Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

15/03/2024

Öldürülen sadece sokak kedisi mi?

Zavallı Eros'un bütün kabahati o adamı insan zannedip yanına sokulmasıydı. Muhtemelen 9 tekme savurmuştu Keloğlan... Her seferinde bir canını almıştı zavallı kediciğin...
Peki ölen sadece bir sokak kedisi miydi? Elbette hayır...
İnsanlık öldü...
Vicdan ağır yaralandı...
Merhamet komaya girdi...



Adalet duygusu enfarktüs geçirdi onunla birlikte...
İyi hali varmış kedi katili Keloğlan'ın mahkemede... O yüzden yarısını indirmişler hapis cezasının, öte yarısını da erteleyip salıvermişler sokağa... Kim bilir hangi renk kravata tav oldular...
Velhasıl bu kez dört ayağı üzerine düşen Eros değil, Keloğlan oldu... Geçen hafta kedilere deliler gibi aşık kızımı Beşiktaş'taki Kedi Müzesi'ne götürmüştüm. Evde 2, bahçede 5 kedi besleyen bir aile olarak çıkmak istemedik Kedi Müzesi'nden...
Meğer Kedi Müzesi değil, Kedi Mozolesi lâyıkmış bizim buralara...

"Aklımıza sadece pavyonlar gelmesin"
Röportaja Breaking News Türkiye haber sitesinde rastladım. Meslektaşım Savaş Uğurlu, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Dr. Batuhan Mumcu ile konuşmuş ve her biri ayrı manşet olabilecek önemli sözler kaydetmiş.
Mumcu'nun ilk yorumu dizi sektörüyle ilgili:
"Sinema ve diziler yoruma açık şeylerdir, tabii ki toplumsal değerlerimizi yozlaştırıcı örnekler iyi örnekler değil. Ben de geçenlerde Dostlar Konağı'na gittim ancak Ankara havası deyince sadece aklımıza pavyonlar gelmemeli, gerçekten bu bir kültür. O arkadaşlarımızla güzel bir etkinlik gerçekleştirdim. Ankara havası, seymenlik kültürü somut olmayan kültürel mirasımızdır. Bazen kaş yaparken, göz çıkarmak oluyor. Ama bununla ilgili kurullarımız var. RTÜK bunları denetliyor. Ahlaki değerlerimize uygun olmayan süreçleri ben de doğru bulmuyorum."
Son yıllarda Türk dizilerinin büyük bir atılım yaptığını belirten Mumcu, bu büyük başarıyı sayılarla ifade etti:
"Devlet ve bakanlık olarak büyük destekler verdik. Yaklaşık 170 ülkede 750 milyon seyirciye ulaştık. Dizi ihracatında Türkiye, ilk 3'te yer alıyor. Bu kültürümüzün de tanıtımı açısından çok önemlidir. Kültürel mirasımızı doğru anlatan yayınların, yurt dışında ülkemizin tanıtımı noktasında büyük faydası oluyor. Biz bütün yapımcılarımıza, kültürel eserlerimizin olduğu bölgelerde çekim yapması noktasında teşvikte bulunuyoruz, destek veriyoruz. Örneğin, İstanbul'da çekilen bir dizide Galata Kulesi'ni veya Kız Kulesi'ni görmek, tanıtım noktasında dünya genelinde büyük fayda oluyor, bizler de mutlu oluyoruz."

Avukat ve savcıları gömen dizi
Adaleti merkeze alan, heyecanlı duruşma sahneleri ile bezeli, hukuk odaklı diziler bizde büyük ilgi görür. Bu karakteristik özelliği gözüne kestirip reyting avına çıkan son dizi Taş Kâğıt Makas oldu.
Alzheimer hastası babasının işlemediği bir cinayetten suçlanması üzerine adalet arayışına girişen genç hukuk öğrencisi Umut'un savaşını konu edinen dizide başta polis, avukat ve savcılar olmak üzere tüm hukuk sistemi kazma kürekle toprağa gömülüyor adeta. Kadın savcı, polis marifetiyle bazen delil üretiyor, bazen de delil karartıyor. İddia makamının tezlerini çürütecek somut delilleri el altından gerçek katilin babasına ulaştırıyor. Mafya avukatı ise maddi çıkar uğruna ve masum bir adamın hapislerde çürümesi pahasına elindeki delili mahkeme heyetine sunmayıp, karşı tarafla gizli anlaşma yapıyor.
Tam da adalet sisteminin sallanıp durduğu ve milletin adalete inancının kaybolmaya yüz tuttuğu günlerde yangına benzin yani...

Gaf kürsüsü
Elektrik kaçağı olup olmadığını test etmek için yavru sokak köpeğini elektrik direğine fırlatan genç yüzünden hepimiz çarpıldık.

Zap'tiye
Gazze'deki zulüm ne zaman biter? Paraşütle gıda değil, asker indirildiği zaman...



Ne demiş?
"Tüm beyanım 4 dakika 4 saniye sürmüştür. Yani İbrahim Keloğlan halen Eros'u döverek öldürmeye devam ediyor." (Hunharca öldürülen kedi Eros'un davasında Avukat İlke Acar'ın sözleri)

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp