Herhangi bir siyasetçi değil. AKP Grup Başkanvekili. Adı Nurettin Canikli. Partisinin yasama faaliyetlerinin orkestrasyonundan sorumlu. Haliyle AKP’yi temsil kabiliyeti sıradan bir milletvekiliyle
kıyaslanamaz.
Yakın zamanda Sayıştay raporlarının engellenmesiyle ilgili bir telefon kaydı iddiası ile gündeme gelmişti.
Ortalık birbirinden vahim telefon kaydı ile dolduğu için bu çok ciddi iddia gündemde fazla yer bulamamıştı. Mühim değil. Bir gün elbette o yeri bulacak.
Berkin Elvan’ın cenazesine yapılan anlamsız ve kötü niyetli müdahalenin gecesinde Okmeydanı’nda Burakcan Karamanoğlu öldürüldü.
Gencecik bir delikanlı sokak ortasında vuruldu. Elektrikler kesikti, sessiz sakin duran kitlelere saldırmayı kendine iş edinen polisten gerçekten ölüm tehlikesi varken eser yoktu. Karamanoğlu öldürüldü.
Herkes sokaklara silahın dönmesinden, neredeyse bir 'iç savaş' kışkırtmasından tedirgin oldu. Karamanoğlu’nun öldürülmesini takip eden gece Okmeydanı’nda yaşananlar da tedirginliği arttırdı.
Peki bu kıdemli siyasetçi Canikli ne yaptı? Çıktı ve şunu söyledi:
“Kardeşimizi, fidanımızı katleden de Kılıçdaroğlu’nun destek verdiği, desteklediği bu illegal örgütler. Bütün milletimizin bunu bilmesi gerekir. Kılıçdaroğlu’nun illegal askerleri tarafından katledildi bu kardeşimiz, bu vatan evladımız. Ciğerimiz yanıyor.”
En öfkeli en acılı insan Burakcan’ın babası. O sağduyu çağrısında bulunup herkesi sakin olmaya davet ediyor.
Nurettin Canikli ise acılı bir babanın çağrısını dahi ezip geçecek bir siyasi hırs içerisinde.
Bir cinayeti ana muhalefet partisinin başkanının askerlerinin işlediğini söyleyerek büyük bir yangının kıvılcımını çakma derdinde.
Başbakan'ın Berkin Elvan’a başsağlığı dilememesi karakterini gösterir.
Mustafa Karaalioğlu’nun Berkin Elvan’ı sadece cenazesinden borsa nasıl etkilenir diye anması Karaalioğlu’nun borsa düşkünlüğünün işaretidir.
Şamil Tayyar’ın "Seçimden önce olay çıksın diye mi Berkin’in fişini çektiler" demesi onun Şamil Tayyarlığının delilidir.
Mehmet Ali Şahin’in "Berkin Elvan seçimlerden sonra ölseydi bu kadar insan cenazesine katılmazdı" demesi hayatında siyasi hesapların çocuk ve insan sevgisinden daha baskın olduğunu gösterir.
Egemen Bağış’ın sonradan tevil etmeye çalıştığı 'nekrofil' zırvası yoldan geçenin bakan olabildiği bir düzenimiz olduğunu anlatır.
Bu tarz açıklamalara maalesef alışığız ve böyle yaşamaya devam edebilir.
Ancak Nurettin Canikli’nin açıklaması şayet derhal geri alınmaz ve iktidar tarafından sahiplenilirse sokakların karışmasının bir siyasi arzu olduğu düşünülecek.
Berkin Elvan’ı bir gaz kapsülü öldürdü. O gaz kapsülü bir polisin gaz tüfeğinden çıktı. Aylar geçmesine rağmen o polis bulunamadı.
Burakcan Karamanoğlu bir silahtan çıkan kurşunla öldürüldü. Bu defa aylar geçmeden katili bulmak hükümetin asli görevi.
İktidar, kışkırtıcılığı bırakmalı ve asıl işini yapmalıdır.
Dün Radikal’de Murat Yetkin’in de altını çizdiği üzere katilleri bulmalıdır.
Amaç, ülkeyi yangın yerine çevirmekse ölü yarıştırın.
Amaç, sokakları cehenneme döndürmekse katil seçin.
Yok amaç bunlar değilse katilleri bulun.
Canikli’nin açıklamalarının vebali AKP’nin üzerindedir.
Bu memleketin birilerinin siyasi ikbali için yakılmasını engellemek görevi ise hepimizin üzerindedir.