Top
Berrin Karakaş

Berrin Karakaş

karakasberrin@gmail.com

01/01/2011

İyi yıllar Türkiye!

2012 kıyamet senaryolarına kıymet verirsek, büyük sona bir sene kalmış olabilir. Kadim Mayalar canları sıkılıp da “yaz yaz nereye kadar” deyip bırakmamışlarsa şayet yazdıkları takvimi, 21 Aralık 2012’de dünyanın sonu geliyor olabilir. Dün gece saat 24:00 itibariyle bizler, kafalarda Noel Baba kukuletaları, sonumuzun başlangıcını kutlamış olabiliriz. “He he he…” Böyle pis pis gülen Noel Baba’lar geliyor gözümün önüne. Fantastik bir korku filmi; bacalardan Noel Baba’lar tek tek düşerler. İsli yüzlerinde “Sonunuz yakın” diyen pis bir gülüş vardır. Torbalarında ölümü hediye getirmişlerdir…

Taptaze bir senenin bu ilk gününde böyle müsibet müsibet hayaller kurduğum için üzgünüm. “2012 tekamül yılı olacak, insanlık aydınlanacak” iyimserliğine de kapılıp gidemiyorum. Bir Bush’un tekamülünü düşünün, seneler alır. Ve daha niceleri… Bu kadar adamın bir senede aydınlanacaklarını sanmıyorum. Ama şöyle de bir şey var ki, ademoğlu her an öleceğini bilerek yaşıyor değil mi? Bunu bile bile lakin, hep bir sıkıntı, bir bunalım, bir plan program manyaklığı, hesap, kitap… Bir Erol Büyükburç gibi takılamıyoruz şu dünyada.

Büyükburç’a “Diyelim ki bir sene kaldı sona, ne yaparsınız 2011’de bu durumda?” diye sorduğumda şu cevabı aldım mesela; “Hiç istifimi bozmam. Nerde trak orda bırak. Kesin böyle bir şey olacaksa niye telaş koparayım. Zaten ölüm Allah’ın emri. Ama böyle meşhur insan hırsları yok mu, her yeri parselleriz, dünyayı, cenneti parselleriz. Hiçbir yeri parsellemem. “
Fantastik korku filmimde insanlığı Erol Büyükburç kurtarsın isterim. Aydınlanma olacaksa onun ışığında olsun. Meltem Cumbul’a da Hindistan’da insanlığı kurtarmaya çırpınan özgüven prensesi rolünü biçtim. Kostümleri biçiliyor. Büyükburç’a sorduğum soruyu kendisine sorduğumda aldığım cevap bunu gerektirdi. Filmi Bollywood’da pazarlamanın kolay olacağı düşüncesinin de etkisi var tabii. Akılcı bir insan olarak böyle şeylere inanmadığını söyledi öncelikle Cumbul Prenses. Ardından bir gün zaten öleceğimizin altını çizdi ve “Zaten geciktirdiğim, ertelediğim hiçbir şey yok. 2011’de de şu an ne yapıyorsam aynını yapmaya devam ederim” diyerek başrolü kaptı. Bence biraz düşünseydi bulurdu ertelediği bir şey.
Aynı soruyu “Kimseyi kırmadan, üzmeden, bir peygamber edasıyla yaşardım. Bazı konularda öncü, yüreğinde sevgiyi çoğaltan, herkese sevgi dağıtan… “ diyerek cevaplayan Tuğba Özay’ı da bizim medeniyetin küllerinden doğacak olanın prensesi yapacağım.Böylece korku filmim, fantastikliğine yaraşır bir şekilde bitecek. Nişantaşı’nda pırıltılı bir küçük dükkanın önünde günlerdir saksofon çalıp göbek atarak Jingle Bells’i söyleyen dev oyuncak Noel Baba’lardan milyonlarcasını finalde kullanmak istiyorum. Hem sevimli hem korkutucu ‘Chucky Noel’ler mekanik mekanik “Jingle Bells” zafer şarkılarını söylerken, gökyüzünden Tuğba Özay inecek. Film böyle açık uçlu bitecek.

Not: Yazıyı bitirdim yatmaya gidiyordum ki, “Noel Baba Bıçaklandı” haberini gördüm. Birileri benden önce davranıp bir korku filmi çekmiş diye hırslandım. Anadolu Gençlik Derneği yılbaşı kutlamalarına karşı olduklarını temsili şişme Noel Baba’yı bıçaklayarak protesto etmiş. Anladım ki fantastik senaryolar bize lüks. Bize böyle damardan gerçek korku filmleri yaraşır. Derneğin amaçları arasında “Gençlerimize fert -toplum meselelerini tanıma ve çözüm arama alışkanlığı kazandırma” ve “Ruhsal bedensel yönden sağlıklı olarak yetiştirme” maddeleri var. Şişme Noel Baba bıçaklayarak süper bir çözüm bulmuş gençler, çok sağlıklı ruhlar maşallah!

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp