Burcu Esmersoy, "Hayatımı yazmaya başladım, film olur, dizi olur, roman olur..." demiş...
Tabii ki, olur...
Her Türk yazsa, hayatı roman olur. Bu sadece bize özgü bir durum değil elbette, insan doğasıyla alakalı.
Lakin biz sanki diğer toplumlara göre daha iddialıyız bu noktada...
Türkiye'nin amatör şair cenneti olması da bu iddianın yansımasıdır.
Tabii şiir yazan kadar kitap satılsa, bugün bambaşka bir ülke olurduk.
Kısacası; Burcu'nun hayatı da çok rahat roman olur ama satacağını hiç sanmıyorum.
Aslında yurt dışında, özellikle de ABD'de Burcu gibi ünlülerin bir değil, birçok biyografi kitabı basılır ve çoğu da iyi satar.

RADIOHEAD GİBİSİ YOK
Hatta biyografi kitapları yayınlamak büyük bir sektördür. Sadece biyografi kitapları basan yayınevleri, ünlülerin belgesellerini yayınlayan TV kanalları vardır.
Bizde ise böyle bir sektör yok. Ünlülerden para kırpmak için kitap basanlar var sadece.
Hep yazıyorum; bizim celebrity ve magazin sektöründe bir hata var. Türk insanı, ünlüleri sevmiyor ama merak ediyor.
Merakını da beleşe gidermek istiyor.
Beleşe bir belediye konseri varsa kaçırmıyor, albümünü, şarkısını, filmini ise korsan alıyor.
Özetle Türk insanı, sanatçısını uğrunda deli gibi paraya harcayacak idol olarak görmüyor. (Tabii bu tespitime her yakışıklı popçuya aşık olan 12-15 yaş arası kızlar dahil değil. Onların dünyası ayrı bir yazı konusu)
Daha net bir örnek vereyim:
Radiohead, artık albümlerini internetten yayınlıyor ve dinleyicisine "Gönlünden ne koparsa ver" diyor.
Beleşe indiren tabii ki var ama albümün gerçek değerini ödeyen insanların sayısı hiç de az değil.
Sorarım size; Türkiye'de Radiohead gibi sadık bir dinleyici kitlesi olan bir grup var mı?
Burcu'ya tavsiyem; hayatını yazarken kendini çok kaptırmasın, değmez çünkü!