Top
01/02/2013

Bunların tamamı hırsız!

Sevgili okuyucularım, Türkiye'de iktidar partisinden olmayan ne kadar belediye varsa polisler tarafından basılıyor.
Sonra belediye yetkilileri savcının önüne çıkarılıyor, bazıları tutuklanıyor, çoğu serbest bırakılıyor.
Kurada kimin çıkacağı, sıranın kime ne zaman geleceği belli değil. Ama bir gün mutlaka geliyor! Çekilişler birbiri ardına yapılıyor, torbadaki isimler arasından biri o gün için seçiliyor.
İktidar bunu niçin yapıyor?..
Çünkü muhalefet partilerine ait olan belediye başkanları ile yöneticilerin tamamı hırsız! Bunlar her türlü yolsuzluğu yapıyor!
Namussuzluk dediğiniz zaman, her şey bunlarda!
AKP'li belediyelerde ise her şey düzgün!
Onlar öylesine namuslu adamlar ki, milletin bir kuruşuna tenezzül etmiyorlar!
Eşi dostu, partilileri, yandaşları, işbirlikçi müteahhitleri zengin etmek onlarda asla olmuyor!
Ellerinde yüzlerce trilyonluk kaynaklar var da, içlerinde hırsız yok!
Oysa onların vurgun mekanizması tıkır tıkır çalışıyor. Sıkı mı polisin onları basması, sıkı mı savcıların onları ifadeye çağırıp tutuklaması!..

* * *

Muhalefet belediyelerine yapılan baskınlar 2009 yerel seçimlerinden hemen sonra başlatıldı. İlk hedef Adana Büyükşehir Belediyesi oldu.
Yerel seçimde bu kez AKP yerine MHP'den aday olan Aytaç Durak baskına uğradı.
AKP, Adana Büyükşehir Belediyesi'ni elden kaçırmış ve MHP'ye teslim etmek zorunda kalmıştı. Olacak şey değildi. Bu durumda yapılacak bir tek iş vardı:
Belediye'yi polis eliyle basıp Aytaç Durak ve MHP'yi tutuklatıp oradan uzaklaştırmak!
Ellerindeki devlet gücünü kullanıp amaca ulaştılar.
Peki ama Aytaç Durak'ın hırsızlığı yolsuzluğu ortaya çıktı mı?
Çıkmadı. Ama ister istemez kısa bir süre tutuklanması ve kamuoyunun bu yolla uyutulması gerekiyordu. Çok az tutuklu kaldı, sonra tahliye edildi.
Mahkemelerden hiçbir şey çıkmadı, aklandı.
Nitekim Aytaç Durak yıllardır özgür.
Ama belediye elden gitti,
Adana bu yolla AKP'ye devredilmiş oldu.

* * *

Son günlerde sıra geldi başka belediyelere! Muhalif belediyeleri asla yaşatmamak gerektiğinden, bu kez iki ayrı büyükşehir, polis baskınına uğradı:
Eskişehir ve Antalya.
İkisi de CHP'li idi.
İkisinin de başkanı unvan sahibi iki üniversite hocası Profesör Dr, iki eski rektör.
Önce Eskişehir basıldı. Baskın emrini vermesi gereken Cumhuriyet Başsavcısı izinliydi. Onun haberi olmadan bir başka savcı baskını düzenledi. Baskın yapacak polislerin başka illerden getirildiği ortaya çıktı.
Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen,
Eskişehir'i o makamda bulunduğu üç dönemden bu yana çağdaş bir Avrupa kenti yapan insandır. İnanmayan gidip Eskişehir'i gezsin, Porsuk'ta gondollar ve teknelerle tur atsın,
müzeleri, parkları, caddeleri görsün. Geçen yıl konuşurken bana söylediklerini hiç unutamam:
“Üzerimizde korkunç baskı var. Para vermiyorlar. Her gün tepemize müfettişler gönderiliyor. Amaç bizi sindirip iş yapamaz duruma getirmek, halkın gözünde
saygınlığımızı zedelemek.”
Hep düşünüyorum, kendi kendime “Büyükerşen ve ekibi hırsızlık yapacak haaa!” diyorum.

* * *

İki gün arayla yine CHP'li Antalya Büyükşehir baskına uğradı. Başında Akdeniz Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Akaydın var. Meğer o da hırsızmış!
Onu adliyede sorgulayan kişi,
Erzurum'dan Antalya'ya atanan,
Erzincan'da Başsavcı İlhan Cihaner'i makamında yaka paça basıp tutuklatan Osman Şanal isimli bir savcı!
Peki iş bunlarla bitiyor mu? Hayır, geçmişi vardı, devamı da olacak.
Daha önce CHP‘li İzmir Büyükşehir Belediyesi basılmıştı.
Şimdi baskına uğrayan CHP'li belediyelere kısaca göz atalım:
İstanbul Avcılar, Kadıköy, Maltepe, Silivri, Sarıyer, Adalar, Kartal, Büyükçekmece.
İzmir Büyükşehir, Bayraklı, Karabağlar, Konak, Urla, Çeşme, Alaçatı, Buca, Kemalpaşa.
Antalya Büyükşehir, Gazipaşa, Manavgat, Muratpaşa.
Balıkesir Ayvalık, Dikili.
Aydın, Kuşadası, Bozdoğan, Kuyucak.
Kırklareli…
Edirne…
Çanakkale…
Samsun Atakum… Muğla
Akyaka…
Adana'dan başka baskına uğrayan MHP'li belediyelerden bildiklerim:
Balıkesir, Edremit, Konya Ereğli…
Ve Demokrat Partili Bodrum Belediyesi. (Listenin çok eksik olduğunu biliyorum, okuyucularım tamamlayabilir.)

* * *

Sevgili okuyucularım, yukarıda verdiğim bu tablo tam bir rezaleti göstermektedir.
Demek ki muhalefet belediyelerinin ve onların başkanlarının tümü hırsızdır! Eğer hırsız olmasalardı böyle polis baskınlarına uğramazlar, yaka paça ifade vermeye götürülmezlerdi!
İyi de, bu “Hırsızlar (!)” acaba akıllarını peynir ekmekle mi yediler! Her kuruş harcamalarında başlarında bir sürü müfettiş, iktidarın gönderdiği adamlar, acayip denetlemeler varken bunlar nasıl hırsızlık-yolsuzluk yapmışlar!
Oysa AKP, kendi belediyelerine öylelerini seçtirmiş ki, içlerinde hortum yapan bir kişi bile yok! Aman da maşallah!
Muhalefet belediyelerinin tamamı namussuz-vurguncu, iktidar belediyelerinin tamamı ise sütten çıkma ak kaşık!
Oysa en büyük vurgunlar iktidar belediyelerinde yapılıyor.
Yandaşlar, onların elindeki sonsuz kaynaklarla beslenip malı götürüyor.
Onları gören yok!

* * *

AKP hükümeti tarafından oynanan bu oyunun amacı açık:
Muhalefet belediyelerini halkın gözünden düşürmek…
Çünkü AKP, özellikle Adana, İzmir, Eskişehir, Antalya, Balıkesir gibi büyük illerin muhalefet partilerine oy vermiş olmasını bir türlü hazmedemiyor.
Önümüzdeki yerel seçimler 2014 yılının Mart ayında yapılacak.
Bu yüzden muhalefet belediyelerini şimdiden yıpratmak gerekiyor. Bunu yapmak için elinizdeki devlet gücünü kullanıp her birine ayrı ayrı “Hırsız (!)” damgası vuracaksınız.
İllerinde, ilçelerinde ve beldelerinde yerel seçimlerde muhalefet partilerine oy veren
seçmenler bu çirkin tezgaha düşer mi, bu iğrenç oyunlara göz yumar mı?
Sanmıyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp