Top
Defne Eraslan

Defne Eraslan

defne.eraslan@gmail.com

21/12/2015

Kadınlar ve dikkat dağınıklığı

Bu yazıyı yazmayı bir gün öncesine bırakmasaydım iyiydi. Pazar sabahı, dikkatini toplamak çok zor. Eşim büyük kızımın bağırarak defalarca söylediği şarkıya davul ile eşlik ediyor. "O Ses Türkiye Çocuklar" yarışmasına hazırlanıyorlarmış. Küçüğü beş dakikada bir oyuncak getirip benimle oynamaya çalışıyor. Onunla ilgilenmeyip bilgisayarıma bakarsam çocuğun özgüveni ve insan ilişkilerinde kalıcı sorun çıkabileceğimden korktuğum için her çağırmasında yanıt vermek zorunda hissediyorum. Bu hafta ev ve işle ilgili bir sürü kendimce önemli şeyi halletmeye çalıştım. Hiç biri tam bitmedi. Çözemediğim işlerin hepsi gözümde büyüyor, onları erteledikçe kendime kızıyorum.

Bazen, bu sürekli daldan dala atlayan halimin bir çaresi, ilacı olsaydı diye düşünüyorum. Belki erişkin tipi dikkat eksikliği tanısı alsaydım, bu durumum için kendime kızmaktan vazgeçerdim.

Acaba böyle bir rahatsızlığın ileri yaşlara kadar atlanmış olması mümkün mü?

Hepimiz biliyoruz, yerinde duramayan, dikkatini toparlayamayan çocukların bir kısmına “hiperaktivite dikkat eksikliği” tanısı konuluyor. Eskiden bunlara yaramaz ya da şımarık denirdi. Aralarından ilgili öğretmenleri onları iyi yönlendiren anne babaları olanlar kendilerini kurtardılar. Çok ağır hiperaktivitesi olup çevrelerini çok rahatsız edenler ise bir noktada tedavi edildi.

Tanı konulamayan gruba ne oldu peki? Erişkin olduklarında sorunları yok mu oldu?

Biliyoruz ki, hiperaktivite dikkat eksikliği erişkinlikte de devam edebiliyor. Bu kişiler, çoğu zaman dağınık ve unutkanlar. Duygusal gelgitler yaşıyorlar. Bir konuya odaklanamıyorlar, hevesle birtakım işlere başlayıp, sonunu getiremeden başka konulara atılıyorlar. Kendileri ve çevre tarafından “uçarı, daldan dala atlayan, maymun iştahlı ve tembel” olmakla suçlanıyorlar.

Hiperaktivite dikkat eksikliği, daha çok erkeklerde görülen bir durum. Ama kız çocukları ve kadınları da etkiliyor. Ne yazık ki, kız çocuklarında hiperaktiviteden çok dikkat eksikliği ön planda. Bu yüzden, yani çok hareketli olup çevrelerini fazla rahatsız etmedikleri için kadınlarda bu tanı daha çok ihmal ediliyor.

Kadınlar kötü yaptıkları şeylerde dış koşullardan çok kendilerini suçlamaya ve bu durumu genellemeye daha meyilliler. O yüzden, odaklanamayan bir genç kız, çoğu zaman bunu sebatsız veya aptal olmasına bağlıyor. Sonra gelsin özgüven eksikliği ya da depresyon.

Hele evlenip çocuk sahibi olunca ev, çocuk ve iş sorumlukları zaten dağınık olan dikkati iyice bozuyor. Aynı anda birden çok iş yapmak herkes için kötü* ama ev ve çocuklar ile ilgili ıvır zıvır görevleri kadınlar daha çok üzerlerine aldıkları için işleri daha zor.

Tabii ki her motivasyonsuzluk ya da düzensizlik dikkat eksikliği hastalığından kaynaklanmıyor. Sorumluluktan kaçış yok yani. Ben kaç senedir kendime dikkat eksikliği tanısı koyup kendimi aklamaya çalışıyorum ama henüz muvaffak olamadım. Ama bu süre zarfında yetişkin yaşlara kadar tanı alamamış, sonra bazen günlük yaşamlarında yaptıkları düzenlemeler ile, bazen ise terapi ve ilaçla çok büyük değişimler yaşayan çok sayıda kadın ve erkek gördüm.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu olsun olmasın, herkesin motive olamadığı, ertelediği, başaramadığı bir şeyler var ve hep olacak. Hayal kırıklıklarımızın hepsini bir hastalığa bağlayıp sorumluluktan tamamen kurtulmamız doğru değil. Ama düzeltilebilir olan ya da elimizde olmayan belirtileri tanırsak, belki onları çözer, geri kalan kısımlar için de kendimize karşı daha hoşgörülü olabiliriz.

Şimdi bizim salonda kızların kurduğu kafede elma çayı ve oyun hamurundan yapılmış pasta yemeye gitmem gerekiyor. Yazım belki daha iyi olabilirdi ama bence önemli bir konuya parmak basıyor. Bu koşullar altında fena değil yani. Hoşgörünüze sığınıyor, ve eğer kendinizde dikkat eksikliği olduğundan şüpheleniyorsanız, her şeyi ertelemeye meyilli olsanız bile bu konuda uzman birine danışmayı ihmal etmemenizi önererek bilgisayarımı kapatıyorum.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp