Top
02/10/2013

XAYDi WER BiR DEMOQRASi PAQETi!..

Sevgili okuyucularım, yazımın başlığını yeni harflerimizle koymuş olduğum için çok mutluyum!
Bakın ben alıştım bile, artık siz de alışacaksınız.
Eliniz mahkum!
Bundan sonra yazılarımızda bu Kürtçe harfleri -Tayyip'in emri doğrultusunda- sık sık kullanmak zorundayız.
Q, W, X…
Türkçe Alfabemiz'de çok büyük bir boşluk vardı. Sizler de herhalde farkına varmışsınızdır. Q, W ve X olmayınca meramımızı anlatamıyorduk.
Sağolsun, bizim adımıza her şeyin en iyisini düşünen Tayyip çıktı piyasaya ve bu harflerin artık kullanılacağını açıklayıp hepimizi rahatlattı.
Demoqrasi paqetinden bu Kürtçe harflerin fışkırması milletimize derin bir nefes aldırdı, ferahlamış olduk. Türkçemiz bu açılım sonrasında zenginleşmiş oldu!
Benden size tavsiyedir, bu yeni harflerimizi siz de günlük yaşamınızda sık sık kullanın, Tayyip'in emrini böylece yerine getirmiş olun!

* * *

Bu iktidarın emrindeki yandaş-yalaka gazeteler gerçekten tarih yazıyor. Tayyip'in o muhteşem demoqrasi paqeti sonrasında dünkü birinci sayfalarından fışkıran yağcılık muhabbetlerini bir görseydiniz…
Birkaç örnek vereyim:
Sabax: Yeni Türkiye için 20 adım.
Milliyet: 18 yeni adım.
(Tayyip'in demoqrasi adımlarını sayarken birbirleriyle çelişkiye düşmüşler!)
Xürriyet: Öncü paqet.
Xabertürq: Demoqrasiye bir adım daxa.
Star: 30 Eylül dewrimi.
Taraf: Ewet, dewam edelim.
Yeni Şafaq: Demoqrasiye yüqsek standart.
Aqşam: Erdoğan dewrimi.
Watan: Yeni bir dönem.
Valla emrimde böyle bir medya olup bana gaz verse, bir ay sonra 100 metreyi beş
saniyede koşmazsam, yüksek atlamada sekiz metreyi aşmazsam namerdim!

* * *

Benim bu pakette bazı konulara itirazım var. Kadınların örtünmesi okullarda ve tüm kamu kurumlarında serbest bırakıldı.
İyi de, asker, polis ve hakim-savcı kadın kamu görevlilerinde örtünme yasağı niçin devam edecekmiş!
Onların günahı ne canım!
Onları örtünme yasağına tabi tutmak “Demoqrasiye, özgürlüğe ve insan xaklarına” aykırı değil mi?
Öğretmen küçücük çocuklara kafasında sıkmabaşla ders anlatacak, devlet memuru masasında aynı görüntü ile oturacak ama bizi yargılayan kadın hakimin başı ille de açık olacak!..
Kadın zabıt katibi istediği gibi örtünecek ama saçları görünen kadın hakim Tayyip'in yüzünden örtünemeyip günaha girecek. Olur mu yaaa!..
Öğretmeni örtenler sokaktaki, karakoldaki kadın polise yasak getirdi! Var mı böyle bir şey yaaa!
Bu sorunları da önümüzdeki demoqrasi paqetlerinde giderecek inşallax!

Güzel kitaplar

Sevgili okuyucularım, elimde mutlaka okunması gereken çok güzel kitaplar var. Kitapları
gazeteciler yazınca çok daha ilginç ve güzel oluyor, kolay okunuyor.
Cumhuriyet gazetesi muhabiri İlhan Taşçı'nın kitabı “Gizli Tanıdık. Kim Bu Gizli Tanıklar, Ne Anlatıyorlar?” (Cumhuriyet Kitapları.)
Bu gizli tanık rezaleti ile özellikle Ergenekon davasında tanıştık. Ama onlar her yerde, Türkiye'nin dört bir yanındaki davalarda var. Bazılarının kim olduğu biliniyor ama isimlerini açıklamak yasak! Biri çıkıp “Özal'ı karısı öldürdü” diyor, öteki Özal'ı öldürenin Ergenekon sanığı General Levent Ersöz olduğunu iddia ediyor. Bazıları Ergenekon savcılarıyla pazarlık ediyor.
Heriflerin çoğunun geçmişi karanlık. Bir sürü suç işleyip cezaevine girmişler. Kurtulabilmek için gizli tanıklık yapıyorlar.
İlhan Taşçı bu kepazeliği bütün boyutlarıyla, savcılık ve mahkeme belgeleriyle açıklıyor.

* * *

Gazeteci arkadaşımız Vedat Yenerer'in Ergenekon davasında başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmedi. Ergenekon'da evinde yapılan aramada 1873 yılında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nda yapılmış 135 yıllık bir antika tüfek bulundu. Tüfeğin yivi-seti yoktu, ateş edemezdi. Üstelik mermisi de yoktu.
Vedat devlet büyüklerine suikast düzenleyeceği iddiasıyla bir yıl hapis yattı, Adli Tıp'tan gelen “Bu tüfek ateş etmez” raporuyla bırakıldı.
Ancak Vedat Yenerer'in kitabı bu konuyla ilgili değil. Osmanlı'dan günümüze sansür olaylarını yazmış ve belgelemiş:
“Türkiye'de İktidarların Kılıcı Sansür.” (Sarkaç Yayınları.)
Osmanlı'da sansür nasıl başlayıp uygulandı, günümüzde nasıl uygulanıyor? Kitaplar, filmler, heykeller, sanat eserleri “Bu kafalar” tarafından nasıl sansür ediliyor… Vedat Yenerer belgelerle açıklıyor.

* * *

Genç gazeteci Çağdaş Ulus 27 yaşında. Haber peşinde koşarken günün birinde KCK davasından tutuklandı, boş yere 10 ay hapis yattı. Cezaevinde tuvalet temizletmek istediler, olaylar çıktı. Çağdaş, kitabında başına gelenleri ve cezaevi yaşamını anlatıyor:
“Cemaat İsterse.” (Kaynak Yayınları.)

* * *

Bir başka gazeteci arkadaşımızın, Melike İlgün'ün belgesel romanı “Bir Başvekil Sevdim.” (Alfa Yayınları.) Aşk adamı Adnan Menderes'in özellikle Ayhan Alnar ve Suzan Sözen'le gizli ilişkileri.
HHH
Çok değerli eserler veren Osman Selim Kocahanoğlu'nun son araştırma kitabı “Atatürk-Kazım Karabekir Kavgası. Kurtuluş, Kuruluş ve Sonrası.” (Temel Yayınevi.) Atatürk'le
Karabekir'in arası nasıl bozuldu, sonrasında neler oldu… Çok kapsamlı ve tümü belgelerden oluşan bir kitap. Kocahanoğlu şimdi Kubilay olayı yargılamasının yapıldığı Harp Divanı zabıtlarını bulmuş, yeni bir kitap yazıyor.
Aralık ayında çıkacakmış.

* * *

Ergenekon ve Balyoz davaları Türkiye'ye çok iyi yazarlar armağan etti. İşte iki Balyoz kitabı daha. İlkinin yazarı emekli Tümgeneral Naci Beştepe.
“Vardiya Bizde. Bugün Silivri.” (Kaynak Yayınları.)
İkinci kitabın yazarı yine Balyoz tutuklusu Deniz Kurmay Albay Faruk Doğan. Hasdal Askeri Cezaevi'nden yazmış.
“Balyoz ve Ergenekon'da Adli Komedya.” (Kaynak Yayınları.)
Bu iki davanın da içyüzünü bu kitaplarda bulacaksınız.

* * *

Geçenlerde Ergenekon'dan iki yıla yakın yatan Bekir Öztürk'ün bir kitabını okudum. Son yıllarda okuduğum en ilginç kitaplardan biriydi. Varsayalım günün birinde eviniz polis tarafından basıldı, sonra tutuklanıp içeri tıkıldınız. Bu aşamalarda haklarınız nelerdir,
yaşadıklarıyla birlikte kitabında dört dörtlük, bir roman gibi anlatıyor.
“F Tipi Rehberi.” (Togan Yayıncılık.)
Öztürk'ün şimdi son kitabı çıktı: “Silivri'de Adalete Tecavüz.” (Tanyeri Kitap.)
Sevgili okuyucularım, ben size bazı ilginç kitapları kısaca tanıtıyorum. Hangisini okursanız sıkılmazsınız. Zevkinize, ilgi alanınıza göre seçmek size kalıyor.
Bütün yazarları kutluyorum, ellerine sağlık diyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp