Top
27/02/2023

DÜŞÜNCELERİNİ DEĞİŞTİR KİLO VER

Birçok insan psikolojik olarak diyete uyamamaktan ve moralleri bozuk olduğunda sürekli yemek yemekten şikayetçi. Gelin bu durumların nelerden kaynaklandığına birlikte bakalım.

Her pazartesi diyete başlayıp bir iki gün geçmeden diyeti bozuyorsanız, gittiğiniz yerlerde, davetlerde size sunulan ikramlara hayır diyemiyorsanız, en sevdiğiniz tatlının reklamını gördüğünüzde hemen buzdolabına koşuyorsanız, diyetinize mani olan bir takım düşünce hatalarına sahip olabilirsiniz demektir. Diyet yapabilmek için bilinçlenmek, diyetisyene gitmek, iradeyi kullanmak gerekli şartlar olsa da günümüzde bilinçli bir şekilde zayıflayabilmenin yaşam tarzınızda bazı değişiklikler yapmaya bağlı olduğu da bir gerçektir. Bu noktada da psikolojik faktörler önem taşımaktadır.

Düşünün ki vermeniz gereken kilo fazlanız var. Alanında çok başarılı, mesleğini iyi yapan bir diyetisyen buluyorsunuz ve hemen randevu alıp gidiyorsunuz. O size sevdiğiniz yiyeceklerden oluşan bir diyet programı hazırlıyor. Hatta birlikte hazırlıyorsunuz, aç kalmayacağınız şekilde de düzenliyorsunuz. Diyetisyeninizi çok seviyorsunuz, aranızda iyi bir etkileşim oluyor, bu pozitif duygularla ofisinden ayrılıyorsunuz. Buraya kadar her şey çok güzel gidiyor. Kendinizi motive de ettiniz, “Bu sefer kesin başaracağım” diyerek diyete başlıyorsunuz, çok kararlısınız. Ancak birkaç gün listeye bağlı kalıyorsunuz ve bir bakmışsınız birkaç gün sonunda kendinizi diyetinizi bozarken buluyorsunuz. İşte burada tam da psikolojik olarak fark etmeniz gereken, zayıflamayı engelleyen düşünceleriniz devreye giriyor. Gelin bu düşüncelere biraz bakalım, acaba bunlar neler?

“Doymadım.”

Gözümüzün açlığı ve karnımızın açlığı arasındaki fark vardır. Bazen yemek yersiniz ama sofradan kalktığınızda kendinizi hala aç hissedersiniz. O zaman kendinize gerçekten mi açsınız, yoksa psikolojik mi diye sormak gerekir. Gerçekten aç olmanız çok mümkün değildir çünkü sofradan yeni kalkmışsınızdır. Bu psikolojik bir açlık ise kendi kendinize de bunu hatırlatmak gerekir. Ben gerçekten aç değilim, şu anda canımın bir şey istemesi tamamen psikolojik, demelisiniz.

Kendi tepkilerinizin davranışlarınızın ve savunmalarınızın farkına varmaya çalışın. Örneğin, duygusal olarak hassas olduğunuz bir dönemde iseniz, mutsuz, öfkeli, kaygılı ve ardından sık yemek yemek istiyorsanız, sofradan kalktıktan sonra bile yemek yeme isteğiniz oluyorsa, abur cubur atıştırmalıklara ihtiyaç duyuyorsanız, bunun fiziksel değil, psikolojik açlık olduğunu kendinize hatırlatmalısınız.

“YASAK!” ve “Bunu yapmam lazım.”

Gereklilikler, zorunluluklar her zaman kaygı uyandırır. Sizi hareketsizleştiren, engelleyen en büyük düşüncelerden biri de YASAK! “Bunu yememem lazım, diyetime uymam gerekir, tamamına mükemmel şekilde uymalıyım” gözüyle bakarsanız daha çok strese girersiniz, daha çok strese girmiş olmanın da bir sonucu olarak daha çok yemek yemek istersiniz, işte bu bir kısır döngü gibi gider. Yasak ve yapmam lazım düşüncelerinizi, “yaparsam, diyetime uyum gösterirsem iyi olur ama uyamazsam da bu benim için çok büyük bir problem olmamalı, elimden geleni yapmaya çalışıyorum.” düşünceleri ile yer değiştirin.

İşte sizin de böyle, zihninizi, bedeninizi hareketsizleştiren bunun gibi birçok mantık hatası düşünceleriniz olabilir. Bu konuda temkinli davranın, kendi mantıksız düşüncelerinizi fark edin ve onlar yerine daha doğru, daha işlevsel ve günlük yaşantınızı bozmayacak olan pozitif düşünceleri koymaya çalışın. Yine de bu tarz düşüncelerinizi fark edemiyorsanız, fark etseniz de değiştiremiyorsanız, yerine mantıklıları pozitif olanları koyamıyorsanız faydalı olması açısından psikolojik destek alın. Unutmayın, zihin ve beden bir bütündür. Zihninizde olan her şey bedeninize, bedeninizde olan her şey zihninize yansır. Bu yüzden kilo verirken, zihninizdeki bu düşüncelerden de kurtulursanız, ağırlıklarınızdan da daha kolay kurtulabilirsiniz.

Sağlıkla…

Yazıyı Paylaş

Google +

Whatsapp