F.Bahçe'nin Antalya Cup'taki final maçının bir puan mücadelesi ciddiyetinde geçmesi yararlı oldu. Takım fizik açıdan hazır. Oyun disiplini ve Newcastle maçından sonra Zico'nun 4411'e geçmesiyle gittikçe oturan orta dörtlünün aynen devam eden performansı, en önemli artılar.
Zico, her Brezilyalı hoca gibi öncelikle kolektif yapıya önem veriyor. Temel prensip, topa mümkün olduğunca fazla sahip olmak. Dörtlü orta saha, rakibe rahat top kullanma imkanı vermiyor ve topa mümkün olduğu kadar fazla sahip olmaya çalışıyor.
F.Bahçe'nin hem ligde hem Avrupa'da başlıca sıkıntısı, oyuna hükmettiği bölümlerde üretkenlik sağlayamayışı. Bu da ileri uçtan kaynaklanıyor. Ne Kezman ne Deivid nokta santrfor özelliklerine sahip. Kezman fizik açıdan tam hazır olsa, yapısına uymasa da bir ölçüde bu rahatsızlığı en aza indirebilir. Ama güçsüz. Deivid kesinlikle ileride son adam oynayamaz. Sırtı rakip kaleye dönük oynamasını beceremiyor. Nokta santrfor özelliklerine sahip kadrodaki tek isim Semih de aynı Daum gibi, Zico'nun da inanmadığı, sadece çok sıkışınca kısa süre gol şansından medet umulan bir oyuncu.
Alex ve alternatifi Tümer, devamlılığı ve defansif özellikleri olmayan, sıkı markajda teslim olan isimler. Bu ikiliden hangisi oynarsa yakın markaj uygulayıp geride iyi yerleşen ve Tuncay ile Uğur'un kulvarını yardımlaşmalı kapatan rakipler karşısında F.Bahçe her zaman zor pozisyon bulur. En canlı örnek E.Cottbus maçı. Genelde oyunun kontrolünü elinde tutan F.Bahçe'nin tek pozisyonu var. Değişikliklerden sonraki son 10 dakika ise rakibi tamamıyla baskısı altına alan bir takım var.
Zico'nun mantalitesi ile F.Bahçe'nin daha üretken olması zor. Çünkü takıntılarında ısrar eden bir teknik adam. Hala Deivid'i ileride son adam rolünde kullanmaya devam ediyor. Appiah'ı sağ kulvarda görevlendirmeye artık iyice karar vermiş durumda. Önder-Appiah ikilisiyle sağ kanat bindirmelerine işlerlik kazandırmak mümkün değil.
Ayrıca Zico sahaya sürdüğü takım tertibinde işler iyi gitmediği zamanda da oyuncu değişikliklerinde çok geç kalıyor. Pazar gecesi de değişikliklerde çok geç kaldı. Tümer-Semih değişikliğinden sonra Deivid, yapısına uygun ikinci forvet rolüne soyunup daha aktif hale geldi. Semih de sırtı rakip kaleye dönük yaptığı yer değiştirmelerle defansı rahatsız etti.

GEÇ DEĞİŞTİRİYOR
Ardından Mehmet Yozgatlı gelip sağ kulvarı adam eksilten driplinglerle hareketlendirince sol kulvar da rahatladı ve son 10 dakikada Fenerbahçe çok yönlü varyasyonlarla E.Cottbus'u fena halde hırpaladı. Bu iki değişiklik, devre arasında ya da 60'lı dakikalarda yapsaydı maç 90 dakika bitiminde rahat kazanılırdı. Zico'nun D.Kiev maçındaki kırmızı karttan sonra tamamen kafasından sildiği Serkan, başarılı bir performans gösterdi. Bu tip çabuk, devamlılığı olan, hırslı oyuncuları kaybetmemek lazım. Aslında Önder sakat olmasa, özel maç da olsa yine Serkan şans bulamazdı!
Benim ikinci yarı için Zico'ya tavsiyelerim var. Deivid'i ileride son adam olarak düşünme. Hücum girişimlerinde sistemin daha iyi işlemesi ve pozisyon üretmek için Mehmet Yozgatlı'dan daha uzun süre faydalan. Aurelio gibi çok yararlı, istikrarlı bir dinamoyu "Nasıl olsa sesi çıkmıyor" diye küstürme. Kezman ve Deivid'in yetersiz kaldıkları maçlarda Semih'e daha fazla şans tanı. Alex'in çok durgun olup tamamen oyundan düştüğü bazı maçlarda oyundan çıkarmaktan çekinme. Tabii bu tavsiyelerimin yarısının dahi Zico tarafından uygulanacağına inanmıyorum. Ben yazayım da...

TÜMER KULÜBEDE BİTTİ
Son olarak da Tümer konusuna değinmek istiyorum. Bu transfer gerçekleştiği an hemen görüşümü belirttim "Çok yanlış bir transfer." Devamlılığı olmayan, pres yapmayan, pres karşısında çabuk pes eden iki yeteneğin birlikte oynaması, günümüz futbolunun ilkelerine ters düşer. AlexTümer ikilisinin birarada oynaması maçların gidişatına göre ancak kısa bölümlerde olabilir. Bu görüşlerdeki haklılığım ortaya çıktı. Tümer kulübeye çekildi, Alex'in dokunulmazlığını bilen Tümer, artık ancak Brezilyalı sakat ya da cezalıysa ilk 11'de görev alabileceğini düşünüp motivasyonunu kaybetmiş durumda .