Top
01/01/2013

Yılın ilk gününde Türkiye

Sevgili okuyucularım, 10 yılı aşkın bir süredir adına AKP denilen bir partinin iktidarını yaşıyoruz. Bugün 2013 yılının ilk günü ve bir yılı daha geride bıraktık.
Şimdi biraz belleğinizi tazeleyip, geride bıraktığımız şu bir yılı kısaca anımsayalım lütfen…
– Küçük bir azınlık dışında, insanlarımız sabahları mutlu uyanıyor mu? Siz mutlu musunuz? Ayın sonunu rahatça getiriyor ve ailenizle birlikte insanca yaşayabiliyor musunuz?
– Evinizden dışarı çıktığınız zaman mutlu insanlar mı görüyorsunuz, yoksa herkes halinden şikayet mi ediyor?
– Durumunuz iyi mi? Memur, işçi, emekli, işveren, esnaf, çiftçi, ev kadını, öğrenci… Her gün bir sürü haksızlıkla boğuşuyor musunuz, yoksa her şey tıkırında mı?
– Ülkede torpil bitti mi? Yandaşlara, işbirlikçilere kıyak yapılıyor mu? Vatanın milletin malları eşe dosta, para babalarına peşkeş çekiliyor mu?
– Emekliler ne durumda? En azından ayın sonunu getirmeleri mümkün oluyor mu?
– Çiftçi ne yapıyor? Emeğinin karşılığını alıyor mu?

* * *

Şimdi işin farklı boyutlarına bakalım.
– Bir yıl boyunca nice terör olayları yaşadık, 200 dolaylarında asker ve polisimiz şehit düştü.
Terörün yuvası hemen dibimizdeki Kuzey Irak'ta. Orası Barzani denilen bir herifin yönetiminde. PKK terörünü o besliyor. Bu anlı şanlı (!) hükümetin ağzından bir gün olsun Barzani'yi kınayan bir söz duydunuz mu?
Elbette duymadınız çünkü bunlar o herifle ticaret yapıyor. Onu ürkütmeleri mümkün değil. Onun topraklarına askeri harekat düzenlemekten korkuyorlar. Ordumuz Kuzey Irak'a girip terör üslerini dağıtamıyor. Bunların ticari kazancı uğruna Mehmetçik feda ediliyor.
– Dış politikada Türkiye'yi ve dünyayı uyutmaya kalkıştılar. Yanlış politikaları nedeniyle üç yeni düşman kazandık:
Irak, İran ve Suriye.
Türkiye'ye hiçbir zararı olmayan Suriye yönetimini ABD'den gelen emir doğrultusunda hedef aldılar. Bu tantanayı öylesine büyüttüler ki, Suriye sınırımıza Patriot füzeleri konuluyor. Füzeler ABD, Almanya ve Hollanda'dan geliyor. Füzelerle birlikte onları kullanacak olan yabancı askerler de ülkemizde konuşlanıyor.
Meğer koskoca Türk Ordusu Suriye'den korkmuş, yapacak bir şey kalmamış ki, yabancı ülkelerden füze getirtiliyor!
Daha iki gün önce Esad'a “Haydi defol” diye seslendi! Bu nasıl bir devlet yönetimidir, nasıl bir ağızdır?

* * *

– Ülkemizin her yerini satmayı sürdürdüler. Geçmiş iktidarlar döneminde yapılan tüm tesisler, fabrikalar, limanlar, madenler, köprüler, otoyollar, barajlar, elektrik santralleri birer birer satılıyor.
Yerli ve yabancı işbirlikçiler sıraya girmiş, Türkiye Cumhuriyeti'nin ulusal varlıkları bunlara peşkeş çekiliyor.
Bunu örtbas edebilmek için yıl boyunca düzmece açılış törenleri düzenlediler. 10 yıllık tesisleri, bitmemiş barajları açmış oldular. Kim kimi kandırdı?
– Cari açık korkunç boyutlarda. Bunu önlemek için bazı karanlık işler dönüyor. Açığı örtmek için her yıl ülkemize Katar, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinden kaynağı belirsiz, niçin geldiği belli olmayan milyarlarca dolar para girişi oluyor. İran'a altın satmışız gibi, yine birkaç
milyar dolar gelmiş gibi gösteriliyor.

* * *

– Bir yılın çoğunu Abdullah-Tayyip kavgasıyla geçirdik. Kim başkan olacak!.. Karıları çoktandır küstü, şimdi kocalarının arasına kara kedi girmiş oldu!
– Türk Ordusu dahil bütün kurumlar ele geçirildi. Türk ordusu kışlasına çekildi. Hepimizin güvendiği ordumuz artık yok!
– Polis devleti olanca hızıyla sürüyor.
– Telefonlar yine dinleniyor.
– Toplum üzerindeki baskı inanılmaz boyutlarda. AKP, toplumu bu yolla sindirip korkutmayı, tepkisizleştirmeyi başardı!
– Ama en kötüsü, yargının iktidar tarafından ele geçirilmesi. Bir düşünün bakalım, vatandaş olarak yargıya güveniyor musunuz? Acımasızca karara bağlanan Balyoz davasını, süregelen Ergenekon davasını düşünmekle kalmayın.
Cezaevlerinde tam 122 bin hükümlü ve tutuklu var. Onların pek çoğunun uğradığı haksızlıkları, şu anda çok sayıda cezaevi inşaatının sürdüğünü de aklınıza getirin!

* * *

– 2012 yılı boyunca da fakir fukaraya nohut, bulgur, fasulye paketleri dağıtmayı sürdürdüler! Ya kendilerinin süperlüks yaşamları!.. Emirlerinde özel uçaklar, altlarında dünyada eşi benzeri çok az olan son model makam araçları, koruma orduları.. İnanılmaz bir saltanat. Sadece Hariciye Nazırı'nın dört katlı süperlüks villası için ayda net 51 bin lira kira
ödeniyor. Bizim cebimizden!
– Onları bir gün olsun halkın arasında gördünüz mü?.. Bir gün sokağa çıkıp iki koruma ile yürüdüklerine, bir sinemaya gittiklerine, toplumun içine karıştıklarına tanık oldunuz mu? Olmadınız çünkü korkuyorlar. Sürekli olarak ölüm ve öldürülme korkusu yaşıyorlar.
– Toplum sürekli olarak yalanlarla uyutuluyor. Her olaydan bir propaganda malzemesi çıkaran ustalar bunlar! Kafalar karıştırılıyor, beyinler yıkanıyor, insanlar korkutuluyor ve amaca böyle ulaştıklarını zannediyorlar.
– İstanbul ve Ankara gibi büyük kentlerimizin belediyeleri 1994 yılından beri bu kafaların elinde. Ne değişti, hangi sorun çözüldü? İki santim kar yağınca bu kentlerde hayat duruyor, milyonlarca insana çile çektiriliyor.

* * *

– Medyanın çok büyük bölümü ellerinde. Bazı medya patronları zaten bunların adamı. Bazılarını ise korkutup dize getirdiler. Az sayıda gazete ve televizyon kanalı dışında medyadan artık ses, tavır ve eleştiri beklemeyin.
– Ellerindeki en güçlü silah din ticareti-din sömürüsü. Kendilerini topluma “Müslüman” diye yutturmayı başardılar.
– Atatürk, tahammül edemedikleri en başta gelen varlık. Atatürk'ü belleklerden kazımak için ellerinden geleni yapıyorlar, siyaseti ve okul programlarını ona göre ayarlıyorlar ama bir türlü olmuyor! 2012 yılında bunun en utanç verici, en yüz kızartıcı örneklerini yaşamadık mı?
– Yolsuzluklar derseniz, en büyüğü yapılıyor. Kendi adamlarına köşe döndürülüyor. Dikkat ediniz, işi öylesine ustalıkla yürütüyorlar ki, hiç kimseden ses çıkmıyor. Her yandaş, sıranın kendisine gelmesini sabırla bekliyor… Ve sabır gösterene sıra mutlaka geliyor!
– Bunların döneminde demokrasi falan palavra. Tek adam yönetimi var.
Tayyip ne derse o oluyor. İkinci bir adamları yok. Meclis emirlerinde, otomatik oy makineleri hızla çalışıp gece yarısı kanunlarıyla işi bitiriyor.
– İmralı'da Abdullah Öcalan'la, Oslo'da PKK ile pazarlık masasına oturan yine bunlar. O masalara oturan şahıslar, öbür yanda PKK'ya veryansın edip yine kafa karıştırıyor. İşleri kafa karıştırmak.
– Amaç, terörü Öcalan'a af çıkararak bitirmek! Ona af çıkarmak için Türk
Ordusu'nun Balyoz davasında hapis cezası verilen subaylarını, Ergenekon'da bu yıl ceza yağdıracakları aydınları kullanacaklar. Öcalan sayesinde belki onlar da kurtulmuş olacak.
Yeni yıla zamlarla giriyorsunuz. Bütçe açıkları dayanılmaz boyutlarda. Tek çareleri yeni vergiler getirmek, zamları birbiri ardına patlatmak.

* * *

Bu iktidar yönetiminde bir yılı daha bitirdik, yenisine girdik.
Ama şunu hiç kimse, özellikle umutsuzluğa kapılanlar asla unutmasın:
Bu milletin en az yarısı bunlara karşı. Dolayısıyla bunlar yakında gidici. Bugünden yarına olmasa bile gidecekler.
Yalanlar, gerçek dışı beyanlar, kürsülerden atılan palavralar, tehditler, satılık yandaş medya
gücünün çizdiği pembe tablolar, hepsi bir yere kadar.
Suyu ısınan hiçbir iktidarın kalıcı olması mümkün değil.
– Yazımın başında sorduğum soruları bir kez daha sorayım:
Sabahları mutlu uyanıyor musunuz? Çevrenizde gördüğünüz insanlar mutlu mu, yoksa herkes yakınıyor mu?
Bugün 2013'ün ilk günü. Bakalım neler olacak!
Yeni yılınız kutlu olsun!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp