İngiltere, 1 Ocak 2009'dan sonra doğanlara sigara satışını yasakladı.
Önceki gün onaylanan yasa ile bu yıl 15 yaşına giren çocuklar, hayatları boyunca sigara alamayacak.
2027 yılında yürürlüğe girecek yasa sigara içmeyi değil, sigara ürünlerinin satışını yasaklıyor.
Buna benzer bir yasa Yeni Zelanda'da da çıkmıştı. Hedef sigarasız bir nesil ortaya çıkarmak.
Bu yasa binlerce hayat kurtaracak hem de İngiltere'deki sağlık sistemi üzerindeki baskıyı azaltacak.
Ölümlerin yanı sıra tütün kullanımına bağlı kanser gibi tedavisi zor hastalıkların sağlık sisteminde yol açtığı büyük yükü artık ülkeler taşıyamıyor.



Dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişi tütün ürünü kullanımından kaynaklı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor.
Bu sayının, gelecek 8 yılda iki katına çıkacağı tahmin ediliyor.
Türkiye'de ise her yıl 100 bin kişi tütün kullanımından kaynaklı hastalıklardan dolayı yaşamını yitiriyor.
Devletimiz sigara kullanımını azaltma konusunda birçok yasa çıkardı.
Son dönemde sigara yasakları arttı ama Türkiye dünyada sigara kullanan bireylerde kişi başına düşen ortalama günlük sigara adedinde 17.1 oranıyla birinci sırada.
Türkiye'yi günlük 17 sigara ile Yunanistan, 15,7 sigara ile İsrail, 15,5 ile Japonya ve 15,4 adet ile de Avusturya takip ediyor.
Bizim de İngiltere gibi sigarasız bir nesil ortaya çıkarmak için sigara satışını belli bir yaş grubuna yasaklayacak yasa çıkarmamız gerekiyor.

***

DNA RAPORU NE DERSE O!
Metin Akpınar'ın kızı olduğu ortaya çıkan Duygu Nebioğlu, Günaydın'dan Tuba Kalçık'a verdiği röportajda "Ablamın babası da ünlü bir gazeteci" dedi ve ortalık karıştı.
Nebioğlu'nun iddiasının ardından Günaydın İstanbul dışındaki bir şehirde birkaç yıl önce açılan davanın taraflarından birinin Uğur Dündar olduğunu ortaya çıkardı.
Ve bu iddia büyük yankı uyandırdı. Bu süreçte Günaydın eki başarılı işlere imza attı.
Öte yandan Dündar da şu açıklamayı yaptı:



"... Mademki karşı taraftan biri konuştu, kısaca net bir cevap vereyim. Mahkemenin her iki tarafı sevk ettiği ve son sözü söyleyecek kurum olan Adli Tıp Kurumu, DNA incelemesini bitirdi ve biyolojik babalık iddiasını reddetti. Benim için konu kapanmıştır."
Ancak Nebioğlu, raporun gerçeği yansıtmadığını iddia ediyor ve "Sonuçlarla oynandığını düşünüyoruz" diyor.
Düşünmekle, tahminle olmaz ki bu iş! Adli Tıp Kurumu'nun raporunun sahte olduğunu kanıtlayacak bir deliliniz varsa sunarsınız.
Eğer Nebioğlu'nın elinde bir delil yoksa Adli Tıp'ı töhmet altında bırakmak yanlış bir hareket.
Nebioğlu'nun ablası Dilara G. tarafından açılan davada, mahkemenin istediği DNA raporunun sonuç kısmında da şöyle yazıyor: "Elde edilen sonuçlara göre baba olduğu iddia edilen İsmail Uğur Dündar adlı şahsın Dilara G. adlı şahıs için biyolojik babalığı reddedildi." Öte yandan Dündar açıklamasında anne Suphiye Orancı ile tanışıp tanışmadığına dair bir bilgi paylaşmadı.
Bu bilgiyi vermek zorunda da değil. Genç adam ilişki yaşamış da olabilir.
Ancak ortada kapı gibi Adli Tıp'ın DNA raporu da varken Dündar'ın üzerine gidilmesini doğru bulmuyorum.
Elbette magazinciler de işleri gereği iddiaları gündeme getirecek.
Şimdi ise Suphiye Orancı'yı bulmak ve onu konuşturmak için yarışacaklar.
Bakalım Orancı'yı bulma yarışını kim kazanacak.

***