Top
11/09/2014

Torba Yasa! Bir hilkat garibesi

Sevgili okuyucularım, son yıllarda siyaset edebiyatına yeni bir kavram girdi:
Torba Yasa!
Hükümet belli bir yasa tasarısı hazırlayıp Meclis Başkanlığı'na veriyor.
Bu tasarı öncelikle görüşülüyor, gerektiğinde Meclis tatilden çağrılıyor.
Tasarının bütünlüğü yok.
İçinde ne ararsanız var!
Sağlık, eğitim, spor, vergi, talan, yağma, bankacılık, ceza, trafik, Soma, madencilik, yandaşlara şu veya bu biçimde trilyonluk kıyaklar, aklınıza gelen her şey.
Şu tarihli falanca yasanın filanca maddesinin son bendine bir cümle eklenmesi…
Filanca yasanın 9. maddesinin a fıkrasına şu hükmün konulması, bir kelimenin çıkarılması…
Karışık bir yumak.
Bir yemek hazırlayacaksınız, mutfakta ne bulursanız aynı tencereye atıp pişiriyorsunuz.
Zeytinyağlı dolmaya kıyma, karnıyarığa balık koyuyorsunuz.
Bu acayip yemeklerin adı ne?
Torba Yasa!

* * * * * *
İktidarın acelesi var. Bu maddelerin derhal çıkarılması gerekiyor!
Meclis acele toplantıya çağrılıyor.
Tasarıda neler olduğunu bilen bir tek milletvekili bile yok.
Meclis sabahlara kadar toplanıyor ve güya görüşmeler yapılıyor.
Milletvekilleri ya uyuyor, ya telefonla konuşuyor. Bir bölümü de kuliste çay kahve içiyor.
Oylama yapılacağı zaman iktidar görevlileri tarafından içeri çağırılıyorlar.
“Oylamaya geçiyoruz. Kabul edenler…”
Eller otomatik olarak kalkıyor.
“Madde kabul edilmiştir…”
Hiçbir milletvekili ne olduğunu, neye oy verdiğini bilmiyor.

* * * * *
İşin daha da korkunç bir boyutu var. İktidarın Grup Başkanvekilleri'ne hükümet tarafından hazırlanmış olan son dakika önergeleri geliyor. Birkaç AKP milletvekili bunları imzalıyor.
Önergeler oturumu yöneten AKP'li başkana veriliyor.
Son dakika önergeleri ile her şey değişiyor, şeytanın aklına gelmeyecek cingözlükler yapılıp yeni maddeler, yeni hükümler oluşturuluyor.
Örneğin İstanbul'da mahallelerin bağlı olduğu belediyeler değişiyor, AKP'ye çok büyük parasal rant sağlanıyor.
Bu sırada gün ağarmış, tüm milletvekilleri “Bir an önce bitse de gidip uyusak” havasında.
İşin kuralı belli:
Önce karambol yaratılıyor, sonra sabaha karşı önerge golleri atılıyor.
Kamuoyu olanın bitenin farkına bazen hiç varmıyor, bazen günler sonra varıyor.
Milletin vekili olmak,
milleti temsil etmek ciddi
iştir. Milletin bu vekilleri ne yaptıklarının acaba
bilincinde mi?

* * * * *

Önceki gece kabul edilen son Torba Yasa güya Soma için hazırlanmıştı.
36 maddeden oluşuyordu.
Bir sürü eklemeler yapıldı, hükümet eteğindeki taşları tek tek önergelere döktü ve Meclis'ten 146 madde çıktı!
Sabaha karşı!
Önergelerin altına imza koyan milletvekilleri ve kabul oyu verenler dahil hiç kimse ne yaptığını bilmiyordu.
Böyle demokrasiye,
milletin böyle egemenliğine
can kurban!
Egemenlik kayıtsız şartsız Torba Yasalarınındır!

Yargı rüşveti

Sevgili okuyucularım bir ülkede hükümet yargıya ve yargı mensuplarına -hakim ve savcılara– rüşvet verir mi?
Türkiye'de verir.
Ekim ayında Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu için seçimler var.
Medyada yer alan haberlere göre seçime iki ayrı grup katılacak.
İktidar yandaşları ile cemaatçiler!
Böylesine yanlış bir tanımlama olamaz.
Hakimler ve savcılar arasında sadece iktidar yandaşları ile cemaatçiler mi var?
Bu ülkede bunların dışında hakim ve savcı kalmadı mı?
Kararını siyasete göre değil yasalar ve vicdanına göre veren hakim ve savcılar nerede?
Atatürkçü, laik Cumhuriyet ilkesine bağlı, hukuka inanan tarafsız hakim ve savcılar yok mu sayılıyor?

* * * * *

Yargıyı o duruma getirdiler ki, seçime girecek olan iktidar yandaşı ekibin toplantılarına Ankara ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcıları katılıp propaganda yapıyor.
Bunlar, tümüyle tarafsız olması gereken yargı mensupları.
Seçim toplantılarında, seçim kulislerinde ne işleri var?
Adalet Bakanı çıkmış ortaya, hakim ve savcıların maaşlarına net 1155 lira zam yapılacağını, ayrıca 1300 yargı mensubunun sicillerinin temizleneceğini açıklıyor.
Tam da HSYK seçimleri öncesinde yargı mensuplarını satın almak için rüşvet paketi hazırlanıyor, pazar oluşturuluyor.
Madem gerekliydi, bunlar niçin bugüne kadar yapılmadı?
Adalet Bakanı diyor ki “Hakim ve savcıların sicilini cemaat bozdu!.. Yargı Fethullah Gülen'in değildir...”
Bu sözlerin doğru olduğunu varsayalım.
Peki ama bunlar olurken senin hükümetin neredeydi? Ayakta mı uyuyordu, yoksa cemaati kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyor muydu?
Bu nasıl bir aymazlık ve sorumsuzluktur.

* * * * *

İşin içinde büyük bir numara daha var. HSYK seçimi 12 Ekim günü yapılacak.
Rüşvet yasası ise 14 Ekim günü yürürlüğe girecek.
İktidar yandaşları kazanamazsa, maaş zammı çok büyük olasılıkla uygulamaya sokulmayacak.
Hükümet seçimi kazanmak için her yolu deniyor.
İkna, rica, tehdit, rüşvet…
Ve 1155 liralık Noel Baba hediye paketi.
Önemli olan yargıyı bağımsız kılmak değil, AKP'nin denetimi altına alabilmek.
Hakimlerin ve savcıların bu tongaya düşmemesi gerekir.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp