Bir taraf iktidardan hiç inmeyecekmiş gibi davranıyor, öbür taraf ise iktidara hiç gelmeyecekmiş gibi davranıyor. Bu bakımdan, birinin ak dediğine öbürü kara diyor. Gerçi bu inatlaşma bizde hep vardır, her zaman olmuştur ama bu def’a, tuhaf bir kabulleniş var. Zannedersiniz ki ta 2071’e kadar kapalı gişe bir oyundayız. Zannedersiniz ki tek boş koltuk yok. 

*

Baykal’ın müdahelesini buna bağlıyorum. Çünkü gidişatı görmüştür. Siyasetin doğasına aykırı bir anormallik sezmiştir. Gerçekten de ANAP ve DYP’nin sıfırlanması, siyasi yelpazenin kimyasını değiştirmiş, dengeleri altüst etmiştir. Emanet oylar, artık kalıcı olmaya meyil gösteriyor. Buna mukabil sosyal demokratların hiçbir tedbiri yok. Maçı, kendi yarı sahalarında kabul etmiş gibiler. Baykal, şimdilik münasip bir lisanla uyarıyor ama yarın farklı söylemlere geçecektir. 

*

Tam 1 yıl sonra bugünler, Yerel Seçimler var. Adı Yerel. Aslında ulusal anatomiyi belirleyecek. Yeni Türkiye’nin yol haritası veya Eski Türkiye’nin akıbeti orada çizilecek. Böylesine mühim bir seçim. Ama görüyoruz ki kaç belediye kazanırım’dan öte bir başka derdi olmayan arkadaşlar, hâlâ 70 model siyaset yapmaktalar. Ne güzel bir meşgale. Ne konforlu bir hayat...