Top
09/11/2013

Güneydoğu’da neler oluyor?

Sevgili okuyucularım,
Güneydoğu'da ilginç şeyler oluyor. Bunların pek çoğunu biz bilmiyoruz, görmüyoruz, duymuyoruz.
Medyaya haber olanlar çok az.
Güneydoğu yavaş yavaş elden gidiyor.
Diyeceksiniz ki “Nasıl olur, orada devletin askeri yok mu, polisi, valileri vesairesi yok mu?”
Elbette var.
Ama onların görevi terör örgütüne şirin görünmek.
Ordumuzun mensupları, şimdi Kürtçülerin düğünlerine gidip Kürtçe şarkı söylüyor, şiirler
okuyup geline altın takıyorlar.
Polisimiz yine gariban, olaylar çıktığı zaman çağrılıyor, akrepler ve TOMA'lar eşliğinde su ve gaz sıkıp kalabalıkları dağıtıyor.

* * *

Devletin Güneydoğu'da yapmayı planladığı barajlar vardı. O barajlar terörist geçişine açık bazı vadileri suyla örtecek ve geçişler önlenecekti.
Baskılar oluştu, barajlar iptal edildi.
Suriye, İran ve Irak sınırı her türlü kaçakçılığa açık. Özellikle akaryakıt kaçakçılığı yapılıyor.
Suriye sınırımızdaki mayın tarlalarını kaldırdık. Kaçakçılık daha da rahatlaştı.
Bu işle uğraşanlar bazen askerle çatışmaya giriyor, Genelkurmay bile “Kaçakçıların nasıl defedildiğini” bildirilerle açıklıyor!
Suriye sınırına kaçak geçişler için yüksek bir duvar yapımına başlandı. Mayınları kendi elleriyle söken hükümet, bu kez duvar yapmaya karar vermişti!
Nusaybin'in BDP'li belediye başkanı bu duvar yapılmasın diye açlık grevi başlattı. Sınırda büyük kalabalıklar toplandı ve duvarın yapımından vazgeçildi!
Sınırlarımız yolgeçen hanı.
Bu ne biçim devlet, ne biçim hükümet!

* * *

Şırnak, Cizre, Hakkari, Yüksekova ve daha nice yerlerde her gün olay var. Her gün yürüyüşler düzenleniyor, Apo posterleri, PKK paçavraları açılıyor.
Asker ve polis sessiz!..
Güneydoğu dışındaki her yerde küçücük bir gösteriye bile müdahale edip gazla dağıtan polis Güneydoğu'da Kürtçüler karşısında ezik.
Onlara verilen kesin emir var:
“Karışmayın!”
Ülkemizin diğer yerlerinde olduğu gibi Güneydoğu'da da valilerin ve kaymakamların tamamı iktidarın özenle seçilmiş elemanları. Ellerinden hiçbir şey gelmiyor. Teröristlere bir şey
söyleme yetkileri yok.
Sadece ve çok kibarca “Yapmayın arkadaşlar, lütfen dağılın” diye uyarmaları mümkün oluyor.

* * *

Diyarbakır Valisi olan şahıs daha iki gün önce kentte asılı olan “Ne mutlu Türküm diyene” levhasını gece operasyonu ile kaldırttı ve gerekçeyi de açıkladı:
“Paslanmıştı!”
Oysa paslanan bunların kafası.
Güneydoğu'nun bazı bölgelerinde PKK asayiş timleri kuruldu. Bunlar tarafından kentlerin orta yerinde üzerlerinde üniformalarıyla yemin törenleri düzenlendi.
Yemin töreni bitince araç denetimi yaptılar.
Sonra bir askerimiz BDP binası önünde bıçaklandı. Genelkurmay bu konuda yazılı açıklama yaptı ve “PKK'ya arka çıkan, yardımcı olan” partiden söz etti, olayı kınadı.
BDP bu açıklamayı eleştirip “Bize böyle diyemezsin” dediği anda Genelkurmay özür diledi, o cümleyi açıklamadan çıkarttı.
Yaaa, işlerimiz böyle yürüyor işte!

* * *

Güneydoğu yavaş yavaş elden çıkıyor. Hükümet bunun farkında. Bu Kürtçü kesime hangi ödünler verilirse verilsin, işin durmayacağını biliyor.
O yüzden gündem hükümet ve özellikle Tayyip tarafından sürekli değiştiriliyor, karşımıza yapay gündemler çıkarılıyor.
Bazısı da belden aşağı.
Bu yapay gündemler nedeniyle çoğu zaman gerçek gündemi ıskalıyor ve kendimizi gereksiz tartışmaların içinde buluyoruz.
Örneğin işsizlik konuşulmuyor, Güneydoğu'da olanlar tartışılmıyor.
MİT'in Apo'ya nasıl postacılık yaptığını, Türkiye'nin İmralı'dan nasıl yönetildiğini çoğu zaman gündeme getirmemiz mümkün olmuyor.
Suriyeli sığınmacı sayısı 700 bin'e ulaştı, kimseyi ilgilendirmiyor. İzmir'de Suriyeliler dayanışma dernekleri kuruldu. Bu şahıslar yakında vatandaş yapılıp, ya da sahte seçmen belgeleri verilip AKP'ye oy vermeleri sağlanacak.
Güneydoğu'da ve Suriye sınırında kimin eli kimin şeyinde belli değil.
Başımızdakilerin gündeminde şimdi öğrencilerle, bazılarını orospu, bazılarını terörist olarak tanımladıkları gençlerle uğraşmak var.
Bir şeyler olacak da, bakalım neler olacak.

Yarın 10 Kasım

Sevgili okuyucularım, yarın 10 Kasım, büyük Atatürk'ün 75. Ölüm Yıldönümü. Anıtkabir bugün Türkiye Çiçekçiler Federasyonu ve Ankara Çiçekçiler Derneği tarafından özene bezene süslenecek, bir çiçek bahçesine dönüşecek.
Yüz binlerce yurtsever insanımız yarın sabah önce Tandoğan Meydanı'nda toplanacak ve sonra her yerden Anıtkabir'e akacak. Yine muhteşem manzaralar oluşacak.
Devletin bazı kocabaşları, çok sayın ve muhterem protokol mensupları da yarın Atatürk'ü ziyaret edip -zorunluktan- önünde saygı duruşunda bulunacak.
Hacı Abdullah Bey, hükümet üyeleri, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim gibilerin o
sırada içlerinden neler geçeceğini doğrusu bilmek isterdim!
Acaba Tayyip de gelip Atatürk'e onur (!) verecek mi?
Henüz belli değil. Geçen yıl dış gezisini bir gün uzatıp gelmemiş ve kendince kaytarmıştı. Şimdi de yurtdışı gezisinde!
Gelir veya gelmez, gelirse “Sap gibi” durur veya durmaz, bizi hiç ırgalamaz.
İnşallah gelmez.
Keşke hiçbiri gelmese.
Yarın o muhteşem kitleleri gördükleri zaman, belleklerden ve tarihten silmeye kalkıştıkları Atatürk'ün kim olduğunu biz kez daha anlayacaklar.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp