Top
Berrin Karakaş

Berrin Karakaş

karakasberrin@gmail.com

17/01/2013

'3 Hem' formülü

'Oooo piti piti’ gibi bir çocuk şarkısı nakaratı sanki: “Hem o hem o hem de o”. Çocuk oyuncağı bir hayatın şarkısının nakaratı… Türkiye’nin geleceği, kurtuluşu adına çok önemli bir aynı nakarat.

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin iki gün evvel katıldığı ‘İşte Eşitlik Platformu’nda yaptığı konuşmada bu şarkıyı söylüyordu sağında Güler Sabancı, solunda Ferit Şahenk. “İşte eşitlik” müjdesi veriyorlardı ellerinde oranlar, oranlarda kadınlar pembe kutularda, erkekler mavi. Bu iki kutu birbirine denk gelecek mi gelecek! Yeter ki kadınlar üç de yetmez beş tane çocuklarını eteklerine toplayıp bir an önce şarkıyı söylemeye başlasınlar. Bakanın deyişiyle “Hem o hem o hem de o” olabilsinler. Hem iyi bir çalışan hem iyi bir anne hem iyi bir eş.

Kendisine tutulan mikrofonlara kocasından örnek veriyordu Şahin, elinde bir iş varken bir diğerini yapamazmış, oysa kadın yaparmış, mesela annesi hem telefonla konuşup hem çay koyabilirmiş, hem televizyon izleyip hem yemek yapabilirmiş.

İnsan bir araştırma nesnesi olunca hayat sakız çiğnerken yürümek kadar kolay olmalı. İstatistiksel veri renkleri her zaman böyle ferah, açık bir pembe, açık bir mavi olacaksa, ne ki ortalık kan gölü...

İştah açıcı pasta çizelgelerden ibaretse insan, ailelerin mutlu tutukluluğu AVM inşaatlarında ölebilir, işçiler, kadınlar öldürülebilirler ‘kutsal aile’ uğruna, aynı uğurda çöpten çocuklar çıkabilir, çocuklar çadırlarda yanabilir… Ölmeseler de, bir ölüden farksız yaşayabilir insanlar. Hele de insanın en güçlüsü kadınlar.

Anneler var etrafımda sabah akşam çalışıyorlar. ‘3 Hem’ formülleri yolunda ruhları çekilmiş. Ne çocuklarıyla oynamaya, ne onları dinlemeye kalmamışlar. İşler eve de taşmış. Çoğuna ‘iş’ artık hayatın anlamı. Yeni bir kavram olarak ‘iş oluş’ var. Bu yeni kavram ne kadın oluş bırakmış kaçış alanları önermeye ne çocuk oluş hayallere.

Bir de hükümetler gözünde şu krizler çağının en ‘tehlikelisi’, kontrolü acil ve bir o kadar da kolay yoksul aileler var, güçlü kuvvetli yoksul kadınlar. Ne tesadüftür ki Şahin bakan ile ismi benzer Fatma’nın kız kardeşi var mesela. Öyle iyi bir çalışan ki, ciğerleri çamaşırsuyu dolmuş artık. Genç bir yorgun olmuş. Doktor “Uzak dur temizlik malzemelerinden” demiş. Apartman merdivenlerinde iyi bir çalışan olmaya devam etmek gerektiğinden, uzak duramıyor.

3 yaşında oğlunun yanına bir de kız çocuğu eklenmiş bir sene önce. İstememiş hiç ikinci bebeği. “İsteyeceksin” demişler, diyorlar. Daha ilk çocukta çocukla birlikte ağlıyormuş oysa. İlaçlar vermişler bunalımlarına. Şimdi ikinci bebeğe süt verdiğinden ilaçları da alamıyor, uyuşamıyor. “Ağlıyor, ağlıyor, uyuyor” diyor Fatma.

‘3 Hem’ formülünün üçüncü ayağı ‘iyi bir eş’e gelemiyoruz bile. Kocası da belinden rahatsızmış işyerlerinin, okulların, apartmanların temizliğinde. Ona da “Yüz” demiş doktor.

Ocak ayının başında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın düzenlediği Uluslararası Aile ve Sosyal Politikalar Zirvesi’nde bir robot gibi konuşarak “İnsan nasıl bir robot değilse aile de değil” diyordu Başbakan. Ve ardından Arçelik’in ‘Yılın Düğünü’ reklam filmine ödülünü veriyordu. Robotları dahi evlendirerek bu ödülü hak etmişlerdi.

Sermayeyle el ele kurulacak, gururla söylenen hedef ‘muhafazakâr sosyal demokrat aileler’ robot kümeleri için, nice ödüllere….

Dünyayı aileler kurtaracakken ucuz ucuz, akıllı akıllı, evlilik o kadar önemli ki, ülkemizde boşanmak istedikleri için tek tek öldürülse de kadınlar devlet ‘Boşanma Evi’ imkânı sunuyor. Diyor ki, ‘Bir tanesini bile geri döndürsek bu karardan kardır”. O kadar önemli ki aile, ikna odaları kuruyor devlet üremeye zorla. ‘Aile Merkezleri’ kuruyor, kutsal ailesini anlatıyor. O kadar önemli ki aile ve kadın, askerlikte ‘Yurt Sevgisi’ programına ekleniyor. Silahla yan yana duruyor. Mermiler hep kâr; o sihirli .sözcük. Öyle sihirli ki, uğrunda rahat rahat ölebilmeli.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp