Top
06/05/2024

3'üncü Dünya Savaşı çıkarsa

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in, geçen hafta ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’i kabul ederken sosyal medyaya yansıyan sözleri, hal ve tavırları hiç de iyiye işaret değil. Çin lideri, Blinken odaya girmeden hemen önce yardımcısına, “Ne zaman gidiyor bu?” diye soruyor. Yardımcısından “Bu gece” yanıtını alan Şi Cinping “İyi” diyor. ABD’li Dışişleri Bakanı’nı aşağılayan üslup yankı uyandırırken Blinken’i, Çin gezisine gelirken hiçbir üst düzey yetkilinin karşılamaması ve kırmızı halı serilmemesi de dikkat çekti. Çok tartışılan bir konu olduğu için üzerinde fikir jimnastiği yapmadan duramadım. Savaş bir ABD destroyeri ile küçük bir Çin donanma gemisinin çatışmasına bakar. Sonrasında...

* Çin önce Tayvan’a askeri harekata girişir. Doğrudan işgal etmeye çalışır. Dünya elektronik çip pazarının yüzde 64’ünü Tayvan üretiyor.

* Ardından ABD’den acil müdahale gelir. Tayvan’ın savunmasına yardım etme taahhütlerine bağlı olan ABD, deniz ve hava kuvvetleriyle müdahale eder.

* ABD, müttefiklerine çağrı yapar. Karşılıklı savunma taahhütlerine uygun olarak Amerika; Japonya, Avustralya ve muhtemelen NATO ülkelerinde seferberlik başlatır.

* Bölgedeki hâkimiyetini pekiştirmek için bunu fırsat gören Rusya, Çin’e askeri ve diplomatik destek sağlayarak gerilimi daha da tırmandırır.

* İlk çatışmalar Pasifik’te, Güney Çin Denizi ve Tayvan Boğazı çevresinde hava ve deniz kuvvetlerini içerir.

* Çatışmanın ciddiyetine bağlı olarak NATO, Rusya veya Çin’in diğer müttefiklerinin gerilimi daha da tırmandırmasını engellemek için Avrupa’da bir doğu saldırısına girişebilir.

* Durum kötüleştikçe, Güney Çin Denizi bölgesinde, Çin’le toprak anlaşmazlıkları olan Japonya, Güney Kore, Vietnam ve Filipinler de artık güvende değildir. Savaş kapılarına dayanmıştır. ABD hepsine güvence vermektedir.

* Hindistan ve Kuzey Kore, savaşa ilk etapta girmese de muhtemelen stratejik çıkarlarına dayanarak fırsattan istifade bölgesel hakimiyetlerini artırmak isteyecektir. Örneğin Çin’in Hint Okyanusu’nda artan etkisinden çekinen Hindistan, saldırı için fırsat kollamaya başlar.

* ABD ve Çin, birbirlerinin çıkarlarını baltalamak için diğer bölgelerde vekalet savaşlarına girişir. Orta Doğu ve Afrika’da çatışmalar patlar. Suriye ile IŞID, İsrail ile İran gibi.

* Türkiye, İsviçre, Brezilya ve Güney Afrika gibi ülkeler tarafsız kalmayı seçebilir, arabuluculuk veya barış görüşmelerine ev sahipliği yapmayı teklif edebilir.

* Güney Çin Denizi’ndeki çatışma küresel ticaret yollarını etkiler. Gemicilik ve ticaret aksar. Denizdeki kilit noktalar tartışmalı bölgeler haline geldikçe petrol fiyatları hızla yükselir. Küresel ekonomi zorlanır, borsalar düşer ve tedarik zincirleri kesintiye uğrar.

* Avrupa Birliği ve ASEAN ülkeleri (Endonezya, Malezya, Tayland, Filipinler, Singapur, Brunei, Vietnam, Laos, Kamboçya ve Myanmar) gibi bölgede önemli ekonomik çıkarları olan ülkeler, taraf tutma ya da diplomatik müdahalede bulunma baskısı altında kalır. Bazı ülkeler ABD ya da Çin’e yaptırım uygulayarak gerilimi daha da tırmandırır.

* Kayıplar arttıkça, nükleer saldırı ihtimali de artar. Hem ABD hem de Çin nükleer cephaneliğe sahip. Rusya, Hindistan, Kuzey Kore, İsrail, İran’da kimin ne çılgınlık yapacağı belli olmaz. Görüldüğü üzere Güney Çin Denizi’nde bölgesel bir anlaşmazlık olarak başlayan olay, yıkıcı sonuçlar doğurma potansiyeline sahip küresel bir krize dönüşüyor. Bu senaryonun gerçeğe dönüşmesini engellemek için uluslararası iş birliği her zamankinden daha çok önem taşıyor.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp