Sevgili okurlarım, Türkiye gibi nüfusu 80 milyonu aşmış ülkeleri yönetmek pek kolay bir iş değildir.

Biraz olsun özveri gerektirir.

Halk acılar içinde kıvranırken, başı sonu belli olmayan, manyakça yapılan gaddar zamlarla boğuşurken, sen de kendinden özveride bulunacaksın kardeşim!..

Yoksa sana ilk seçimde yol görünür ve gidersin.

Biletini keserler.

Burası Afrika'nın ilkel kabile devletlerine, Latin Amerika'nın muz cumhuriyetlerine, ucuz ve kapkaççı diktatörler tarafından yönetilen ne idüğü belirsiz yerlere benzemez.

★★★

Karşımıza dün çıkan şu tabloya bakınız!..

Yıllık enflasyon yüzde 36.

Bu bir rekor.

Unutulacak bir olay değil.

Kaldı ki bu rakamı açıklayan ve adına TÜİK denilen kurumun verilerine insanlar artık güvenmiyor. Bunların rakamlarla oynadığı iddia ediliyor ama sonuç değişmiyor.

Türk Milleti sadece TÜİK'e değil, başımızdaki bu iktidara da güvenini çoktan yitirmiş durumda.

Bunun son örneğine geçtiğimiz aralık ayında tanık olduk.

Ekonomi cayır cayır yanarken bunlar sadece seyretmekle yetiniyordu. Sıkıştılar ve son bir hamle yapıp döviz fiyatlarını bir miktar düşürdüler.

Bunu yapmak için niye haftalarca, hatta aylarca beklediler?

Niye o büyük yangında milyonlarca insanımızın ıstırap çekmesine göz yumdular, hangi nedenle?

★★★

Hiç kuşkunuz olmasın, bu yangın sürüp gidecek.

2022 yılı acılara çözüm getirmeyecek.

Tam tersine kargaşa sürüp gidecek, sinirler daha da gerilecek, insanlar birbirleriyle kapışmaya devam edecek.

Çevrenize bir bakın…

Hangi partiden olursa olsun, bu konularda iyimser olan, geleceğe umutla bakan kaç kişi görüyorsunuz?

★★★

Zamlar yeni yılın daha ilk gününde kucağımızda adeta birer bomba gibi patlatıldı…

Tayyipgiller iktidarının başı olan şahıs “Bunlar daha iyi günleriniz” demişti ya…

Doğru söylemişti.

Biz bu günleri bile çook arayacağız.

Kendi lüks ve şatafatlı yaşantılarından bir gram ödün vermezler, yandaşlarına vurgun kapılarını sonuna kadar açmaktan hiç çekinmezler ve sonra da karşımıza günün 24 saatinde “Pembe yalanlarla” çıkmaktan hiç utanmazlar!

Her şey, bütün yalanlar, bütün palavralar 2023'e endeksli.

O zamana kadar uyut milleti, beklet kapında, her şey 2023'te, (tam da seçim öncesinde) güzel olacak masallarıyla avut…

Kusura bakmasınlar, bu yalanlara artık bizim karnımız tok.

★★★

Sevgili okurlarım, başımızdaki bu iktidarın bir özelliği daha var!..

İş başına geldikleri 20 yıldan bu yana işin kolayını buldular.

İlki her mal ve hizmete sürekli zam yapmak.

İkincisi ise elinde devlete ve millete ait ne varsa satmak.

İlkini birkaç gün önce yine yaptılar.

Akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatlarına gaddarca, acımasızca zamlar getirdiler.

Bu kararlar 84 milyon insanımızın canını fena halde acıttı.

İkincisi ise Allah ne verdiyse satmak…

Dikkat ediniz, kelepir satışların tamamı yandaşlara, eşe dosta, yerli ve yabancı iş birlikçilere!

Tam 20 yıldan beri bu yöntemi uyguluyorlar.

Fabrikalarımız, madenlerimiz, havaalanlarımız, limanlarımız, değerli arazilerimiz, aklınıza ne gelirse bu yolla peşkeş çekiliyor.

Ne kadar zengin bir ülke imişiz ki sata sata bitiremediler.

★★★

Bir yanda vergiler ve harçlar dahil sürekli zam yapmak, öbür yanda ise elindeki malları mülkleri önüne gelene satmak Türkiye gibi bir ülkede olacak şey değildir.   

Ama işin kolayını böyle buldular!

Ellerinde, güvendikleri bir tek şey kaldı.

Yandaş medya…

Yandaş internet siteleri, televizyonlar ve gazeteler.

Şimdi tek çare olarak propaganda aygıtı yandaş medyaya sığındılar…

Öylesine yüzsüz bir medya ki, şu gelen son zamları bile “Fiyatlar yeniden belirlendi” diye vermekten utanmadı.

★★★

Geçenlerde yazanını bilmediğim bir dörtlükten söz etmiştim, bir kez daha veriyorum:

Hasan Dağı arpalıktır eğer saban yürürse/ Her derede bir değirmen eğer suyu gelirse/ Her kümesten bir tavuk eğer köylü verirse/ Güzel gidiş bu gidiş eğer sonu gelirse.

Bakalım gelir mi, gelirse ne zaman gelir!