Türk insanı ne kadar misafirperver ve sıcakkanlı bilinirse, Hollandalılar da bir o kadar soğuk yapılı bir millet olarak hafızalarda yer etmiştir. Ancak Twente’li futbolcular, işin içine biraz da edepsizlik ekleyince maçın ilk yarısı futboldan çok kavga şeklinde geçti.

Hakem Maresca’nın ilk yarıda Fenerbahçeli oyunculara gösterdiği 5 sarı kart da doğruydu. Ama Twente’nin ilk 45 dakikada 2 sarı kartta kalması, ev sahibi kontenjanından olsa gerek. Twente’li oyuncuların bariz tekmeleri ve kışkırtmalarını bu kadar görmezden gelmesine gerek yoktu. Maresca’yı izlerken, eyyamcılığıyla Süper Lig’de yıldız bir hakem olacağını düşünmeden edemedim…

Alınmaması gereken bir riskti

Fenerbahçe’yi futbolla alt edemeyeceğini bilen Twente, ilk maçta da bu hırsının kurbanı olup 10 kişi kalmıştı. Bu sefer aynı şeyi Fenerbahçe’ye yaşatmak istedi. Çok da yaklaştı. Üstelik İsmail Kartal’ın ikinci yarıya 5 sarı kartlı oyuncuyla devam etmesi davetiye gibiydi.

Devre arasında gerekli uyarılar yapılmış ki, en azından Fenerbahçe cephesindeki gerginlik yerini dinginliğe bırakmış ve İsmail Kartal’ın sakinliği, futbolculara sirayet etmiş gibiydi. Yine de alınmaması gereken bir riskti. Ama İsmail hocanın planına sadık kalması ve sakinliği, Twente’li oyuncuların edepsizliğine galip geldi.

‘Road runner’

İkinci yarıda direkten dönen iki top Twente’yi iyice demoralize etti. İlk maçtaki rahat skor ve hafta sonu oynanacak kritik maç Fenerbahçe’nin aklını fazlasıyla kurcalamış olacak ki, bir türlü oyuna hükmedemediler. Bu sezon oyun olarak en pasif Fenerbahçe’yi izledik. Joshua King’in ‘Road runner’ koşusu ve aldırdığı penaltı maçı bitiren hamle oldu.

Dzeko daha erken çıkabilirdi

Her ne kadar sahadan galibiyetle ayrılsa da, bu sezon ilk kez İsmail hocanın değişikliklerini geç ve yanlış buldum.

Sonuçtan bağımsız olarak, Dzeko’nun 86 dakika sahada durmasına gerek yoktu. Üstelik oyunda kaldığı sürede sadece 34 kez topa değebildi. Belki daha genç ve yorgunluk seviyesi daha düşük olan Umut Nayir’i erken sahaya sürmek, takımı daha da rahatlatabilirdi.

Yedek kulübesinde Bartuğ varken stoper Djiku’nun 6 numarada denenmesi ilginç geldi. Bu hamlenin Bartuğ’a değil, yönetime bir transfer mesajı olduğu kanaatindeyim.