Top
Gönül Tol

Gönül Tol

gtol@mei.edu

10/02/2016

Halep-Türkiye koridoru kesildi, peki şimdi ne olacak?

Geçen hafta Rusya’nın hava desteği sayesinde rejim önemli bir zafer daha kazandı.

Rejim güçleri, muhaliflerin Türkiye sınırı ile temasını sağlayan koridoru yararak muhaliflerin kontrolündeki Nubul ve Zehra beldelerine ulaştı.

Böylece Türkiye’nin muhaliflere lojistik destek sağladığı Halep-Türkiye koridoru kesilmiş oldu.

Rejimin, Nubul ve Zehra'ya ulaşmasıyla, Halep şehir merkezi kuzeyden kuşatılmış oldu.

Rejimin ve Rusya’nın bir sonraki hedefi batıya yönelmek.

Halep merkezdeki muhaliflerin, Hatay'ın Reyhanlı ilçesinin karşısındaki İdlib ile bağlantısı, muhaliflerin kontrolündeki Kastillo-Anadan yolundan sağlanabiliyor.

Bu nedenle Rusya ve Esad'ın hedefi, Kastillo-Anadan yolunu da ele geçirerek Halep merkezindeki muhalifleri tamamen kuşatmak.

Hizbullah, Kastillo denen yola yönelik saldırıları başlattı bile.

Bundan sonraki hedef Cilvegözü sınır kapısının yakınındaki muhalif kontrolünde olan Bab el Hava sınır kapısı.

Bu gelişmeler Suriye’deki savaşta dönüm noktası olabilir.

Pek çok uzman Suriyeli muhaliflerin Halep’ten kolay kolay vazgeçmeyeceğini söylüyor ancak hem kuzeyden hem de batıdan lojistik koridorların kesilmesi muhalefeti felç etmeye yetebilir.

Bu durum Ankara’nın Suriye politikası için de yepyeni bir çıkmaz demek.

Eğer rejim Halep’in batısına yönelik saldırısında başarılı olursa, Türkiye-Suriye sınırının batısı rejim güçlerinin eline geçmiş olacak.

Eğer PYD de fırsattan istifade IŞİD kontrolinde olan Carablus-Azez arasını ele geçirirse, Türkiye’nin Suriye ile sınırı bütünüyle rejim ve Kürt güçlerin kontrolünde olacak.

Türkiye’nin Suriye içindeki muhaliflerle de bağlantısı kesilmiş olacak.

Bu durum sadece Türkiye için değil Suudiler, muhalifleri destekleyen diğer Körfez ülkeleri ve aynı ölçüde olmasa da Amerika için de sorun.

Peki bu durumda Türkiye ve rejim karşıtı diğer ülkeler ne yapacak?

Cumhurbaşkanı Erdoğan yurt dışı gezisi dönüşünde, 2003 yılında 1 Mart tezkeresinin Meclis'te reddinin büyük bir hata olduğunu, ‘aynı hataya Suriye'de düşmek istemediklerini’ söyledi.

Suudiler geçen hafta IŞİD’le mücadele için Suriye’ye asker gönderebileceklerini söylediler.

Suudilerin IŞİD karşıtı koalisyonunun hava harekatına katılmadığını ve IŞİD’i birincil tehdit görmediğini göz önüne aldığımızda, Riyad’ın ‘asker göndeririz’ açıklamasının IŞİD ile alakalı olmadığını görmek zor değil.

Hem Türkiye hem de Suudiler Amerika’ya ‘senin liderliğinde bir Suriye operasyonuna destek veririz’ mesajı veriyor.

Çünkü Ankara ve Suudilerin Amerika önderliğinde bir askeri müdahale dışında sarılabilecekleri çok alternatifleri kalmadı.

Halep’te olanlar Washington’da da ‘şimdi Amerika ne yapmalı’ tartışmalarını yeniden başlattı.

Bu çerçevede ‘Amerika Suriye’nin kuzeyinde uçuşa yasaklı bölge kursun’ önerileri yeniden gündeme geldi.

Fakat Obama yönetimi tüm bu beklentileri bir kez daha boşa çıkaracak gibi görünüyor.

Ankara ve Riyad’ın ‘askeri müdahale’ talebine Obama’nın sıcak bakması çok zor.

Bunca yıl karşı çıktıktan sonra 2016 başkanlık seçimlerine bu kadar az zaman kalmışken böyle bir müdahaleye evet demesi beklenemez.

Ayrıca Obama’nın Libya’da olduğu gibi ‘askeri müdahaleye evet’ dediği durumların hangi şartlar altında gerçekleştiğini biliyoruz: uluslararası meşruiyet.

Yani Obama yönetiminin bu fikri tartışmaya dahi açması için bir Birleşmiş Milletler kararı gerekiyor.

Çin ve Rusya varken böyle bir müdahaleye Birleşmiş Milletler’den karar çıkması imkansız.

‘Uçuşa yasaklı bölge’ önerilerinin de akıbeti farklı olmayacak.

Suriye’nin kuzeyinde ‘uçuşa yasaklı bölge’ kurulmasına başından beri Obama’nın neden sıcak bakmadığını ve bakmayacağını daha evvelki yazılarımda ele almıştım.

Bunları yazdığım dönemde henüz Rusya Kuzey Suriye’de fiili bir uçuşa yasaklı bölge kurmamıştı.

Rusların S-400 füzeleri Suriye’de konuşlanmışken ve Ruslar Kuzey Suriye’de kuş uçurtmazken Obama bu plana neden evet desin?

Halep’e yönelik tehdit daha da büyüdüğü takdirde Amerika’nın yapmak isteyebileceği tek şey muhaliflere ağır silahlar temin etmek olabilir.

Amerika’dan bundan daha dişli bir politika bekleyenler ümitlerini yeni Amerikan başkanına saklamak zorunda.

Eğer beklenildiği gibi Hillary Clinton seçilirse Türkiye o çok istediği ‘uçuşa kapalı bölge’ye kavuşabilir.

Tabii o zamana dek Suriye muhalefeti Rus bombardımanına ve rejim yanlısı grupların kara operasyonlarına dayanabilirse…

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp