Top
Yüksel Aytuğ

Yüksel Aytuğ

yuksel.aytug@sabah.com.tr

25/04/2024

Ya Barış Manço olmasaydı?

23 Nisan için özel olarak hazırlanan enfes töreni izlemek ve minik kızımızla bir kez daha gururlanmak için önceki gün okulumuzdaydık. Sadece bizimkinin değil, tüm yavruların büyük bir ciddiyet, disiplin, neşe ve inançla ortaya koydukları şahane performansları alkışlamaktan avuçlarımız patladı. Yarının Türkiye'sini inşa edecek o pırıl pırıl çocukların yüreğinden taşan vatan ve Atatürk sevgisi hepimizin umutlarını pekiştirip, gözlerini nemlendirdi.



Törende dikkatimi çeken bir olay vardı. Neredeyse her 5 dakikada, temaya uygun bir Barış Manço şarkısı çalındı. Çocuklar ve izleyenler onun şarkılarıyla daha da coştu. "Bugün bayram, erken kalkın çocuklar..." "Arkadaşım Eşek..." "El Salla..." "A-YI..." "Domates, Biber, Patlıcan..." Düşündüm de, eğer Barış Manço olmasaydı, çocuk bayramlarında ne çalar, ne dinlerdik?..
Tören boyunca içimden Barış Manço'ya dua ettim. Çocuk ruhundan bu kadar iyi anlamak ancak pedagogların uzmanlığı olabilirken, halkın içinden çıkan bir müzisyenimiz neredeyse üç nesildir her çocuğun kalbine girip, onlara yol gösterebilmişti. İlk 7'den 77'ye programına katılan minikler şimdi emekliliklerini yaşarken, Barış Manço'nun yaktığı meşale hâlâ çocukların yolunu aydınlatıyordu.

Arşivcilere tüyo
Benim 80'li yıllarda çalıştığım spor servislerinde arşiv sorumlusu, servisin kalbi konumundaydı. Çünkü şimdiki gibi bilgiler, istatistikler, görüntüler öyle "bir tık" ötede değildi. Arşivciler her şeyi saklamak, düzenlemek ve yeri geldiğinde bulup çıkartmak zorundaydılar. Arada bir de tuttukları defterlerden muazzam istatistik haberleri çıkartır, günün manşetini kurtarırlardı.
Şimdi bütün dijital imkanlar ellerinin altında olmasına rağmen spor sayfalarına ve programlarına baktığımda şöyle keyif veren bir özel arşiv haberi göremiyorum ne yazık ki...
Oysa cevher, ellerinin altında duruyor. Hani son günlerde yabancı VAR hakemi tartışması var ya, işte tam da gündeme uygun bir arşiv haberi tüyosu vereyim öyleyse: Acaba VAR'da değişen kararlar olmasaydı, şu andaki puan durumu nasıl olurdu?
Haydi genç arşivciler, sıvayın kolları bakalım. Bu kıyağımı da unutmayın...

Zayn Sofuoğlu geliyor
İnşallah "Zayn Sofuoğlu Türkiye'nin ilk Formula 1 şampiyonu oldu" haberini duyurmak da bu sütunlara nasip olur...
Zayn, şampiyon motosiklet yarışçımız Kenan Sofuğlu'nun 5 yaşındaki oğlu. Uzun süredir onu takipteyim. Babasıyla pistlerde çektiği tüm videoları izledim. Kendisi bu yaşında bir motor sporları dahisi. Kullanmadığı araç yok. Kartingden büyük ve küçük yarış motosikletlerine, spor otomobilden forklifte kadar tekerleği ve motoru olan her türlü aracı büyük bir ustalıkla kullanabiliyor. TOMSFED'den alınan özel izinle 23 Nisan'da Körfez Pisti'nde büyüklerle yarışmışlığı ve iki turu da kazanmışlığı bile var. Allah nazarlardan saklasın, tekerine taş değdirmesin.
Koca bir şampiyon geliyor. Azzz sonra!..

"Yorgan kadro" diye bir şey...
Ünlü bir yönetmen olan arkadaşımla sohbet ederken, konu eski filmlerin çekim öyküleri ve festival ortamlarında yaşananlara geldi. Bizimki ilginç bir terim kullanınca, dikkat kesildim. "Taşrada çekilen filmler için bir de 'yorgan kadro' seçilirdi" dedi. Meğer esas cast'ın yanında bir de "eğlencelik" figürasyon oluşturulurmuş. Genç ve güzel kadın oyuncu adayları arasından "gönüllü" olarak seçilen bu "yorgan kadro"nun asıl rolü, kadrajda şöyle bir görünmekten daha fazlaymış. Yerine göre yapımcı, yönetmen ya da başrol oyuncularına taşranın soğuk gecelerinde "yorgan" vazifesi yapmak için (!) orada bulunurlarmış.
Malum gündemle ilgili izdüşümlerini sizin beyin kıvrımlarınıza bırakıyorum.

Ne demiş?
TV 100'deki programda gazeteci Sinan Burhan, Atatürk için "Rahmetli Atatürk" deyince diğer gazeteci Şaban Sevinç "Rahmetli deme. Atatürk daima yaşıyor" diyerek tepki gösterdi.

Şeref kürsüsü
"Neden sürekli Filistin mesajları paylaşıyorsun diyen dostlarım, ben artık kafamı yastığa rahat koyamıyorum. Kusura bakmayın, takipten çıkabilirsiniz" diyen İsmail Hacıoğlu kürsüyü hak etti.

Zap'tiye
8 dil öğrendi. 4 bin kitap okudu, 12 kitap yazdı, geometri terimleri türetti, Türkçe'ye yeni kelimeler kazandırdı, 57 yıllık ömrüne 11 savaş sığdırdı, kürek çekti, yüzdü, ata bindi, dans etti. "Vaktim yok" diyen, Atatürk'ün hayatını okusun.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp