Top
04/11/2022

20 yıllık bir iktidarın kısa karnesi

Sevgili okurlarım tam yirmi yıl önce bir 3 Kasım günü, ayazlı bir Ankara havasında bizim mahalledeki okula gidip oyumuzu kullanmıştık.

Memleketin durumu kötü, ama epeyce yeni olan AKP isimli partinin havası epeyce iyi idi…

Partinin en güçlü adamı o günlerde de Recep Tayyip isimli biri…

Ama bir numarada, seçim kazanıldığı takdirde başbakan olması beklenen Abdullah Gül…

Ve oldu.  

★★★

Sandıktan çıkan sonuç herkes için sürpriz olmuştu…

Öyle bir seçim kanunu vardı ki…

Yüzde 34 oy alan AKP Meclis'te (kelle sayısı olarak bakıldığında) milletvekilliklerinin yüzde 66'sını elde etmişti.

Seçmenden üçte bir oy alıyorsun, milletvekilliklerinin üçte ikisini kazanıyorsun!

Böylesine garip bir uygulama dünyanın hiçbir ülkesinde görülmemişti ama doğrusunu söylemek gerekirse bunun suçu AKP'de değildi.

★★★

İcraata hızla giriştiler…

Sonrasında önemli ama aldatıcı bir sloganları ortaya çıktı.

“Üç Y ile mücadele!”

Neydi o üç Y dedikleri?

Yoksulluk.

Yolsuzluk.

Yasaklar!

Alacakları önlemeler sayesinde Türkiye'de yoksulluk sona erecek, fakir fukara kollanacak, adaletli bir gelir dağılımı düzenlenecek ve durumları düzeltilecekti.

Bu konuda neler olduğunu sonraki aylarda ve yıllarda hep birlikte gördük.

“Fakir fukarayı kolluyoruz” ayaklarına yatıp illerde, ilçelerde ve köylerde kendi adamlarını kollamaya başladılar. Devletin ve milletin kaynakları artık onlara, partiden torpilli yandaş kesimlere hortumlanıyordu.

Toplumu beleşe, avantaya alıştırdılar!  

★★★

Şimdi iktidarlarının 20. yılını kutluyorlar!..

Bu uzun süreç içerisinde geldiğimiz nokta çok ilginç.

Yaptıkları acımasız zamlarla milletin anasını ağlattılar ama çaresiz kaldılar.

Ellerinden bir şey gelmiyor. O kadar ki, çarşı pazar zamlarını bile belediye zabıtalarıyla, bakanlık müfettişleriyle durdurmaya kalkıştılar.

Komik oldular.

Kendileri saraylarında krallar gibi yaşarken milletin boğazını sıktılar, boğdular, enflasyon canavarına kurban ettiler.

Akaryakıt zamlarından, doğalgaz zamlarından falan söz etmeye gerek duymuyorum.

★★★

Gelelim ikinci Y'ye…

Yolsuzluklar.

Düzenledikleri açık ve gizli ihalelerde aslan payı hep kendi adamlarına gitti.

Devlet ve millet soyuldu. İstediği kadar belgeli olsun hiçbir yolsuzluğun üzerine gidilmedi.

Süreç 20 yıldan bu yana aynen devam ediyor.

Geçerli olan slogan şöyle:

“Benim hırsızım iyidir. Hırsızıma dokunmam!”

İrili ufaklı her alım ve ihalede kendi hırsızlarına, kendi vurguncularına yol verdiler, önlerini açtılar.

★★★

Gelelim üçüncü Y'ye…

Yasaklar!

Bütün baskıcı yasaklar kaldırılacak, insan hakları geçerli kılınacak ve Türkiye bir özgürlükler ülkesi olacaktı!

Tam tersini yaptılar.

Baskıcı bir polis devleti kurdular, medyaya bile sansür uyguladılar.

Yargıyı ellerine geçirdiler.

Toplum korkutuldu.

Medyanın büyük bir bölümünü satın alıp devşirdiler.

Baskı devleti oluşturuldu, millet sindirildi.

AB'nin kapılarında yıllar boyunca dolanıp durdular ve her seferinde reddedildiler. Kovulmuştan beter oldular.  

★★★

Sevgili okurlarım, bu iktidarın tam tamına 20. yılındayız…

Önemli olan sadece yukarıda çok kısaca değindiğim hususlar değil, daha da başkaları var.

İş başına geldikleri günden bu yana din ticareti ve din sömürüsü yapıyorlar.

Eğer onlardan yana isen Müslümansın, değilsen kendin bilirsin!

Allah'la kulun arasına girmeye kalkıştılar.

Bu iktidar 20 yılını bitirdi.

Şimdi gidici olmanın korkusunu yaşıyor.

Eğer giderse, siz o zaman seyredin gümbürtüyü, görün neler olacağını!

Eğer mümkün olsa güzel bir AKP marşı bestelenirdi:

“Çıktık açık alınla 20 yılda her savaştan!…”

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp