Top
17/04/2023

Ünlü olmak soylu yaşamak

Siyasi partilerin; şov, televizyon, dizi, iş dünyası, yazar, çizer ya da sosyal medyadan ünlü isimleri çeşitli bölgelerden aday göstermesine tepki gösterenler var. “Adamın milletvekili adayı olduğu partiyle ideolojik bağı bile yok, yaşam tarzı alakasız, tek farkı ünlü olmak” diye karşı çıkıyorlar. “Sen ne anlarsın bu işten” demeye getiriyorlar.

O ‘ünlü’ sözcüğü ağızlarından çıkarken her defasında yüzlerinde beliren müstehzi ifadeye takılıyorum... Aklıma Mevlâna geliyor. Anlatılana göre; Mevlâna’nın şöhretini duyup da anlam veremeyen bir grup genç, soluğu Konya’da almış. Mevlâna’yı bulup “Ey Hazretleri! Bu kadar okursun yazarsın da ne bilirsin?” diye alaycı sormuşlar. Mevlâna her zamanki mütevazılığıyla cevap vermiş: “Ben haddimi bilirim.”

ÇABA GÖSTEREN KİŞİ

‘Ünlü’ ne demektir? Ünlü demek ‘tanınmış’ demektir. Bir insan nasıl tanınır? Kimsenin adlarını bile bilmediği kalabalıkların arasından yükselerek kendini tanıtır. O ün; temelinde olağanüstü çabayı içerir. Yani ünlü kişi çaba göstermiş, üstünlük sergilemiştir.

Bu yüzden ünlü kişi, şöhretin her basamağında biraz daha çok yükümlülük altına girer. Kazandığı şöhreti koruma gayretidir o. Hep kendini aşmaya çabalar, olduğundan ileri gitmeyi ödev addeder. Bu da ona bir hedef verir. O hedef gerçekte mücadeleye adanmış bir yaşamdır. Bu yaşam tarzı, durgun ve sıradan yaşamın karşıtıdır. Sonuçta toplumda kaçınılmaz olarak ortaya normal insanlar (kitleler) ile bir de üstün çaba gösteren ünlüler (seçkinler) çıkar.

Ünlü insanların başka bir özelliği daha vardır. Bu insanlar, kendinden çok şey bekleyen kişilerdir. Diğerleri gibi (normal insanlar) olduğu gibi kalmakla yetinen ve bundan da pek memnun olanlara hiç benzemezler. Kendilerini sürekli geliştirmeye adarlar.Sosyal medyada saatler geçirmek, sürekli iş, kahve, tavla, alışveriş, eğlence, televizyon arasında geçen bir hayat onlara göre değildir.

Seçkin insanlar kendilerini geliştirecek gereksinimlerden mahrum kaldıklarında (kitap okumak, dil öğrenmek, spor, resim yapmak, yazı yazmak, müzik bestelemek vs.) tedirgin olurlar ve kendilerine yapacak çok daha çetin işler icat ederler. Keyfince yaşamak tam da halk adamına göre iken, ünlü kişiler hayatında düzen ve yasa arar. (Goethe) Disiplin olarak bir yaşamdır bu...

YETENEKLERİNE GÜVENİR

Şan, şöhret sahibi seçkin insanlar, hayatı kişisel gelişim olarak algılar, kadere boyun eğmek yerine meydan okumayı, sonuna kadar gitmeyi, durağanlığı değil, bir uğurda savaşırken ölmeyi yeğler.

Nietzsche’den sonra belki de en büyük Avrupalı yazar olan İspanyol düşünür Jose Ortega Y Gasset’nin, 100 yıl önce kaleme aldığı ‘Kitlelerin Ayaklanması’ adlı kitabında söylediği gibi “Soylu sınıfın ayrıcalıkları, aslında bağış ya da lütuf değildir, tam tersine fetihtir. Ve ilke olarak, onların elde tutulması, ayrıcalıklı kişinin, gerekirse, örneğin birisi çıkıp onları geri almaya yeltenirse, her an onları yeniden fethedebilecek yetenekte olduğu varsayımına dayanır.”

Tabii ki her ünlü yukarıdaki ‘kalıbın adamı’ olamıyor. Yine de ‘gerçek’ ün sahiplerini itibarsızlaştıracak eleştiriler yapmadan önce kendimize bakıp, bir özeleştiri yapmalıyız.

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp

Yazarın Diğer Yazıları