Top
Nebi Miş

Nebi Miş

nmis@sakarya.edu.tr

28/01/2023

Muhalefetin yönetme simülasyonunun gösterdikleri

Son beş yıldır, muhalefet partilerinin iktidara gelmeleri durumunda ülke yönetimine dair ortaya koydukları simülasyonu izliyoruz. Muhalefet partileri, 2019 seçimlerinden itibaren erken seçimi gündemde tuttu. Seçime her an hazır olduklarını söylediler. Söylem birliğini korumak için güçlendirilmiş parlamenter sistem adını verdikleri bir yönetim sisteminde ortaklaştıklarını sürekli tekrar ettiler. Birliktelik görüntüsü vermek için siyasetsizleşmeyi bir siyaset biçimi olarak sundular. Millet İttifakı'nı genişletmenin yollarını karşılıklı ziyaretlerle inşa etmeye çalıştılar.

CHP ve İyi Parti, AK Parti'den ayrılıp iki farklı parti kuran siyasetçileri aktörleştirmeye epeyce enerji harcadılar. Mühendislik siyaseti ile siyasi alanı yeniden şekillendirebileceklerini varsaydılar. Deva ve Gelecek partilerinin AK Parti'yi böleceği yanılsımasına kapıldılar. İktidara ve Erdoğan'a yönelik eleştirilerini bu iki partinin de tekrar etmelerini sağladılar. İki partinin yöneticileri de kendilerinden bekleneni, Erdoğan karşıtlığına yoğunlaşarak fazlasıyla gösterdiler. Peşine takılma siyaseti ile özellikle CHP söyleminin taşıyıcılığında hiç tereddüt göstermediler. Hatta bakanlık ve başbakanlık dönemlerinde kendi icraatlarına yönelik eleştiri getirilebilecek konuların sorumluluğunu almamak için eski partilerinin içerisindeki mahrem tartışmaları bile ifşa etmekten kaçınmadılar. Kendi dönemleri ile ilgili muhalefet tarafından eleştiri getirilmeyecek konuları sahiplenirlerken, eleştirilen konularda sorumluluklarının olmadığını iddia ettiler. Kararlar alınırken içerde itiraz ettiklerini söyleyerek, muhalefeti destekleyen çevrelerin testinden geçmeye çalıştılar.

Bu siyaset tarzı, Millet İttifakı'na eklemlenme çabasıyla sürdürüldü. Ancak ilk başta, Millet İttifakı'nın çekirdek partileri, doğrudan bu partileri ittifaka dahil etmek yerine yeni bir masa kurarak bu partileri daha yakından izlemeye aldılar. Bir çeşit bekleme odası işlevi gören masada zaman zaman dokuz saati bulan görüşmeler yaptılar. Her toplantının ardından birbirini tekrar eden sadece gündem eleştirisine yoğunlaşan açıklama metinleri yayınladılar. Kamuoyunda bu kadar uzun görüşmelerde ne konuştukları parti başkanlarına sorulduğunda "birbirimizi daha yakından tanıma fırsatı bulduk" minvalindeki açıklamalar teste tabi tutulduklarının açık göstergesiydi.

Altılı Masanın toplantılarında masanın oy oranı bakımından küçük partileri, CHP ve İyi Parti'ye kendilerini mecbur bırakacak bir siyaset izlediler. Mümkün olduğunca belirli aralıklarla toplanıp, masada ağırlıkları arttığında kendi partilerinin vazgeçilemeyecek bir pozisyona taşınacağının öngörüsü ile hareket ettiler. Zamanla, nehrin ortasına gelindiğinde artık karşıya geçmenin muhalefet birlikteliği açısından geri dönmekten daha az maliyetli olacağını düşünerek ilerlediler.

Millet İttifakı partilerinin, güçlendirilmiş parlamenter sistem önerisini destekleyerek masaya oturdular. Bu konuda yol alırken, ileriye yönelik olarak geçiş sürecinin yol haritası ve ortak politikalar programın belirlenmesini kamuoyu önünde savundular. Bu konularda kamuoyu meşgul edilirken, mümkün olduğunca bu başlıkların sonuçlandırılmasını zamana yaydılar. Bununla birlikte kamuoyu yoğun bir şekilde muhalefetin tek bir adayda anlaşıp anlaşamayacaklarını tartışırken, masada adayın kim olacağı ya da nasıl belirleneceğinin konuşulmadığını söylediler.

Masanın küçük partileri için, ortak politikalar ve geçiş süreci programının ve özellikle adayın erken açıklanması iyi bir yöntem değildi. Çünkü aday erken açıklandığında, kendilerinin hem masadaki ağırlıklarının azalacağı hem de partilerinin gündemde geri sıralara düşeceği endişesini taşıdılar. Masanın en büyük partisi olan CHP ise, masada İyi Parti'nin ağırlığını azaltmak, muhafazakar seçmene mesaj vermek ve ortak adayın CHP'nin öncülüğünde belirlenmesini kolaylaştırmak için oy oranı küçük partilerin masadaki konumunun eşitlenmesine rıza gösterdi. CHP'nin bu taktiğine karşı İyi Parti, zaman zaman masadaki diğer sağ partilerin ağırlığını kendi konumu açısından onların da temsilcisiymiş gibi hareket etse de bu taktik en nihayetinde işe yaramadı.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp