İstanbul İl Başkanlığı, siyasi partiler için çok önemli bir makam idi. İdi diyorum. Çünkü 12 Eylül’e kadar öyle idi. Darbeden sonra hiçbir kıymeti kalmadıydı. Ta ki Dr. Mehmet Müezzinoğlu AK Parti İl Başkanı olana kadar. O koltuk Müezzinoğlu’yla birlikte tekrar önem kazandı. Kazanınca, CHP de işi ciddiye aldı ve deve dişi gibi adamları ard ard’a devreye soktu.

*

İşte şimdiki Sağlık Bakanı, o bahsettiğim İl Başkanıdır. Müthiş çalışkan, o derecede bilgili... Üstelik örgütçü. Partinin kılcal damarlarına kadar bilen, kaliteli bir siyaset ustası. Performansını Bakanlığa yansıtırsa büyük hizmet verir. 3 dönemlik’lerden olmadığı için, önümüzdeki yıllar da hizmete devam eder. 

*

Yeri gelmişken bir daha soralım. Bu 3 dönemlik’lere getirilen siyaset yasağı, sahiden uygulanacak mı? Yani, başarılı milletvekilleri ve başarılı bakanlar cezalandırılırcasına siyasetten uzaklaştırılacak mı?
- Efendim, her biri nefer gibi çalışır. Vekil olmak şart mı? Şart değil ama yetişmiş insanlardan niçin faydalanmayalım?
......
Derken... bir ihtimal belirdi ufukta. Nedir? Eğer Başkanlık sistemi gelirse, Bakanlar “dışardan” olacak. Eh, şimdikiler dışarda kalacaklarına göre, demek ki yerleri hazır. Nasıl? Yanlış mı tercüme ediyorum? Ne diyorum: Milletvekilliği yok ama Bakanlık var. Yahu, doğru mu söylüyorum?