu soruyu bugüne kadar defalarca sordum. Ne Tayyip'in arka bahçesi olan Diyanet yanıt verebildi, ne de başka bir yer:
“Bana bir Kuran ayeti veya din emri gösterin ki, kadınların saç tellerinin görünmesini yasaklamış olsun!”
Tam tersine, Kuran'da yer alan emir şöyle:
“Başörtünüzü göğüslerinizin üzerine indirin.”
Bundan yıllarca önce Arabistan kadınlarına verilmiş olan son derece mantıklı ve düzgün bir emir.
O sıcak iklimde memeleri fora edilmiş, her tarafı meydanda gezinen kadınlara yapılan bir uyarı. Ama gelin görün ki bu uyarı günümüzde din tüccarlarının ağzına sakız olmuş, amacından saptırılmış ve kadınlara üniforma giydirmeye kadar uzayıp gitmiş.
Yıllar sonra hidayete erip sıkmabaşa giren kadın bakanlar, milletvekilleri ve özellikle de müsbet ilimler (Tıp) okumuş olan 55 yaşındaki şu kadın rektör eğer bunları bilmiyorsa, hepsine yuh olsun.
Eğer bildikleri halde yapıp iktidarın kadın sömürüsüne alet oluyorlarsa, hepsine yazıklar olsun.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp