Top
13/03/2023

Şarkın Babası

“Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.”

Mustafa Kemal Atatürk

XII. Uluslararası Kadın Konferansı, 18 Nisan 1935’te İstanbul’da yapıldı. Bu konferansa katılanlardan biri de Hüda Şaravi’dir. Şaravi, Mısır Feminist Birliği’nin kurucusu, feminist bir liderdir. Aynı zamanda Uluslararası Kadın Birliği’nin başkan yardımcısıdır. Şaravi, Atatürk ile görüşmesini anılarında şöyle anlatıyor:

“İstanbul’daki konferansın sonunda, Türkiye’nin kurtarıcısı Atatürk’ün düzenlediği bir kutlamaya davet edildik. Makamının yanındaki salonda, davetli delegeler bir yarım daire oluşturacak şekilde bekliyordu, kısa bir süre sonra kapı açıldı ve Atatürk etrafında bir görkem ve azamet haresiyle içeriye girdi. Sıra bana geldiğinde çevirmen olmaksızın doğrudan onunla konuştum.

Doğulu bir Müslüman kadının, Uluslararası Kadınlar Sözcüsü olarak bulunduğu ve Türkçe konuşarak ona Türkiye’de yürüttüğü özgürleşme hareketi için Mısırlı kadınlar adına teşekkür ettiği benzersiz bir andı. Ona şöyle dedim: Doğunun bütün ülkelerini özgürleşmeye ve kadın haklarını talep etmeye teşvik ettiniz, Türkler size, ‘Atatürk’ yani Türklerin Babası ismini verdi. Ben ise size ‘Ataşark’ (Şarkın Babası) demek istiyorum.

Bana yarattığım büyük etki için teşekkür etti, ben de cenaplarından bir fotoğraf istedim.” XII. Uluslararası Kadın Konferansı’nın Türkiye’de toplanmasının önemli bir nedeni vardı: Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını kazanması ve bunun uluslararası alana yansımasıdır.

Batı ülkelerinin çoğunda kadınların siyasi hakları sınırlı iken Türkiye Cumhuriyeti’nde kadının seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, dünya kadın hareketleri için örnek gösterilecek bir gelişmedir. Kongre, ilk kez Müslüman bir ülkede toplandı ve ilk defa o ülkenin hükümeti tarafından maddi açıdan desteklendi.

Türk hükümeti, Atatürk döneminde yapılan yeniliklerin ve Türk kadınının geçirdiği değişimin duyurulması açısından kongreye özel önem verdi. Uluslararası Kadınlar Birliği’nin düzenlediği kongreler içinde İstanbul Kongresi, en geniş katılımlı olanıdır. Kongreye 30 ülkeden 200 milyonu temsilen 210 delege katıldı. Türkiye’yi kongrede on ikisi asil, on biri yedek olmak üzere yirmi üç delege temsil etti.

1935 seçimleri ile meclise giren ilk kadın milletvekillerinin hepsi kongreye katıldı. Kongredeki oturumlarda kadın ve erkeğin birlikte çalışma zorunluluğu, eşit işe eşit ücret verilmesi, kadın ve erkek için aynı sorumluluğun istenmesi, evli kadının tek bir kimliğe sahip olması, hukuki evlilik konuları tartışıldı. Yıldız Sarayı’nda böyle bir etkinliğin yapılması; Osmanlı kültüründeki kadının, bir anlamda çağdaş dünyaya adım atışının simgesi olarak değerlendirilir.

Saray eskidir ancak artık içinde; çağdaş, aydın, eşit Türk Kadını vardır. Avustralya delegesi Madam Rischbieth aylar süren bir yolculuğun ardından kongreye katılır. Bir soru üzerine: “Türk kadınına ve o büyük adama duyduğum saygının yanında yolculuğun lafı edilmez” der.

Davet sona erdiğinde Dünya Kadınlar Birliği Başkanı Madam Corbett Ashby “Meğer kongrenin en önemli hadisesi Atatürk’ü tanımakmış” der.

 

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp