Top
10/01/2015

Hem paralar gitti, hem rezil olduk

Sevgili okuyucularım, ülkemizin Libya'da çok büyük paraları battı. Oysa biz o ülkede Kaddafi'yi devirip açık arazide linç eden İslamcılara hem de bavullar içerisinde 300 milyon dolar para göndermiştik.
Libya şimdi ikiye bölündü, iç savaş var. Birbirlerini öldürmekle meşguller!
Dün medyada küçük boyutlu bir haber vardı. İlgili müteahhit kuruluşlar tarafından resmen açıklanmıştı.
– Dışişleri Bakanlığı, eğer kalan Türk vatandaşı varsa Libya'yı derhal terk etmesini istedi.
– Libya'da iş almış olan 200 dolaylarında şirketimizin 4.5 milyar dolar alacağı o ülkede kaldı. Yaz tahtaya al haftaya!
– Şirketlerin 1 milyar 300 milyon dolarlık yatırımı ve iş makineleri de Libya'da harap ve sahipsiz durumda.
Burada hemen kısa bir açıklama yapayım. Ülkesinde çok büyük yatırımlar yapan, çölü
yeşerten, ülkesini suya boğan Kaddafi, sürdürdüğü çok büyük yatırımlar için Türk şirketlerine öncelik vermişti.
Bir ara 20 milyar dolarlık işimiz vardı ve paralar tıkır tıkır ödeniyordu.
Ancak gelin görün ki Libya'ya bir sürü üçkağıtçı, dolandırıcı Türk şirketi de doluşmuştu. Bunlar iş yapmadan para tırtıklamak sevdasında idi.
İşin özeti böyle.

* * *

Ülkesini adam eden, topluma refah sağlayan Kaddafi'yi “Diktatör” olduğu gerekçesiyle 2011 yılında devirdiler ve öldürdüler.
Şimdi olayın başka bir boyutuna bakalım.
Kaddafi henüz iş başında iken günün birinde Tayyip'e ABD'den talimat geldi:
“Biz Kaddafi'yi devirmeye karar verdik, sen de hazır ol. Bu amaçla NATO'yu da kullanacağız.”
Tayyip diklendi:
“NATO'nun ne işi var Libya'da!..”
Ama direnci çok sürmedi, hemen ardından NATO uçaklarına İzmir havaalanlarını açtırdı.
Şimdi işin sonrasına -Kaddafi'ye yaptığımız kalleşliğe- bakalım.
Şu anda Libya temelde iki ayrı grubun egemenliği altında.
Trablus'ta Kaddafi'yi deviren İslamcılar ve Bingazi'de onlara karşı vuruşan laik kesim.
Aşağıda okuyacağınız olayı daha önce de yazmıştım. Unutulmuştur, bir kez daha anlatayım.
Kalleşliğimizi ve devlet ciddiyetsizliğini görün!

* * *

Kaddafi devrilmişti. ABD'den bizimkilere yeni bir talimat daha geldi:
“İslamcıların parası yok, pamuk eller cebe!..”
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan 2011 yılı ortalarında konuştu:
“Libya'daki yeni yönetime (Kaddafi'yi deviren İslamcılara) üç ayrı 100 milyon dolar
(toplam 300 milyon dolar) yardım sözü verdik biz.
Dışişleri Bakanımız Davutoğlu oraya gittiği zaman paranın çoğu dağıtılmıştı. Aslında paranın hepsini istediler ama ben uçak düşer müşer diye vermedim. Çünkü 100 milyon dolar nakit (bavulla gönderildiğinde) yaklaşık 1.100 kilo ediyor. Önce 10 milyon dolar gönderdik, 100 kilo tutuyordu. Sonra üç kez 30'ar milyon doları burada teslim ettik.”
Sonra aynı yolla 200 daha gitti!

* * *

Hangi çağda yaşıyoruz?
21. yüzyılda devlet bir ülkeden öbürüne bavulla para gönderir mi? Bu yöntemi ancak kaçakçılar ve kara para aklayanlar kullanır.
Osmanlı'da sınır boylarına, valilere, uç beylerine paraları bohçaya sarıp kervanlar eşliğinde gönderirlerdi ama o zaman teknoloji gelişmemişti.
Dahası, Osmanlı her yıl hac öncesinde Mekke ve Medine yollarındaki Arap şeyhlerine hacıları soymasınlar diye -kervanlarla- çok büyük para ve armağanlar gönderirdi.
Bir kervan daha vardı… Üsküdar'dan her yıl hac mevsimi öncesinde yola çıkarılan,
çil altın ve hazine dolu çuvallardan ve çok değerli armağanlardan oluşan bu kervana “Sürre alayı” denilir, ülkenin hazinesi oralara aktarılırdı!
21. yüzyıla gelmiştik ve bu ilkel kafalar Libya'ya bavullar içerisinde 300 milyon dolar göndermişti. Aynen sürre alayı gibi!

* * *

O paraların büyük bölümü -belki tamamı- Libya'daki İslamcılar tarafından yağmalandı ve cebe atıldı.
İsyancılara gönderilen o paranın kaynağı ne idi?
Bütçede yer almadığına göre, acaba Tayyip'in emrindeki örtülü ödenekten mi karşılanmıştı?
Bizim paracıklar ne oldu, nereye gitti?
Bu soruların yanıtı bugüne kadar verilmedi!

* * *

Şimdi şu manzaraya bakınız!..Libya'dan milyarlarca dolar alacağımız var ama üstüne bir bardak su içmek zorunda kaldık.
Türk firmaları kovuldu.
Bizim 300 milyon dolar da güme gitti.
Üstelik dün Libya Hava Kuvvetleri sitesinden bir açıklama yapıldı:
“Hava sahamıza giren sivil ve askeri Türk uçakları derhal vurulacaktır.”
Bizim hele askeri uçakların Libya'da ne işi var?
Dışişleri yanıt verdi:
“Ülkemizi hedef alan bu sözleri şiddetle kınıyoruz!”
Ellerinden sadece kınamak gelir!
İşte size bu iktidarın dış politikasından bir kesit daha… Ülkemizi nasıl rezil ettiklerini görüyor musunuz!
Mezhepçilik!..
Libya, Mısır, Suriye, Tunus, Irak, İran, hepsiyle düşman oldular.
Bu olanların hesabını bugüne kadar hiç kimse sormadı.
Bundan sonra da sormayacak!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp