İdeoloji ne gıllıgışlı bir kelime!
Nereye çekersen oraya gitmekte. Gerçi bunda bir beis yok. Çünkü çağımız zaten 19. Yüzyılı aşamadı. Hâlâ ideolojilerle düşünüyoruz. İslamcı mısın laikçi mi, liberal misin sosyalist mi? Marksçı mısın dinci mi? Batıcı mısın Doğucu mu?
Hepsi sonradan görme kavramlar. Sası ve tatsız. Sağ-sol da öyle. Ki biliyoruz, her ideoloji dünyaya siyah beyaz bakan bir at gözlüğü dayatır. Bir ötekileştirme, bir küçümseme, dediğim dedik öttürdüğüm düdük vaziyeti. Bir tür akıl tutulması, zihinde bir gerileme. Irkçılığın özü: "Benden değilse gereksizdir" kafası.
Oysa insan öyle mi ya? Bütün peygamberler ey insan diye konuşmuş. Bizim âşık olduğumuz o mükemmel insan, Nas demiş. Ey Nas, yaradan aşkının tecellisi, timsali. Ey insan...
Ey erkekler, ey Araplar, ey zenginler denmemiş, her zaman insan nesline bütün nasihatler. Silahla, kavgayla değil güzel sözle, kalbe konuşarak, kalpten kalbe yol bularak. Biz gelmedik kavga için bizim işimiz sevi için. Anadolu Ermişleri dillerinde tüy bitene kadar tekrarlamışlar bunu.
***
Tıpkı yan kabilenin otlaklarını almak için önce onu şeytanlaştırıp sonra o kabileyi biçme güdüsü gibi. Vahşi hayvanlar aleminden anekdotlardır bunlar. Kutsal kitaplarla bilgelik damarları açılmaya çalışılan insan bu değil. Bu olsa olsa tanrılara genç bakireleri kurban eden arkaik bir hatıra.
Bir hatıra ama beşerin beyninde yeri sağlam! Kapitalizm oradan yürür. Öte dünyayı iptal eder ve çenelerimiz takırdayarak deli gibi tüketmemizi teklif eder. Ölüm yoktur. Ki zaten söylemektedir, ölümü de yeneceğiz, tanrı-insanlar da yaratacağız! Diyerekten...
Garibanların dünyasını sömürüp kendi merkezlerine refah verenler sizi aldatmasın. Diyebiliriz ki insanın hayvani ruhuna en uygun sistem kapitalizmdir ve ondandır verdiği büyük acılara rağmen insanlığın beynine girmektedir. Ve girmiştir.
***
Bilakis o insanın bedeni ihtiyaçlarını öne sürmüş ve metalara tapan bir gösteri yaratarak, ekranlara bakan baktıkça alıklaşan biz tüketiciler ahalisini yönetmiş ve insanlar da bundan zevk almışlardır. Daha çok yemek, taşıt, mağara, içgüdüler ve hiperseksüalite. Menfaatine çalış, bencil ol, ki zaten gen bencildir!
Tanrının el çektirildiği bu sistem dini inançları pastörize ederek şişelemiş, market reyonlarında sergilenmesine yol açmıştır. Bu holding patronu şeyhler, bu asık suratlı vaizler, bu tatavacı müteahhitlerin yaptığı ve depremlerde mezarlık olan apartmanların esbabımucibesi budur. Ahiret ve ilahi kelam bir kere özünden soyulunca ortada galeyana gelmiş benciller kalır. Kalmıştır.
O nedenle Muhammedî Hakikat ile Müslümanların arasındaki mesafe açılmıştır. Bir iktisadi sistem geliştirememiş, Ahîleri bastırmış, şeklî gevezeliklerde kaybolmuşuz...
***
Beni derinden sarsan Veda Hutbesinden ilhamla bitirirsek, ideolojileri ayaklarımızın altına almalıyız...
Almalıyız da bu yetmez.
Adama sorarlar, peki senin alternatifin ne?
Diye sorarlar...