Top
12/04/2013

Tayyip’in adamları VIP’te!..

Sevgili okuyucularım, dün sabah saat 8'de İstanbul'dan Ankara'ya kalkan Türk Hava Yolları uçağında son derece “Seçkin (!)” tipler vardı.
Uçağa adımlarını attıkları andan itibaren iyi ağırlandılar.
Kabin görevlileri bunları ön sıralardaki “Business class” bölümüne oturttular ve çok yakın ilgi gösterdiler…
Çünkü onlar Tayyip'in personeli idi.
Uçak Ankara'ya indi.
Bizim seçmece karpuzlar, VIP yolcuları almak için uçağa yanaşan otobüse bindiler…
VIP salonuna girdiler, çıkışı oradan yaptılar.
Kendilerini sivil plakalı lüks araçlar karşıladı ve alıp götürdü.
İstanbul'da uçağa binişleri de VIP'ten olmuştu.

* * *

VIP… İngilizce “Very Important Person” sözcüklerinin baş harflerinden oluşan kısaltma.
Bizim havaalanlarında da VIP salonları var. Bu salonların yönetmelikleri var. Her isteyen oraları kullanamaz. Kimlerin kullanacağı tek tek bellidir ve (tanınmıyorsa) içeriye kimlikle girilir.
Cumhurbaşkanı, başbakan, bakanlar, milletvekilleri, genel müdürler, yüksek yargı üyeleri ve benzerleri…
Bunların halen görev başında olanlarıyla birlikte emeklileri.
Yönetmelikle belirlenmiş olanlar dışında hiç kimse VIP salonlarına adım atamaz.

* * *

O halde dün sabah İstanbul-Ankara uçuşunda VIP'ten giriş çıkış yapan bu şahıslar kimdi?
İçlerinde Kadir İnanır vardı, sıkmabaşlı kadınlar ve birkaç kişi daha vardı.
Tayyip'in 63 seçmecesinden sadece bir gruptu. Hayatlarında ilk kez VIP kullandıkları için hepsi de mutluydu!
Sonra havaalanı görevlilerinden bir bilgi daha edindim:
Tayyip'in 63 akıllısı ve onlara gerektiğinde yardım hizmeti sunacak kişilerin VIP salonlarından giriş çıkış yapmaları ve çok iyi ağırlanmaları için emir verilmiş.
Tamamen yasadışı, keyfi bir işlemdir.
Günü geldiğinde bunun da hesabı sorulur.

* * *

Tayyip'in kerameti kendinden menkul, emirle atanan 63 seçmecesi artık gezilere başlıyor.
Türkiye'yi gezecekler ve kendilerine verilecek salonlarda ahaliye nutuk atmaya başlayacaklar:
“Sevgili vatandaşımız, akan kan artık durmalı! Hükümetimizin arkasında olun, yaptıklarına destek verin… Biz buralara sayın başbakanımızın emriyle gelmiş bulunuyoruz. Bizler Türkiye'nin akıllı insanlarıyız. Bizler büyük devlet adamı, bazılarının hain olmakla suçladığı Damat Ferit'ten sonra ikinci nasihat heyetiyiz. Aptal ve salak gördüklerimizi ikna etme mangalarıyız. Sayın başbakanımızın ve sayın hükümetimizin size saygılarını ve sevgilerini getirdik.
Partimiz AKP, bu ülkenin son şansıdır. Türkiye'nin Kürtçüler eliyle bölünmesi olmayacaktır. Olsa olsa Apo tahliye edilecek, özerk yönetim bölgeleri kurulacak ve Kürdistan eyaletleri kendi kendini yönetecektir. Ne var yani bunda!..”

* * *

İkna mangalarında kimler yok ki!..
Kürtçüler, liboşlar, sıkmabaşlar, şeriatçılar, Feto'cular!..
Ayrıca yandaş gazetelerin köşe yazarları, artizler, arabeskçiler, komikler, şarkıcılar, terörden yargılananlar, Atatürk'e hakaret edenler ve çıkarcı işadamları…
7 bölge çarpı 9 akıllı adam eşittir 63'ün içinde ne ararsanız var!
Heyetler gittikleri yerlerde valiler, kaymakamlar, yalaka ve yandaşlar tarafından karşılanacak.
Hükümetin valileri ve AKP'li belediyeler onlara illerin ve ilçelerin en büyük salonlarını verecek.
Gittikleri yerlerde devlet tarafından ağırlanacaklar.
Ceplerinden bir kuruş çıkmayacak.
Nutuk öncesinde ve sonrasında onurlarına ziyafetler düzenlenecek, beş yıldızlı otellerde
konaklayacaklar.
Bütün harcamalar devletin parasıyla yapılacak.

* * *

Nutuk atma aşaması öncesinde keşke tellallar bağırtılsa!
“Ey ahaliii, duyduk duymadık demeyin… Seyyar çadır tiyatrosu kumpanyası gösteri yapmak üzere ilimize gelmiştir… Dinlemek isteyen vatandaşlarımız için otobüsler tahsis edilmiştir. Katılanlara ayrıca döner pilav ve ayran ikramı olacaktır… Koş vatandaş koş, akıllı adamları sen de dinle…
Keyfini yerine getirirseniz Baba size sahnede bir arabesk şarkı patlatacak ki, zevkten sekiz köşe olursunuz… Kadir bir rol kesecek ki, aklınız durur… Böyle bir gösteriyi, böyle bir komediyi hiç izlemedin sayın vatandaş!..
Cumhuriyet tarihi böylesine tanık olmadı. Her şey beleş, koş vatandaşım koşşşş…”

* * *

Sevgili okuyucularım, bu seyyar tiyatro kumpanyası azzzz sonra sizin bölgenize de gelip nutuk atacak.
Şimdi her grup kendi arasında toplanıp taktik belirliyor!
Meydanı onlara bırakmayın.
Onların toplantı yerlerine mutlaka gidip sorular sormalısınız.
Sordukça, onları sorularınızla sıkıştırdıkça, içlerinin boş olduğunu, karpuzların kof çıktığını anlayacaksınız. Ellerine Ankara'dan tutuşturulan yazılı metinler dışında hiçbir şey bilmediklerini, amaçlarının sadece kişisel reklam yapmak olduğunu göreceksiniz.
Onları sorularınızla sıkıştırınca pes edecekler.
Sorun onlara bakalım:
“Senin hükümetin nasıl oluyor da devlet kuruluşlarından T.C. ismini kaldırıyor?
Senin üniversite rektörlerin nasıl oluyor da internet sitelerinden ay yıldızlı bayrağımızı ve Atatürk'ü siliyor?
Terör pazarlığında Apo ve örgütüne gizlice verilen ödünler nedir?”
Hiç kuşkunuz olmasın, size şöyle diyeceklerdir:
“Valla biz o konuları bilmeyiz. Bizim görevimiz akan kanı durdurmaktır. Başbakanımız bize sadece onu söyledi. Ötesi bizim dışımızdadır.”
O zaman şunu soracaksınız:
“Siz ‘Tayyip'in akıllı insanları' değil misiniz? Madem hiçbir şey bilmiyorsunuz, buraya bizimle eğlenmeye, bizi uyutmaya mı geldiniz?”
Önceki gece, kumpanyanın artizlerinden biri televizyona çıktı, kendisine birkaç ters soru sorulunca “Ben onları bilmem. Ben konservatuvar mezunuyum. Siz beni sosyolog mu sandınız” diye aczini ve cahilliğini itiraf etmek zorunda kaldı.

* * *

Evet, Türkiye birkaç gün sonra bu komediyi, bu rezaleti yaşamaya başlayacak. Gezginci tiyatro kumpanyasının akıllı adamları sizin oralara gelecek.
Saygın mezhebi bu iktidar tarafından aşağılanan ve horlanan Alevi dedesi, belki bu ekibe hangi nedenle, neyin karşılığında girdiğini sizlere açıklayacak!
Terörden yargılanan adam, bu işe nasıl bulaştığını anlatacak!
Beni dolandıran üçkağıtçı, başka kimleri nasıl dolandırdığını itiraf edecek!
Büyük işadamı, bu utanmazlıkta hangi çıkarlar karşılığında yer aldığını sayacak!
Medya patronu Aydın Doğan, kızını bu tiyatroya hangi baskılarla bulaştırdığını belki basına açıklamak zorunda kalacak!
Geçenlerde de yazmıştım… Ahhh, bu kadroda Feto'cu Hakan Şükür de olsaydı…
Gösteride penaltı çeker, sonra kaleyi geçip kurtarışlar yapar, büyük ilgi uyandırırdı. Konuşmasında bir kez daha “Ben Türk değilim, Arnavut'um” derdi.
Seyyar kumpanya yakında sizin oralara gelecek.
Şenlik olacak, sakın haaa kaçırmayın!
Birkaç soru sorun, bakalım neler olacak!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp