Top
Tuğba Kıraç

Tuğba Kıraç

tugbakirac@ponderacoaching.com

27/01/2013

Sherlock Holmes gibi düşünmek

Sherlock Holmes sadece usta bir dedektif değil, aynı zamanda olağanüstü zekası, özenli, sistemli düşünce biçimi ve benzersiz stratejileri ile psikolojik dersler veren bir öğretmen.

İngiliz yazar Sir Arthur Conan Doyle’ ın 1887 yılında gazetede yayımlanan Kızıl soruşturma adlı hikayesi ile doğan, bugün hala beyaz perdede ve televizyonda yaşamaya devam eden meşhur dedektif, yeni bir kitaba konu oldu. Scientific American Dergisi yazarı Maria Konnikova, ‘Mastermind’ adlı kitabında Zihnimizin çalışma biçimi ile ilgili Sherlock Holmes’tan ne öğrenebiliriz sorusunun cevabını veriyor.

Sherlock Holmes beyinlerimizi birer küçük tavan arasına benzetiyor. Başımızın içindeki bu odayı dikkatlice seçtiğimiz eşyalarla doldurmak önemli. Özellikle dikkatimizi bilinçli olarak kontrol etmiyorsak farkında olmadan zihnimizdeki tavan arasına sızan -hatta bazen bilinçli olarak itilen- ne varsa, bir süre sonra gerçekten gerekli bilgileri kalabalıkta kaybetmemize sebep olacak derecede sıkışıklık yaratıyor. Holmes, zihinsel kaynakların sonsuz olmadığını ve mutlaka optimize edilmesi gerektiğini düşünüyor. Kendimize sormamız gereken soru; içeri kabul ettiğimiz her bir parçayı nasıl organize etmeliyiz ki, tek başına anlamsız görünenler birbirine bağlansın ve büyük resim net olarak önümüzde şekillensin.

Psikologlar artık, beynin temelde iki ana sistemde çalıştığı konusunda hem fikir. İlk sistem hızlı, sezgisel ve tepkisel. Zihin savaş yada kaç seçenekleri arasında fazla çaba sarf etmeden otomatik kararlar veriyor. Diğer sistem ise daha yavaş, mantıklı ve ihtiyatlı. Sistem, sadece dikkatimizi yakalayan konularda bizi durdurup daha fazla düşünce, dolayısı ile daha fazla enerji gerektiren ikinci moda yönlendiriyor. Psikolog Daniel Kahneman’ın ‘Thinking fast and slow’ – Hızlı ve Yavaş düşünmek – kitabında bahsettiği bu iki farklı düşünce tarzını, Konnikova, Holmes ve Watson sistemleri olarak adlandırıyor. Sherlock Holmes’un ortağı Dr. Watson ilk sistemi ve aslında alışkanlıklarla hareket eden, eğitimsiz, saf ve tecrübesiz zihni temsil ederken, Holmes izlerken hayranlık duyduğumuz, sahip olmak istediğimiz karmaşık zihin yapısını yani ikinci sistemi temsil ediyor.

Beynimiz, yeni düşünce modellerine uyarlanırken müthiş bir adaptasyon becerisi gösteriyor. Düşünürken, her ne olursa olsun geleni önce kabul etmek sonra sorgulamak üzere yapılanmış. Bu demek oluyor ki; önce inanıp sonra sorular soruyoruz. Karşılaştığımız her şeyin önce doğru olduğunu varsayıp ardından hatalı olma ihtimali üzerinde kafa yoruyoruz. Eğer o sırada yeterli dikkati göstermiyorsak, zamanımız veya enerjimiz kısıtlı ise ikinci adım hiç gerçekleşmiyor. Psikolog Daniel Gilbert, beynimizin her hangi bir şeyi anlayıp, değerlendirebilmesi için önce onun doğruluğuna inanması gerektiğini söylüyor. Mesela, sizden pembe filler düşünmeniz istendiğinde pembe renk fil olmadığını bilmenize rağmen gözünüzün önünde pembe filler beliriyor. Saniyeler için bile olsa pembe fillerin varlığını kabul ediyorsunuz. Her zaman pembe fil örneğindeki kadar bariz olmadığı için fark edemesek de günlük yaşamımızda ihtimal dışı olan pek çok şeyin doğruluğunu kabul ediyoruz.

Sherlock Holmes’un sırrı, her düşünceyi, deneyimi ve her sezgiyi birer pembe fil gibi ele alması. Zihnin doğal işleyişinin yani ‘her şey olması gerektiği gibi’ düşüncesinin tersine sağlıklı dozda şüphecilik ile yaklaşmak ve sanki karşımızda acayip bir hayvan varmışçasına irdelemek, farklı pencerelerden bakmamızı mümkün kılıyor. Konnikova bu düşünce yapısının, daha önce varlığından haberdar olmadığımız bir kasın aniden sızlamaya başlaması gibi kullandıkça gelişeceğini, git gide daha az efor sarf edeceğimizi ve bir süre sonra alışkanlık halini alacağını düşünüyor. Enerjiyi düşüncelerimize çekerek Holmes’un düşünce yapısını modelleyebiliriz. Sherlock Holmes gibi düşünmek için ilk adım önce onun gibi düşünmeyi gerçekten istemek, ardından farkındalık ve bol pratik geliyor. Formül basitçe özetlendiğinde; yapılması gereken mümkün olan her fırsatta sistem Watson’dan sistem Holmes’a geçmek.

‘İmkansız olanı elediğinde, her ne kadar olasılık dışı gibi görünse de, elinde kalan gerçektir.’ Sherlock Holmes

İlgilenenler için tanıtım amaçlı hazırlanmış, dikkat ölçen oyun:

http://www.canongate.tv/sherlock-holmes

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları