Top
Yekta Kopan

Yekta Kopan

yekta.kopan@gmail.com

16/07/2014

Aklıma şu soru takılıyor

1. İsteyen istediği toplantıya gidebilir. İstediği fotoğrafı çektirebilir. İstediği aile fotoğrafının bir parçası olabilir. Yine de bazı fotoğraflara bakınca aklıma şu sorular takılıyor: Tam deklanşöre basılacağı anda kimler merkez figüre daha yakın olmak için birbirini itiyordur? Fotoğraf çekiminden sonra “Gördün mü, daha yakın olabilmek için nasıl da şekilden şekile girdi?” diye birbirlerini çekiştiriyorlar mıdır? Kimler anında fotoğrafçıya yanaşıp “Ben sana mail adresimi vereyim de, bunu bana da yolla” diyordur? Kimler? Kimler?

2. Cumhurbaşkanı adaylarının seçim çalışmalarını okuyoruz her gün. Röportajlarını, vaatlerini, yaptıkları görüşmeleri. Aklıma şu soru takılıyor: Cumhurbaşkanı adaylarının kültür politikaları hakkındaki görüşleri, sanata bakış açıları nedir acaba? Belki de seçimler gerçekleşmeden öğreniriz. Ama “Sanatsız kalmış bir milletin hayat damarlarından biri kopmuştur,” cümlesiyle sınırlı tutmadan, daha geniş ve net bir bakış açısıyla.

3. Kitap okumak bir yaz tatili etkinliği gibi algılanıyor sanırım. Her yerde boy boy “Tatilde Okunacak Kitaplar” listeleri görüyoruz. Aklıma şu sorular takılıyor: Politikacılarımız, bir okuma listesi yapsalar hangi kitapları görürüz bu listede? Türlü hallerde gördüğümüz politikacılarımızın, neden kitap okurken çekilmiş fotoğrafları yoktur?

4. Yaz denince şehrin duvarları konser afişleriyle süsleniyor. Aklıma şu soru takılıyor: Belediyelerin düzenlediği konserlere kimler çıkabiliyor, kimler çıkamıyor? Belde halkının hangi müzisyeni, hangi müziği dinleyeceğine kim-neye göre karar veriyor?

5. Konserler deyince aklıma şu soru takılıyor: Gazeteler-televizyonlar ne zaman konserler için “rüzgarı esti” klişesini kullanmaktan vazgeçecekler? İstanbul’da Metallica konseri esti... Açık Hava’da Neil Young konseri esti... Esti ha esti... Rüzgar da rüzgarmış yani!

6. Metallica deyince ve Kirk Hammett’ın Reina eğlencesini düşününce aklıma şu soru takılıyor: Bunda şaşıracak ne var? “Forever trusting who we are / And nothing else matters...”
7. Neil Young deyince aklıma şu sorular takılıyor: Sayısız müzisyenin-grubun ışığında yürüdüğü bir müzisyenin konserinde biletler aylar öncesinden tükenmemeli miydi? Tek neden bilet fiyatları mı? Hani olur ya, bir gün Tom Waits gelecek olursa –imkansız biliyorum ama umut işte- nasıl bir bilet satışı olur?

8. Haydi o zaman bir de stadyum dolduracak bir grupla ilgilenelim. Aklıma şu soru nasıl takılmaz? Yeni albümü için stüdyoya giren Radiohead’in yeni konser turnesinde Türkiye de duraklardan biri olur mu acaba? (Yoksa bir şeyler biliyor muyum?)

9. Nadine Gordimer 91 yaşına girmesine dört ay kala bu dünyadan ayrıldı. 1991 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne değer görülen Güney Afrikalı yazar, dünyanın önde gelen siyasi aktivistlerinden, dünyanın son doksan yılının en önemli figürlerinden-kadınlarından biriydi. Ölüm haberini aldığımda Gordimer’in hiçbir romanını okumadığımı fark ettim. Aklıma şu soru takılıyor: Acaba adını sıklıkla duyduğumuz, hatta kitaplarının adlarını bile bildiğimiz ama hiç okumadığımız yazarlar listesi yapsak ne uzunlukta olur?

10. Hiç okumadığımız yazarlar listesi deyince aklıma şu soru takılıyor: Bir satırını bile okumadığımız halde, haklarında binlerce satırlık ukalalık yaptığımız yazarlar listesi yapsak ne uzunlukta olur?

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp