. Bu ülkede 27 Ağustos günü iki çocuk öldürüldü. Birinin adı Baran, diğerinin adı Emin. Biri 7, diğeri 10 yaşındaydı. Koskocalığı ile övünüp durduğumuz şu ülkenin yüreğinde yer bulamadık şu iki minicik bedene.

*

.Birileri, yıllardan beri vicdanında taşıdığı ‘PKK’nın yarattığı terör yüzünden öldüler’ temizlik bezini çıkardı. Bastıra bastıra bir güzel sildi vicdanını, geride ufacık leke bile kalmadı. Arkasından kendi çocuklarının başını okşadı o elleriyle. Birileri, ‘Zaten büyüyünce terörist olacaktı’ diyerek aramızda dolaşırken giyindikleri insan kılıklarını çıkarıp attı!

*

. Siz hiç ‘Büyüyünce terörist olacağım’ diye hayal kuran bir çocuk gördünüz mü? Elbette görmediniz! Ama bir ülke çocuklarına nasıl gelecek biçerse, onun karşılığını nasıl aldığını gördünüz! Baran ve Emin için gözyaşı dökmeyen, ‘Ama’sız acı çekemeyen kalbimiz kurusun!

* “Bu senin değil ülkemin ayıbı. Hırpalanmış yerlerinden öperim çocuk.”

(Nazım Hikmet)

SAYIN OKUR...

* “7 Haziran’da topyekun sandığa aktık ne oldu? Başında nöbet tuttuk ne oldu? Kibirli muhteris muktedire ayarı verdik, ne oldu?” sorularını bıkkın bıkkın sorma sayın okur!

* Bu umutsuzluğa teslim olup, seni demokrasiden soğutmalarına izin verme sayın okur!

* Senin umutsuzluğunun diktaya, teröre kan verdiğini sakın ama sakın unutma sayın okur!

* Asıl niyetin de zaten bu olduğundan hiç şüphe etme sayın okur!

* 1 Kasım’da tatile gitme sayın okur!

* Sen sadece iki günlük tatil planı yaparken, birileri senin 7 sülalenin geleceğini planlıyor, bunu da sakın unutma olur mu sayın okur!

KISSADAN HİSSE

Hırsızlıktan, yolsuzluktan, yalandan, riyadan ülkeyi kurtarmak vaadiyle oy isteyen Bahçeli, 7 Haziran akşamı halk iradesinin üzerine kırmızı çizgi çekti. Bahçeli sayesinde sandık şokunu kısa sürede atlatan AKP, seçilmemiş ‘iktidarıyla’ sürece el koyarak, sandığın üzerine oturdu.

*

Bahçeli böylelikle ayrıca AKP’nin “Bizsiz istikrar olmaz”, “Muhalefet beceremez” propangandasının da ilham kaynağı oldu. Kürtlerin oyunun bir daha geri gelmeyeceğini bilen iktidar da kurtuluş reçetesi olarak gördüğü milliyetçi oylara sinyalini çakıp, MHP’nin ana lideri Türkeş’in oğlunu bir nevi ‘transfer’ etti.

*

Kısaca Bahçeli’nin 7 Haziran’da halk iradesinin üzerine çektiği kırmızı çizgi, bumerang olup kendine çarptı. Kısaca neymiş; 21. yüzyılda 20. yüzyıl ayarlarıyla siyasi aktör olmaya kalkarsan bırak vatanı, koltuğunu bile koruyamazmışsın!

Dibi boylamak

Dışişleri Bakanı oldu, iç işlerine burun sokulmadık ülke kalmadı. Suriye halkının trajedisi ortada. ‘Sıfır sorun’ dedi, düşman olmadığımız komşu kalmadı, başımız beladan kurtulmadı. Seçim oldu seçilemedi. Hükümet kurma görevi üstlendi, beceremedi. Tüm bunlara rağmen başarısından dolayı Cumhurbaşkanı tarafından tebrik edildi. Üstüne üstlük bir de ödüllendirilip tekrar başbakanlık verildi. Neticede anladık ki, Davutoğlu’nun meşhur stratejik derinliğinin sırrı, dibi boylatmakmış...

Ahlaksızlık

* Sapık örgüt IŞİD’in sapık emirlerinden biri üzerinden Cumhurbaşkanı’nın kızı Sümeyye Erdoğan ile ilgili iddialar ortaya atılmış. Bu iddialar üzerinden de Sümeyye Erdoğan’a birbirinden ahlaksızca, utanmazca yazılar, mesajlar atılmış. Şimdi bana ‘Ama, ‘Kabataş olayını gördük’ diyeceksiniz, şimdi bana ‘Ama’ ‘Bunlar kendilerinden olmayan kadınlara nasıl saldırıyorlar’ diyeceksiniz... Hatta işi daha öteye götürüp kalemimi muktedire sattığımı söyleyeceksiniz. Yemezler!

* ‘Ama’ ile başlayan her mazeret cümlesi insanlığa atılan el bombasıdır. Bu kıyımın da ‘Ama’sı maması yoktur! Kadına kadınlığı üzerinden saldırmak tek kelimeyle ahlaksızlıktır! Şuursuz, ilkesiz öfkenizi kusacaksanız şayet, etrafı kirletmeyin, evinizin tuvaletine gidin!..